MİRAÇ : GECE
YÜRÜYÜŞÜ VE YÜKSEĞE ÇIKMA MUCİZESİ
(Vahyin 12.
senesi 622 yılı hicretten bir yıl önce ve Recep ayının 27. gecesi)
Hz peygamberimiz (sav)e vahiy gelip tebliğe
başladıktan sonra. Ebu Lehebin adım adım takip ederek yeğenim yalan söylüyor
diyerek yalanlaması, Hanımı Ümmü Cemilin gittiği yollara köz ve diken serpmesi
ve oğlu Uteybenin her karşılaşmada tükürerek seni inkar ediyorum diye bağırması
,Ebu cehilin Alnını yere sürteceğim diye kendi kabilesine söz vermesi, Utbe Bin
Ebu Muayt?in secdede iken üzerine kanlı
deve işkembesi koyup müşrikleri güldürmesi ve daha sonraları boğmaya kalkması.Yolda
giderken bazı müşriklerin hakaretler ederek üzerine toz toprak serpmeleri ve linç
etmeye kalkmaları yanında bir de Velit İbni Muğirenin de Hz peygamberimizi öldürmek
için fırsat beklemesi,Yasir Ailesinin şehit edilmesi ve Hz Bilala yapılan
işkenceler ve Mekke de üç yıl süren
boykot ve Taiften taşlanarak eli boş dönmenin verdiği üzüntüye ek olarak, Hz. Peygamberimizin
52 yaşında olduğu yıllarda eş ve amcasını kaybettiği, Müslümanlara işkencenin
arttığı hüzün yıllarında Kâbe?de tek başına ibadet yaptığı bir sırada Ebu cehilin
üzme ve eza yapma niyetiyle yanına yaklaşıp ?sen peygamber misin?? dedi. Hz.
Peygamberimiz de ?evet? deyince Ebu cehil ?böyle peygamber mi olur? Hani
yardımcıların, hani hizmetçilerin eğer biri peygamber olacaksa o da benim olmam
lazımdı, çünkü bende her imkân var? dedi ve böbürlenerek gitti. Ardından 8 kişi
daha tek tek gelip benzer sözler söyleyip alay ederek gittiler. Hâlbuki Hz. peygamberimizin
amacı mal mülk kazanmak ve hizmetçi çalıştırmak değil bilakis elçilik görevini
yapmaktı. Gözlerini şirk ve madde bürümüş gelenekçi cahil insanlar kendilerinin
de kurtuluşuna vesile olacak bu fedakarlığı göremediler ve kaybettiler. Ama bir
insan olarak sürüp gelen ambargolar, inananlara yapılan işkenceler,
taşkınlıklar ve horlamalar sevgili peygamberimizi içten içe üzüyordu. Tüm
insanlığın önderine ömür boyu yetecek bir enerji ve bir teselli gerekiyordu.
Bir sonraki gece amcakızı olan Ümmü Hani?nin evinde
Hz. Hamza ile Hz. Cafer?in arasında uyumuştu, Cebrail tarafından uyandırıldı
manevi bir operasyondan geçirilerek miraç yolculuğuna çıkarıldı.
Hadis kaynaklarına göre Hz. peygamberimiz Burak?ta,
Burak?ın ipi Mikail?de ve Cebrail?in kılavuzluğunda yaya olarak otuz günde
alınan yolu bir anda alarak etrafı bereketli kılınan Mescidi Aksa?ya gelip
peygamberlere iki rekât namaz kıldırdıktan sonra semalara doğru yöneldiler.
Burak?ın her adımı gözün görebildiği kadardı. Bu kutlu yolculuk hakkında
Oryantalist ?Dr.Levis Auze? gibi ileri geri konuşanlar varsa da Rabbimiz
Nahl. 40-
Biz de bir şeyi dilediğimiz zaman ona sözümüz sadece şöyle dememizdir ?Ol , o
da hemen oluverir. Ayetinden dolayı Hz Peygamberimiz miraca bedenen mi
yoksa ruhen mi gitti münakaşasına girmemeliyiz. sadece rüya
olarak gördü dense buna zaten kureyş te itiraz etmiyordu. Biz bu olaydan
alınması gereken dersleri ve yapmamız gereken görevleri yerine getirmeye
çalışmalıyız. Bu kutlu yolculukta:
1. kat semada Hz. Âdem?le. 2. kat semada Hz. Yahya ve Hz İsa ile, 3 kat
kat semada Hz Yusufla. 4. kat semada Hz. İdris?le. 5. kat semada Hz. Harun?la. 6.
kat semada Hz. Musa ile. 7. kat semada Hz. İbrahim?le Buluştular. Oradan da maddi
âlemin sonu olan Sidre-i Münteha?ya geçer burada zahiri ve batini ırmaklar
görür.Oradan Beytül mamura geçer burada devamlı ibadet yapan melekleri görür.
