ÇEŞİTLİ
KÜFÜR ÖNCÜLERİNİN ORTAK MÜCADELESİ
ŞEYTAN
Araf 14- İblis: Bana kıyamete kadar ömür
ve mühlet ver, dedi. 15- Allah
da: Sen mühlet verilenlerdensin, buyurdu.
16- İblis: Öyle ise beni azdırmana karşılık
yemin ederim ki insanoğullarını saptırmak için muhakkak
senin doğru yoluna oturacağım, vesvese verip, pusu
kuracağım. 17- Sonra onlara
önlerinden ve arkalarından, sağlarından ve sollarından
sokulacağım, sen de çoğunu şükrediciler bulamayacaksın, dedi.
Biz tatil yapsak
da şeytan kıyamete kadar tatil yapmadan her tarafımızdan saldırmaktadır.
A’raf 20- Derken onların, kendilerinden
gizli kalan çirkin yerlerini kendilerine göstermek için onlara fısıldadı:
Rabbiniz, başka bir sebepten dolayı değil, sırf
ikiniz de birer melek ya da ebedî kalıcılardan olursunuz diye sizi şu ağaçtan
men etti, dedi. 21- Ve onlara:
Elbette ben size öğüt verenlerdenim, diye
de yemin etti. 22- Böylece onları
aldatarak aşağı sarkıttı ( önceki mevkilerinden indirdi )…
Şeytan, Âdem ve Havva’ya; “ Ben sizin iyiliğinizi
istiyorum. Bu ağaçtan yerseniz ya ebedileşir ya da melek olursunuz ” diyerek
kandırmıştır. Günümüzde de iyiliğini istiyorum diyerek aynı metot
uygulanmaktadır.
Haşr 16- (
Yahudileri kandıran münafıkların durumu da ) tıpkı şeytanın durumuna benzer ki
insana " İnkâr et " dedi, ( insan ) inkâr
edince de: Ben senden uzağım, ben âlemlerin Rabb'i
Allah'tan korkarım! dedi.
Şeytan hem inkâr ettirir, hem de “ ben senin bu halinden uzağım ”
diyerek iyice yalnızlığa iter.
İbrahim 22 -
( Hesapları görülüp ) iş bitirilince şeytan diyecek ki
şüphesiz Allah size gerçek olanı vaat etti, ben de
size vaat ettim ama size yalancı çıktım, zaten benim size karşı bir gücüm yoktu,
ben sadece
sizi ( inkâra ) çağırdım siz de benim davetime hemen
koştunuz. O halde beni yermeyin kendinizi yerin,
ne ben sizi kurtarabilirim ne de siz beni
kurtarabilirsiniz, kuşkusuz daha önce ben, beni ( Allah’ a ) ortak koşmanızı
reddettim. Şüphesiz zalimler için elem verici bir azap vardır.
Şeytan da ben çağırdım hemen
geldiniz ama aklınızı kullanıp gelmeseydiniz, suçu kendinizde arayın.
MÜŞRİKLER
Hud 110-
…Muhakkak ki onlar, bundan ( Kur’an’dan ) kuşkulu
bir şüphe içindedirler.
Bir türlü net bir imana ulaşamazlar.
Enbiya 3-
Kalpleri hep eğlencede ( gaflette ), hem
o zalimler aralarında şu gizli fısıltıyı yaptılar: Bu, ancak sizin gibi bir
insan. Artık göz göre göre sihre mi gidip uyarsınız?
Hakkı kabulü bir sihirlenme olarak görürler.
Yusuf 106-
Onların çoğu şirk koşmadan Allah'a iman etmezler
( imanlarına az çok bir şirk karıştırırlar ).
Eski müşrikler ya ağaçtan ya taştan put edinirdi.
Şimdi ise Allah’a karşı genellikle parayı, malı, makamı, toplumu, şehveti,
silahı veya gücü yada kahramanlaştırdıkları aciz bir insanı
ilahlaştırmaktadırlar.
Maide 82-
İman edenlere karşı düşmanlık yönünden insanların en
şiddetlisi olarak yahudileri ve Allah'a ortak koşanları (müşrikleri) bulursun…
Bu iki grubu çok iyi tanımalı ve tedbirli
olunmalıdır.
Zümer 3-
İyi bil ki halis din ancak Allah'ındır. O'ndan başka birtakım dostlar tutanlar
da şöyle demektedirler: Biz onlara sadece bizi
Allah'a daha çok yaklaştırsınlar diye ibadet ediyoruz. Şüphe yok ki
Allah, onların aralarında ihtilaf edip durdukları şeyde hükmünü verecektir.
Herhalde yalancı ve nankör olan kimseyi Allah doğru yola çıkarmaz.
Allah’a yaklaştırıcı arama değil
yaklaşmayı ilke edinmelidir.