Burada Cebrail?i asıl şekliyle gördü. Daha önce de ilk vahiy döneminde Mekke?de
?ciyad? mevkiinde görmüştü. Buradan daha ileriler pek bilinmeyen ve kelimelerin
yetmediği alem ve alametler olup biz müminler olarak fazla bilemiyoruz en iyisini Allah bilmektedir.
Fakat Hz. peygamberimiz Sidre-i Münteha?dan sonra
manevi âleme Refref bineğinin üzerinde yolculuğa tek başına devam ettiği Kab-ı
Kavseyn denen yani işaret olunan bir makama ulaştığı, Burada sevgi ve şefkatle
karşılandığı büyük misafirin, seven ve sevilen yüce Allahın cc karşılıklı
olarak tahiyyat?ı okudukları bildirilmiştir.Zira:İlahi huzurda:
Hz
peygamberimiz (sav) (selam,rahmet ve bütün güzellikler),Dille bedenle ve malla
yapılan ibadetler Allaha mahsustur dedi.
Allah cc.
Ey Nebi Allahın selamı bereketi ve rahmeti senin üzerine olsun .Buyurdu.
Yine Hz peygamberimiz: Selam
bizin ve Allahın ıslah edici kullarının üzerine olsun dedi.
Tüm mukarreb meleklerle birlikte
Hz peygamberimiz ben Şehadet ederim ki, (Kesinlikle bilirim ki)Allahtan başka ilah
yoktur yani: Allahtan başka güç ve kudret sahibi ibadet ve dua edilen kanun
koyan yoktur ve yine şehadet ederim ki, Muhammed Allahın kulu ve elçisidir dedi. Bu nedenle Tahiyyat bilinciyle kılınan namaz
müminlerin miracı olmaktadır.Bu miraç mucizesiyle Allah elçisine ve yine
Allahın izniyle Melekler de destek ve yardımcı olmuş müminlerden de destek
olmaları istenmiştir .Zira: Ahzab. 56- Gerçekten Allah ve melekleri, Peygambere
salât ederler (şeref ve şanını yüceltirler). Ey iman edenler! Siz de O?na salât
edin (Allahümme salli alâ MUHAMMED, deyin) ve gönülden teslim
olun.?Buyrulmuştur.
Hz Peygamberimiz. Daha önce gaybe vahiyle inanırken
artık görerek inanmaya başladı ve sarsılmaz bir iman ve düşmanından kesinlikle
korkmayan bir kişiliğe ulaştı. Bu yolculuktan hareketle meleklerin de azap ve
diğer görevleri ile ilgili olarak yer
yüzüne inip çıkmalarını bildiren ayete de bakarsak;
Mearic 4- (Bu makamların) her birine, melekler ve Cebrail,
miktarı elli bin yıl olan, bir günde çıkarlar.
Not: Gerekli makamlara melekler yukarıdaki ayetin
belirttiği sürede gitmelerine rağmen Allah?ın izniyle Hz. peygamberimiz daha
yatağı soğumadan miraca çıkarılıp döndürülmüştür.
MİRAÇLA
İLGİLİ AYETE DİKKAT EDERSEK
İsra 1- Her türlü noksanlıktan münezzeh olan O Allah?tır ki
kulunu (Hz. Peygamber Aleyhisselamı) gece Mescidi Haram?dan (Mekke?den alıp) o
etrafını mübarek kıldığımız Mescidi Aksa?ya kadar götürdü. Ona,
ayetlerimizden (kudretimize delâlet eden acayipliklerden) gösterelim diye
yaptık. Hakikat bu. O Semi?dir; her şeyi işitir, Basir?dir; her şeyi görür.
Yukarıdaki ayete dikkat edersek,
a) Allah cc, her türlü
eksikliklerden ve şirkten uzak olduğuna dikkat çekiliyor,
b) Hz. Peygamberimizin de bir kul
olduğu, ona kudrete delalet eden bazı
ayetlerin gösterilmesi için bu yolculuğa çıkarıldığı,
c) Allah?ın her şeyi işiten ve gören
olduğu bildirilmektedir.
Not:Yerli ve yabancı bazı yazarlar, Hz peygamberimiz miraca çıktığı
zaman mescidi aksa yoktu iddiasında bulunuyorlar.Halbuki burada Hz Süleyman
(as)ın yaptırdığı Beytül Makdis vardı. Kabeye uzak olduğundan dolayı buraya bir
diğer adıyla mescidi Aksa deniyordu çok eskidiği için yıkıldı ve Hz Ömer Kudüsü
fethedince yeniden yapıldı. Mervan zamanında da Kubbetüs sahra inşa edilmiştir.
Burada kasdedilen de binadan çok mübarak ve berereketli kılınan yer ve
miraçtaki mana ve maksattır.
Bu nedenle Miraçtan hareketle Allahın
varlık ve kudretine delalet eden başka ayetleri de düşünmek ve yeni nesle iyi
anlatmak gerekmektedir. Zira:
Bakara. 164- Muhakkak, göklerin
ve yerin yaratılışında, gece ile gündüzün arka arkaya gelişinde, insanlara
yarar şeyleri denizde götürüp giden gemide, yeryüzü kuruduktan sonra Allah
gökten yağmur indirerek arzı diriltmesinde, o arzda her türlü hayvanatı
yaymasında, rüzgârları her taraftan estirmesinde, yer ile gök arasında Allah?ın
emrine tâbi bulutta, akıl ve düşünce sahibi olan bir millet için Allah?ın
birliğine, kudret ve yüceliğine delâlet eden birçok alâmetler vardır.? Burulmuştur.
İTİKAT,
AHLAK, İKTİSAT, SİYASET, AİLE VE SOSYAL HAYATTA
MİRAÇ
BİLİNCİYLE YAŞAMAK VE YÜCELMEK İÇİN
AŞAĞIDAKİ
HİKMET AYETLERİYLE DÜŞÜNMEK VE YAŞAMAK GEREKMEKTEDİR.
İsra 18- Kim ameli ile dünya menfaatini isterse dilediğimiz kimseye
istediğimiz şeyi, dünyada peşin veririz sonra da onu cehennem?e koyarız,
kötülenmiş ve rahmetten kovulmuş bir halde ona ulaşır.
19- Kim de mümin olduğu halde ahireti ister ve çalışmasını da onun
için yaparsa işte bunların çalışmaları makbul olur.
20- Her birine, dünyayı isteyen şunlara da, ahireti isteyen bunlara da,
Rabbinin dünyadaki ihsanından veririz. Rabbinin dünyadaki ihsan ve bahşişi hiç
kimseden menedilmiş değildir.
21- Bak, bir kısmını diğerine nasıl üstün kıldık (rızık ve mevkilerini
değişik yaptık). Elbette ahiret, derece farkları yönünden daha büyüktür,
faziletçe de daha yüksektir.
23- Rabbin kesin olarak şunları emretti: Ancak
kendisine ibadet edin, ana babaya güzellikle muamele edin, eğer onlardan
biri veya ikisi senin yanında ihtiyarlık haline ulaşırsa sakın onlara ?Öf? bile
deme ve onları azarlama, ikisine de iyi ve yumuşak söz söyle.
24- İkisine de acıyarak tevazu kanadını indir ve şöyle
de: Ey Rabbim! Onlar, beni küçükken terbiye edip yetiştirdikleri gibi, sen de
kendilerine merhamet et.
25- Rabbiniz, içinizdekini daha iyi bilir. Eğer iyi
kimseler olursanız elbette Allah, kendine dönüp tevbe edenleri
bağışlayıcıdır.
26-
Akrabaya, yoksula ve yolda kalmışa hakkını ver. Bununla beraber (malını)
büsbütün saçıp savurma.
27- Çünkü israf yapanlar, Şeytanların kardeşleridir.
Şeytan ise Rabbine karşı çok nankör bulunuyor.
28- Eğer Rabbinden istediğin bir rızkı (kendi
ihtiyacından dolayı) aramak için o akraba, yoksul ve yolda kalmışlardan yüz
çevirmek mecburiyetinde kalırsan (verecek durumun olmazsa) o zaman da
kendilerine yumuşak bir söz söyle.
29- Elini boynuna bağlı kılma (cimri olma) ve büsbütün
de onu açıp israf etme ki sonra kınanmış olursun ve eli boş açıkta kalırsın.
30- Gerçekten senin Rabbin, dilediği kimse için rızkı
genişletir ve daraltır. Şüphe yok ki Allah, kullarının hallerinden haberdardır,
her şeyi görendir.
31- Bir de fakirlik korkusu ile (Cahiliyet devrinde
olduğu gibi) çocuklarınızı öldürmeyin. Onlara da, size de rızkı biz
veririz. Muhakkak ki onları öldürmek, çok büyük bir günah bulunuyor.