YAHUDİLER
Nisa
44- Kendilerine kitaptan bir nasip verilmiş
olanları görmüyor musun? Onlar, sapıklığı satın
alıyorlar ve sizin de yoldan sapmanızı istiyorlar.
Yarım veya kulaktan dolma bilgileri ile hem
kendilerini hem de başkalarını saptırırlar.
Nisa 46-
Yahudilerden bir kısmı, ( Allah'ın kitabındaki ) kelimeleri esas manasından
kaydırıp dillerini eğerek ve dine saldırarak “
Sözünü işittik, emirlerine isyan ettik, dinle, dinlemez olası ve râinâ ( bizi
gözet ) ” diyorlar. Hâlbuki onlar "
İşittik ve itaat ettik; dinle ve bize de bak " deselerdi bu,
kendileri için daha hayırlı ve daha doğru olurdu. Fakat Allah, küfürleri
yüzünden kendilerini lanetlemiştir. Artık onlar, pek azı müstesna, iman
etmezler.
İşittik ve isyan ettik sözlerini slogan haline
getirmeleri hem kendilerini hem de nesillerini saptırmaktadır.
HIRİSTİYANLAR
Tevbe 31- Onlar,
Allah’tan başka bilginlerini ve rahiplerini de kendilerine Rab edindiler,
Meryem oğlu Mesih'i de. Oysa onlar bir olan Allah'a ibadet etmekle
emrolunmuşlardı. Allah’tan başka hiçbir ilâh yoktur. O, müşriklerin ortak
koştuğu şeylerden de münezzehtir. 32-
Allah'ın nurunu ağızlarıyla söndürmek istiyorlar,
Allah da razı olmuyor. Fakat kâfirler istemeseler de Allah nurunu tamamlamayı
diliyor. 33- O
öyle bir Allah’tır ki, Resulünü hidayetle ve hak dinle bütün dinlere üstün
kılmak için göndermiştir. Müşrikler hoşlanmasalar da. 34-
Ey iman edenler, şurası bir gerçektir ki, yahudi
hahamları ile hıristiyan rahiplerinin birçoğu insanların mallarını haksız yere
yerler ve Allah yolundan saptırırlar…
Yahudiler Allah’ı bırakıp hahamlarının,
hıristiyanlar da papazlarının emir ve yasaklarını tercih ederek ilahlaştırdılar.
Ardından hakla savaşmaya başladılar.
Basın, yayın, eğitim yoluyla müslümanları
asimilasyona uğratarak, ekonomik yollarla müslümanları zor duruma düşürerek,
kendi içlerinde çekişmelere iterek sömürgeleşmeye zemin hazırladılar.
Maide 72-
Andolsun, " Allah, Meryem'in oğlu Mesih'tir "
diyenler elbette kâfir olmuşlardır…
Allah tektir. En hoşlanmadığı şey kendisine ortak
edinilmesidir.
En’am 20-
Kendilerine Kitap verdiğimiz kimseler, Peygamber'i,
kendi oğullarını bildikleri gibi, bilirler. Kendilerine yazık edenler
var ya! İşte onlar iman etmezler.
Peygamberimizi çok iyi tanımalarına rağmen inkâr
etmekle kendilerine ve nesillerine yazık ettiler.
Maide 18-
Yahudiler ve hıristiyanlar, " Biz Allah'ın oğulları
ve sevgilileriyiz " dediler. De ki: O halde niçin günahlarınızdan
ötürü ( Allah ) size azap ediyor? Hayır, siz de
O'nun yaratıklarından birer insansınız. O dilediğini bağışlar,
dilediğine azap eder. Göklerin, yerin ve ikisi arasında bulunan her şeyin mülkü
Allah'ındır. Nihayet dönüş de O'nadır.
Kimse Allah’ın oğlu olamaz. Zira Allah evlat edinmekten uzaktır.
Bakara 135- Bir de:
Yahudi veya hıristiyan olunuz ki, hidayet bulasınız,
dediler. Sen onlara de ki: Hayır! Hanif olarak hakka tapan İbrahim'in dinine (
uyarız ) ki o hiçbir zaman müşriklerden olmadı. 136-
Deyiniz ki " Biz, Allah'a iman ettik ve bize ne indirildiyse İbrahim'e,
İsmail'e, İshak'a, Yakup'a ve torunlarına ne indirildiyse, Musa'ya ve İsa'ya ne
indirildiyse ve bütün peygamberlere Rablerinden ne
verildiyse hepsine iman ettik. Biz onların arasında fark gözetmeyiz
ve biz ancak O'na boyun eğen müslümanlarız
" 137- Eğer onlar da sizin iman ettiğiniz
gibi iman ederlerse doğru yola girmiş, hidayeti bulmuş olurlar. Yok, eğer yüz
çevirirlerse onlar sadece ve sadece didişmenin içindedirler. Allah onlara karşı
sana yeter. Ve O, işitendir, bilendir.