32- Zinaya da yaklaşmayın çünkü o, pek çirkindir
ve kötü bir yoldur.
33- Haklı bir sebep olmadıkça Allah?ın
(öldürülmesini) haram ettiği cana kıymayın. Kim haksızlığa uğrayarak
öldürülürse biz o ölünün (geride kalan) velisine bir yetki verdik (ölünün
hakkını öldürenden ister). O da cana kıyma işinde ileri gitmesin (Şer-i
hükümlerin dışına çıkmasın). Çünkü o veli, (dinin kendisine verdiği yetki ile)
yardım olunmuş bulunuyor.
34- Yetimin malına da yaklaşmayın. Ancak rüştüne
(yaşına) erişinceye kadar en güzel şekilde (malını koruyup çoğaltmak için)
yaklaşabilirsiniz. Bir de ahdi (yapılan sözleşmeyi) yerine getirin çünkü
verdiği sözden cayan (kıyamet günü) sorumludur.
35- Ölçtüğünüz zaman tam ölçün, doğru terazi ile
tartın. Bu (doğru ölçmek ticaretiniz için) daha hayırlıdır ve netice itibariyle
de daha güzeldir.
36- Hakkında bilgi sahibi olmadığın bir şeyin
ardınca gitme çünkü kulak, göz ve kalp, bunların hepsi ondan sorumludur.
37- Yeryüzünde kibir ve azametle yürüme çünkü
sen, asla Arz?ı yaramazsın ve boyca da dağlara erişemezsin.
38- Kötü olan bütün yasaklar Rabbinin katında
mekruhtur.
39- (Ey Resulüm) işte bunlar, Rabbinin sana
vahyettiği hikmetlerdendir. Sakın Allah ile beraber başka bir ilâh uydurma
ki sonra yerinmiş, Allah?ın rahmetinden uzaklaştırılmış olarak cehenneme
atılırsın.
MİRAÇ DÖNÜŞÜ
Hz. Peygamberimize Ümmü Hani ?bu olayı anlatma,
alay ederler? dediyse de anlattı. Haberi duyup Kâbe?ye gelenler Hz. Peygamberimize
Mescidi Aksa?yı sordular? Anlattı, doğru dediler. Bazı kafilelerle ilgili
sorularının cevaplarına da doğru dedilerse de kapasitelerinin darlığından
dolayı Miraç olayını kabullenemediler. Hz. Ebubekir?e gittiler. O ise ?daha
fazlasına bile inanırım? deyince Hz. Peygamberimiz de Ebubekir?e ?sen
zaten Sıdık?sın? buyurdu..
Sıddık?ın
özelliği ise söz ve davranışı doğru, emanete sahip çıkan, sezgisi çok güçlü, emredileni
noksansız olarak aktaran kişi olduğu için mümin bu gece aşkına Ebubekir gibi
sadıklardan olmaya çalışmalıdır.
MİRAÇ GECESİNDE VERİLEN
HEDİYELERLE PEKİŞTİRİLEN NOKTALAR
1. Şirk koşmayanların yani: Kendi nefsini
ırkını yakınlarını malını parasını ticaretini evini makamını mevkiini ve daha
başka şeyleri Allaha ortak koşmayanların cennete gireceği,
2. Bakara suresinin: Emenerrasülü diye
başlayan son iki ayeti,Diğer ayetler daha sonra Medine de nazil olmuştur..
4. Beş vakit namaz emri miraçtan yaklaşık beş
yıl önce Taha 130-(Ey Peygamber) Onların sataşmalarına ileri geri konuşmalarına şimdilik sabret.Hem
güneşin doğmasından evvel, hem batmasından evvel Rabbini hamd ile tespih et
(sabah ve ikindi namazını kıl). Gecenin bir kısım vakitlerinde (akşam ve yatsı
saatlerinde) ve gündüzün etrafında (öğle vaktinde) de tespih et (namaz kıl) ki
Allah?ın rızasına eresin?
Ayetiyle bildirilmişti. Dinin temel direği olduğu için Miraçta da tekrar
pekiştirilmiş oldu. Aşağıdaki ayete göre de beş vakit namaz sevabının elli
vakte tekabül edeceğini görebiliriz. Zira:
Enam 160- Kim bir hayırlı ve güzel amelle gelirse ona, on misli sevap verilir.
Kim de bir günah ile gelirse ona ancak misli ile (günahı kadarla) ceza edilir.
Onlar (gerek iyilik gerek kötülük yapanlar) haksızlığa uğratılmaz.
MİRAÇ GECESİNİN DÜŞÜNDÜRDÜKLERİ
1. Hz.
peygamberimiz Miraç?la büyük bir moral depolamıştır. Zira: Yalnız ve
sahipsiz olmadığını bizzat görmesi daha sonra Göklere yükselişi gibi İslam da
hızla yükselmiş, Hz. peygamberimiz ilahi
makamda itibar gördüğü gibi tüm derin düşünceli insanlar arasında da itibar
görmüştür. Hz. peygamberimizi ve sahabesini takip edenler de hep başarılı
ve itibarlı olmuşlardır. İnanmayan, azgınlaşan ve basit hareket yapanlar ise
hep itibarsızlaşmış ve bitmişlerdir. Bunun için İslam davasına ve insan
cevherine çok önem verip iyi işlemek ve sahip çıkmak gerekmektedir.
2. Miraç
gecesi, Kur?an?ın vahyedilmeye başladığı Kadir gecesinden sonraki en önemli
gecedir.
3. Önceki peygamberlerden Hz. İbrahim?in ateşten,
Hz. Musa?nın Firavun?un zulmünden, Hz. Yunus?un balığın karnından, Hz. Yusuf?un
kuyudan, Hz. Eyyub?un hastalıktan kurtuluşu gibi Hz. peygamberimiz de Miraç
mucizesiyle ve gördüğü ilahi ilgi,
destek ve ihtişamla Kureyş?in maddi ve manevi saldırılarına karşı hiç tereddüt
etmeden korkmama ve dayanma gücü kazandı.
4. Hz. peygamberimiz miraç yolculuğunda Hz. İsa
ve Hz Musa ile de görüştüğü için onların aşkına Yahudilere Hz Musa?yı ve Hıristiyan?ız
diyenlere de Hz İsa?yı mümkün olduğu kadar tekrar tekrar Kur?an doğrultusunda
anlatmak gerekmektedir.
Hıristiyanların pazarı, Yahudilerin de
cumartesiyi ihdas ettiği gibi biz de yeni bir gün veya geceyi zoraki olarak ihdas
etmeye kalkamayız ama o gece ile ilgili konuşmalar, şiirler okuyabilir, Miraç
yolculuğunda Hz. peygamberimize ikram edilen su şerbet süt arasından sütü tercih ettiği gibi biz de çevremize
süt gibi temiz ve ihlaslı yaşamak için çalışmalı
ve aykırı bir şey yapmamalıyız zira;
5. İman ve iyilikleri tercih etmeyenler
teknikte ilerleseler de ahlakta ve maneviyatta yücelemezler ve devamlı
insanları ezer ve alçalırlar zira; Şuara. 151- Kâfirlerin emrine itaat etmeyin,
152- (Onlar) o kimselerdir
ki yeryüzünü fesada verirler de düzeltmezler.
6. Kaybedenlerden olmamak ve Miraç bilinciyle yücelmek
için daima Fatiha. 5- Ancak sana ibadet ederiz (senden başka ibadete
lâyık yoktur) ve (hem ibadetlerimizde, hem de bütün ihtiyaçlarımızda) yalnız
Senden yardım isteriz.
7- Bizi, (İtikat, söz,
iş ve ahlâkımızda) doğru yola ilet. (Bizi, İslâm dini ve Peygamber yolu olan
hak yolda sabit eyle...)
8- Kendilerine,
(fazlından ve ihsanından) nimet verdiğin kimselerin (Peygamberlerle velilerin)
yoluna (hakkı kabul etmeyip küfre vardıklarından) gazaba uğrayanların ve
sapıklarınkine değil... (Âmin. Kabul buyur Allah?ım!...)
9 Yine Miraç
ruhuyla bakarsak gökten gelen vahiyle aydınlandığımız ve yücelten davranışlar
yaptığımız gibi, tüm ümmet olarak göğe dönük teknolojilere (Yağmur güneş uydu ve
rüzgâr enerjisi vs, santrallerine) öncelik vermeliyiz. Zira: Zariyat 20- Arzda
da gerçekten tasdik edenler için birçok ibretler var.21- Nefislerinizde de (hücrelerden vücut yapınıza kadar) birçok
alâmetler var (ki hep Allah?ın kudretine ilmine, azamet ve iradesine delâlet
ederler). Hâlâ görmeyecek misiniz?
22- Semada ise (yağmur) rızkınız ve vaat olunduğunuz cennet vardır. Buyrulmuştur.