Tam bilmeden inandıkları dinlerine başkalarını çağırarak
hem kendilerini hem de başkalarını ateşe çağırmış olurlar.
NE KADAR
FARKLI OLSALARDA TÜM İNKÂRCILAR TEK MİLLETTİR
Yunus 39-
Tersine onlar bilgisini kavrayamadıkları ve henüz
açıklamasına da muhatap olmadıkları bir mesajı yalanladılar. Onlardan
öncekiler de böyle yalanlamışlardı. Gör bakalım, o zalimlerin sonu nice oldu?
Öncekiler gibi dinleyip araştırmadan inkâr ederek
kaybettiler.
Hud 19-
Onlar insanları Allah yolundan alıkoyarlar.
O yolu eğri göstermeye yeltenirler ve
ahireti de inkâr ederler.
Hem inanmazlar hem de inandırmamaya çalışırlar.
Furkan 5-
Kur'an öncekilerin masallarıdır;
başkalarına yazdırmış da sabah akşam kendisine okunmaktadır, dediler.
Nahl 24-
Onlara: Rabbiniz ne indirdi? denildiği zaman "
Öncekilerin efsanelerini " dediler.
Enbiya 5-
Onlar: Hayır, bunlar karışık rüyalardır;
yok, onu kendisi uydurdu, yok o bir şairdir. Böyle değilse önceki peygamberler
gibi, o da bize bir mucize getirsin, dediler.
Onlar Kur’an’ı rüya, masal veya efsane olarak
görürler. Hâlbuki Kur’an’da masal ( olmamış olaylar ) da efsane ( ulaşılamayacak
hedefler ) de yoktur.
R’ad 31-
Bir Kur'an ki onunla dağlar yürütülse veya onunla
yer parçalansa veya onunla ölüler konuşturulsa ( o yine bu Kur'an
olurdu ). Fakat emir bütünüyle Allah'ındır.
İman edenler, kâfirlerden ümit kesip daha anlamadılar mı ki Allah dileseydi,
elbette insanların hepsine toptan hidayet buyururdu. O küfürde direnenlerin
kendi sanatlarıyla başlarına musibet inip duracak yada yurtlarının yakınına
konacak. Nihayet Allah'ın vaadi gelecek. Muhakkak ki, Allah vaat ettiği zamanı
şaşırmaz.
Dağlar yürütülse, ölüler konuşturulsa bile
şartlanmış bazı kâfirler yine de iman etmezler.
Şuara 200, 201- Böylece onu
günahkârların kalplerine soktuk
( okuyup anladılar, ama yine de ) acıklı azabı
görünceye kadar ona iman etmezler. 202-
İşte bu ( azap ) onlara, kendileri farkında olmadan, ansızın geliverecektir.
203- O zaman " Bize ( iman etmemiz için )
mühlet verilir mi acaba? ” diyeceklerdir.
Bazı kâfirler de azabı görünceye kadar iman etmez.
Kalem 44- Bu
sözü yalanlayanı bana bırak. Onları bilmedikleri yönden derece derece azaba
yaklaştıracağız. 45- Onlara mühlet
veriyorum. Doğrusu benim tuzağım sağlamdır. 46-
Yoksa onlardan bir ücret istiyorsun da bu yüzden onlar ağır bir borç altında mı
kalıyorlar? 47- Yoksa gayb onların
yanlarında da onlar mı yazıyorlar?
Aşırı kâfiri Allah’a havale edip diğer insanlara
tebliği sunmalıdır.
Çünkü:
Beyyine 6-
Kâfirler, gerek kitap ehlinden olsun gerek puta tapanlardan olsun muhakkak,
cehennem ateşindedirler. Orada ebedî olarak kalacaklardır.
Onlar, insanların en şerlileridir.
Bu şerli insanların camilere saldırmaları, pislik
atmaları, müslümanların evlerini kundaklamaları, hayâ ve ahlaklarını yok etme
çabalarından Allah’a sığınarak müslümanlara sevgi, saygı beslemeli ve önem
vererek her yönden onları geliştirmeye çalışmalıdır.
Fussilet 33-
Allah'a davet eden, salih amel işleyen ve " Ben
gerçekten müslümanlardanım " diyen kimseden daha güzel sözlü kim olabilir?
Bu ayete dayanarak samimi olarak İslam’a kim
çalışırsa çalışsın grup ayırımı yapmadan mutlaka desteklenmelidir.
Zaten sonunda kâfirler;
Hicr 2- Bir
zaman gelecek ki inkâr edenler “ keşke müslüman
olsaydık ” diyeceklerdir.
Bunları bilerek
öngörü ile
tatil yapmayan bu çeşitli inkârcı
gruba karşı
ölüm gelene kadar
Kuran’dan feyiz alarak
mücadele verilmelidir.