Bu nedenle Müslümanların fen uzay ve astronomi ile de ilgilenmeleri
gerekmektedir.
MİRAÇ MUCİZESİNDEN ESİNLENEREK
BİZİM DE ALLAH KATINDA İTİBAR SAHİBİ OLMAMIZ
İÇİN YAPMAMIZ GEREKENLER
1. İsra süresi 18-39. ayetlere ek olarak
aşağıdakileri de yerine getirmeye çalışmalıyız.
Bakara 257- Allah, iman edenlerin yardımcısıdır. Onları dalalet karanlıklarından
(kurtarıp) hidayet nuruna çıkarır. Kâfirlerin dostları ise şeytanlardır.
Kendilerini nurdan (ayırıp) karanlıklara sokarlar. İşte bunlar
cehennemliktirler, orada ebedî olarak kalıcıdırlar.?Buyrulmuştur.
Miraç bilinciyle hareket edenler yukarıdaki ayetin
doğrultusunda aydınlık bir gelecek için kılavuz olarak haçlı, siyonist ve
materyalistleri değil de Kur?an?ı kılavuz almalıdırlar. Çünkü Haçlı ve
siyonistler bilimi ve tekniği silah olarak kullandılar insanlığa hizmet eder
gibi görünüp milletlere asimilasyon uygulayıp hem Hıristiyanlaştırıp hem de
sömürgeleştirdiler. Yüksek gök delenler yaptılar aya çıktılar ama hiç
yücelmediler çünkü asırlardır Afrika?da, Asya?da, Güney Amerika?da ve Okyanuslardaki
adalarda yaşayan nice onurlu ve mazlum insanları sırtlanlar gibi üşüşerek zelil
ve köle ettiler.
Hâlbuki gerçek
müminler nereye gittilerse oraya vakıflar kurarak ilmi, edebi, ahlakı, onur ve şerefi götürdüler. Onların
ağlattığı insanların gözyaşlarını silerek yücelttiler ve yüceldiler. Biz de bu
yolda bir birimizi desteklemeli ve acısı olanların acılarını paylaşmalıyız.
2. Hz. peygamberimizin Burak ve dostu olan Cebrail?le
yükseklere gittiği gibi biz de onun izinden giderek Miraç bilinciyle yücelmek için Kur?an, namaz, sabır ve sadık dostlarla kardeşlikte
ahlakta yücelmeye ve çevremizi yüceltmeye çalışmalıyız.
3. Güzel ve üstün yaratılışımızı düşünerek ve
hamt ederek,sadaka ve zekâtımızı vererek fakir halkın yaşam seviyesini
yükseltmeliyiz.
4. Gücümüz
nispetinde nesli kirletecek haram lokma, küfür, içki, kumar, faiz, zina ve katilliğe
giden çamura batıran yolları kapatmaya çalışmalıyız.
5. Helal malın hesabını ve haram malın azabını
düşünerek helalinden mülk edinmeliyiz.
6. Dilimizin gıybet ve hakaretle aslan gibi
yaralayıcı veya parçalayıcı olmasına ayrıca ejderhalaşan yılan gibi zehirli
olmasına da fırsat vermemeliyiz.
.
7. Delik kovayla su çekenin boşa yorulduğu gibi
amellerinde riya ve gösterişle boşa yorulanlardan olmamaya çalışmalıyız.
8. Kendimize çeki düzen
vererek, emanete hıyanet eden münafık tavırlardan ve yalan şahitliğinden
insanları ötekileştirmekten kaçınmalıyız.
9. İslam düşmanlarının yanında
müslümanların kusur veya zayıf taraflarından bahsedip onlara gülme malzemesi
vermemeliyiz.
10. Alan el değil de bilakis
teşekkür bile beklemeyen veren el olmalıyız.
11. Ölümü unutturan zevk, sefa ve eğlenceden uzak durmalıyız.
12. Yalnız daralınca değil her zaman Allah?a dua ederek, emirlerini gönül
hoşluğu ile yaparak Allah ile dostluğu artırmalıyız.
13. Egoizm, acelecilik, cimrilik, yalancılık,
hasetçilik, aç gözlülük, israf ve hurafe gibi alçaltıcı davranışlardan sürekli arınarak, kendimiz için
istediğimiz iyi şeyleri başkaları için de isteyerek, doğruluk ve iyiliklerle insanları eğiterek, cihat
ruhuyla hayır kurumlarına öncülük yaparak ve hayırlı evlatlar ve öğrenciler yetiştirerek
gönüllerde Allah için taht kurmalıyız.
14. Miraç?tan pay alarak ve yücelerek Allah?ı
hoşnut etmek için aşağıdaki ayetlere göre takvalı yaşamalı, sızlanmadan ve
yorulmadan Allah ve kulları arasına konan engelleri kaldırıncaya kadar Allah?ın
dini için koşmalı ve koşturmalıdır.
Miraçtan ders çıkararak cihat etme ve erdemli olma zarureti ise:
Ali İmran 133- Rabbinizin mağfiretine ve eni, göklerle yer kadar olan cennete
koşuşun. O cennet takva sahipleri için hazırlanmıştır. 134- (O takva sahipleri) Bollukta ve darlıkta
harcayıp yedirenler, öfkelerini yutanlar, insanların kusurlarını
bağışlayanlardır. Allah da iyilik edenleri sever.
Maide 105- Ey iman edenler! Nefislerinizi düzeltmek üzerinize borçtur. Siz
düzelip doğru yolda bulunduktan sonra, yolunu şaşıranlar size zarar veremez.
Hepinizin dönüşü nihayet Allah?adır. Artık ne yapmış olduğunuzu, O, size haber
verecektir.
Vakia. 10- (Hayır işlemekte) ileri geçenler, (ahiret de) ileri geçenlerdir (ilk
cennete girenlerdir.) 11- Bunlar, dereceleri en
yüksek olanlar...
Fussilet. 34- Hem iyilikle kötülük müsavi olmaz. Sen
kötülüğü, en güzel olan iyi hareketle önle. O vakit bakarsın ki seninle
arasında bir düşmanlık bulunan, yakın bir dost gibi olmuştur.
35- İyilikle, kötülüğü önleme hasletine ancak sabredenler kavuşturulur. Buna
(cennette) büyük mükâfatı olan ancak kavuşturulur.
İnsan. 7- (Cennetlik olan iyi insanlar, o kimselerdir ki dünyada) adaklarını
yerine getirirler ve azabı salgın olan bir günden korkarlar.
8- Yoksula, yetime, esire seve seve yemek yedirirler.
9- (Sonra onlara şöyle
derler): Size ancak Allah rızası için yediriyoruz. Sizden ne bir hediye isteriz
ne de bir teşekkür.
10- Çünkü biz Rabbimizden korkarız, bed çehreli, çatık suratlı bir günün
azabından...
11- Allah da onları, o günün azabından korur ve kendilerine güzel bir yüz ve
sevinç verir.
Hucurat.
10- Müminler (dinde) ancak kardeştirler. Onun için
(ihtilâf ettikleri zaman) iki kardeşinizin aralarını düzeltin ve (Allah?ın
emrine muhalefet etmekten) sakının ki merhamet olunasınız.
Haşr. 10- Onlardan (Muhacirlerle Ensar?dan) sonra gelenler şöyle derler: Ey
Rabbimiz! Bizi ve iman ile bizden evvel geçmiş olan kardeşlerimizi bağışla,
iman etmiş olanlar için kalplerimizde bir kin bırakma. Ey Rabbimiz!
Muhakkak ki sen, Rauf?sun; çok şefkatlisin, Rahim?sin; çok merhametlisin.
Aliimran. 110- (Ey Muhammed Aleyhisselam ümmeti) Siz beşeriyet için meydana çıkarılmış
en hayırlı bir ümmetsiniz. İyiliği emreder, fenalıktan alı korsunuz ve
Allah?a imanınızda devam edersiniz. Eğer kitaplılar (Hıristiyan ve Yahudiler)
da imana gelseydi, muhakkak haklarında hayırlı olurdu, içlerinden iman edenler
varsa da ekserisi gerçek dinden çıkmış fasıklardır.
Maide.54- Ey iman edenler! İçinizden kim dininden dönerse şunu bilsin: Allah onun
yerine öyle bir kavim getirecek ki Allah onları sever, onlar da Allah?ı
severler, müminlere karşı yumuşak gönüllü, kâfirlere karşı onurlu ve başları
yukardadır, Allah yolunda mücadele ederler, dil uzatanın kınamasından
korkmazlar. İşte bu, Allah?ın ihsanıdır. Onu dilediği kimseye verir.
Allah?ın ihsanı geniştir, her şeyi bilendir.
Tevbe 32- Onlar, Allah?ın nurunu (Şeriatını) ağızlarıyla (sözleriyle) söndürmek
istiyorlar. Fakat kâfirler hoşlanmasalar bile Allah, muhakkak nurunu tamamlamak
diliyor. 33- Peygamberini hidayetle ve hak
din ile bütün dinlerin üzerine geçirmek için gönderen O?dur; İsterse
müşrikler hoş görmesinler.
Şura: 37- O kimselerdir ki büyük günahlardan ve açık rezaletlerden kaçınırlar,
öfkelendikleri zaman da onlar kusur bağışlarlar;
38- O kimselerdir ki Rablerine itaate icabet etmişler ve namazı gereği üzere
kılmışlardır
İşleri de hep aralarında
danışıklıdır. kendilerine verdiğimiz rızıktan (Allah yolunda) harcarlar.
39- O kimselerdir ki kendi haklarına tecavüz vaki olduğu zaman onlar
yardımlaşırlar (ve intikam alırlar, haklarını yerine getirirler).Buyrulmuştur.
.
Not. Her yıl İslam
coğrafyasında miraç gecesi çeşitli etkinliklerle kutlanmaktadır. Bu kutlamaya
ek olarak o günden beri ne yaptık neler yapmamız gerekir diye her mümin
günahlardan sakınma ve yapması gereken görevleriyle ilgili olarak kendisini
sorgulamalıdır. Çünkü:Çeşitli hadis kaynaklarına göre:
Allahın izniyle Cebrailin
isteği üzere cehenem görevlisi malik, Hz peygamberimize Cennet ve cehennemi
gösterdi bu esnada 1.Yalan yere yemin edenlerin. 2 Namaz kılmayanların. 3.Emanete
ihanet edenlerin.4.Faiz yiyenlerin 5.Evli olduğu halde ailesini aldatanların.6.Zekatını
vermeyenlerin.7.Fahişelerin. 8.Gıybet yaparak ve alay ederek insanların ırz
namus ve şerefleriyle oynayanların.9.Verdiği vaazda Yapmadığı şeyleri
söyleyerek fitne çıkaran ve yayanların . 10. Çok müstehcen konuşanların.11.Yetime
zulmederek hakkını yiyenlerin nasıl azap
edildiklerini gösterildiği için, Enes b Malikin de daha önce benzerini
işitmediğim diyerek naklettiği bir konuşmasında Resulüllah (sav): ?Cennet ve cehennem bana gösterildi. (Cennet ve cehennemi) hiç bu günkü
kadar hayırlı ve şerli görmedim. Eğer sizler benim bildiklerimi bilseydiniz az
güler çok ağlardınız? Buyurdu ve Resulüllah (sav)in ashabına bu günden daha
ağır gelen bir gün olmamıştır. Çünkü başlarını örtüleriyle örtüp hıçkıra
hıçkıra ağladılar diye rivayet etmiştir. Bu nedenle biz de şirk ve küfürden
kaçındığımız gibi yukarıda belirtilen azaba sebep olacak kusurlardan da kaçınmalıyız.
Sonuç olarak Mekke ve
Medineden sonra islamın odak noktalarında biri olan Kudüs Hz Süleymanın ,Hz Zekariyanın ve Hz Yahyanın
Hz Meryem ve Hz İsanın yaşadığı yer olup Bölgeye ise:Hz İbrahim Hz Musa Ve Hz
Lut hicret etmişlerdir. Peygamberler diyarı olan Kudüs: Hz peygamberimiz (sav)
de miraca çıktığı yer olduğu için, buranın maddeten ve manen bir değer olarak korunması
gerekmektedir. Bu duyguyla hareket eden İslam komutanlarından Selahattin Eyyübi
çok mücadele vermiştir. Bu bereketli bölgeye Osmamlılar da sahip çıkmıştır. Fakat
Osmanlılar yıkılınca İngilizlerin yardımıyla Yahudiler gelip yerleşerek Arzul
mev?udun (Güya) Yahudilere vaat edilen toprakların merkezi haline
getirilmiştir. Halbuki İslam ümmeti güç birliği yapıp Okyanuslarda uçak
gemileri dolaştırarak, Kudüste de tek fitneci veya zalim Yahudi kalmayıncaya
kadar mücadele etmeleri gerekirken, Ne acı ki her gün bu kutsal topraklarda
bazı mazlum ve mağdur Müslümanların itilip kakılmaları ve meydan dayağı
yemeleri İslam ümmetine karşı onur kırıcı manzaralar sergilemektedir.
Halbuki.Allah cc Bakara. 193- Fitneden eser kalmayıncaya ve din de yalnız
Allah?ın oluncaya kadar (ibadet yalnız Allah için oluncaya kadar) o müşriklerle
savaşın. Vazgeçerlerse artık düşmanlık ancak zalimlere karşıdır.?Buyrulmuştur.