BERAT GECESİ BİLİNCİ
(Günahlardan kurtulma gecesi şuuru)
Berat gecesi, Şaban ayının on beşinci gecesidir.
Ölüm ansızın geleceği için tevbe için ille de bu gece beklenmemeli ama bu gece gelince de iyi değerlendirmelidir. Çünkü ilahi rahmet tüm arzı kaplayacağı için altından çok daha kıymetli olan bu geceye günler öncesinden Ramazan’a hazırlık nedeniyle kusurlardan arınarak hazırlanmalıdır.
Tevbe ve af konusunda Yüce Rabbimiz şöyle bildirmektedir:
Zümer 53- (Ey Resulüm, tarafımdan kavmine) de ki: Ey (günah işlemekle) nefislerine karşı haddi aşmış kullarım! Allah’ın rahmetinden (sizi bağışlamasından) ümidi kesmeyiniz çünkü Allah (şirk ve küfürden başka, dilediği kimselerden) bütün günahları mağfiret buyurur. Şüphesiz ki O, Gafur’dur; çok bağışlayıcıdır, Rahîm’dir; çok merhametlidir.
Anne, baba, evlat, kardeş, eş, ırk, mal, para, ticaret, iş, ev ve eşyalarını kutsayarak Allah’a ortak etmeyen, ettiyse de tevbe edenlerin ümitvar olmaları gerekmektedir.
Tahrim 8- Ey iman edenler! Allah’a öyle tevbe edin ki tam bir pişmanlıkla halis bir tevbe olsun, olur ki Rabbiniz, kötülüklerinizi örter ve sizi, (ağaçları) altından ırmaklar akan cennetlere koyar. O gün Allah, Peygamberini ve O’nunla beraber iman edenleri utandırmayacaktır. (Sırat üzerinde) nurları önlerinde ve sağlarında koşup parlayacak; şöyle diyeceklerdir: Ey Rabbimiz! Bizim nurumuzu tamamla (bu Sırat üzerinde nurları sönen münafıklar gibi bizleri yapma). Bizi bağışla, muhakkak ki sen, her şeye kadirsin.
Bu ayet doğrultusunda bir gözyaşı veya bir sütün çıktığı yere geri dönemediği gibi tevbe eden de günahlarına kararlılıkla geri dönmemeli, günahlarını her hatırladığında tüm bedeninde pişmanlık, duygu veya ürpertilerini hissetmeli ve Allah’ın af edeceğine dair daima hüsnü zan beslemelidir.
Zümer 35- Çünkü Allah, onların daha önce işledikleri amelin en kötüsünü bile örtüp bağışlayacak ve yapmakta oldukları güzel amellerin en güzeli ile mükâfatlarını kendilerine verecektir.
Bu ayete dikkat edersek en kötü günahın bile affedilerek en güzel hayırla mükâfatlandırılacağı müjdelenmektedir.
Aşağıdaki ayetlerde de gerçek kulluğa karar verenler için;
Furkan 68- Onlar ki Allah’la beraber başka bir İlâha ibadet etmezler, Allah’ın haram kıldığı nefsi haksız yere öldürmezler, zina yapmazlar. Kim de bunları yaparsa günahının cezasına kavuşur. 69- Kıyamet günü de azabı katmerleşir ve bu azap içerisinde hakir olarak ebedî kalır. 70- Ancak tevbe eden ve iman edip de salih amel işleyen kimse müstesnadır çünkü bunların kötülüklerini Allah iyiliğe çevirir. Allah Gafur’dur; çok bağışlayıcıdır. Rahîm’dir; çok merhametlidir.
Bu ayetle de büyük günahlara rağmen iman edip de tevbe edenlerin günahlarının sevaba çevrileceği hatırlatılmaktadır. Bu tevbe ve temizlenme fırsatına rağmen hâlâ tevbe etmeyen, günah dalgaları arasında kısacık ömrünü israf eden, kendine ebediyen yazık etmektedir. Çünkü tevbe etmeden ani bir ölüm geliverirse ebedi zararı telafi etmek mümkün olmayacaktır. Zira;
Enbiya 104- O gün ki semayı, kitapların sahifesini dürer gibi düreceğiz.
İbrahim 48- O gün ki Arz başka Arz’a, gökler de başka göklere çevrilecek…
Yukarıdaki ayetlere inanan bir müminin dizleri titretmeli ve tüm dünya dolusu altınların bile asla geri getiremeyeceği dakikaları değil saniyeleri bile amel defterini kapatmayacak ameller yaparak Allah’ın rızası dışında geçirmemelidir. Çünkü her ölenin bir noktada kıyameti koptuğuna ve kıyamet kopunca da bir daha bu imtihan dünyası olmayacağına göre bu sahneyi göz önüne getiren, ürperen ve bu ürpertiyi damarlarında hisseden mümini artık kimse Allah’ın yolundan bir an bile çeviremez.
Aşağıdaki ayette belirtildiği gibi Allah’tan af dileyen ve tevbe bilinciyle yaşayan müminler ancak mutlu ve huzurlu yaşayabilirler. Zira;
Hud 3- Hem Rabbinizin mağfiretini isteyin. Sonra O’na tevbe edin ki size takdir edilmiş belirli bir zamana (ölüme) kadar güzel bir şekilde yaşatsın ve iyi hareket sahibine, fazlından dünya ve ahirette mükâfatını versin. Eğer imandan yüz çevirirseniz biliniz ki ben, başınıza gelecek büyük bir günah azabından korkarım.
Bu ayetlere göre bu geceden itibaren Kur’an ve hadis aydınlığında geleceğe dönük olarak Allah’a ile dostluğu artırmak için;
1. Kur’an ve Hadis’te derinleşmeli ve sahabenin örnek hayatından dersler çıkarılmalı ve böylece maddi ve manevi hayatımıza çeki düzen vermeye karar vermeli,
2. İmanı güçlendirmeye, ibadetlerde ihlâs ve huşuya özen göstermeli,
3. Allah’a duada ve peygamberimize salâvatta samimiyete önem vermeli,
4. Anne babaya hürmeti, akrabalarla iletişimi, muhtaçlara ise ilgi ve yardımı artırmalı,
5. Hurafesiz bir şekilde iyiliği yaymada, kötülüğü engellemede yer almalı,
6. Şirkten, isyandan, gıybetten, hasetten, faizden ve cana kıymaktan kaçınmalı,
7. “Allah af etse de ben etmem” diyen kin ve gururdan çok uzak durmalı. Çünkü Müslim’in Ebu Hüreyre’den rivayet ettiği bir hadiste Resulullah (sav) şöyle buyurmuştur: Pazartesi ve Perşembe günleri cennetin kapıları açılır. Din kardeşi ile arasında düşmanlık bulunan kişi dışında Allah’a şirk koşmayan her kulun günahları bağışlanır. Aralarında düşmanlık bulunanlar için bu iki kişiyi, birbiriyle barışıncaya kadar erteleyin! Bunları birbiriyle barışıncaya kadar erteleyin, denir.
Hâkim’in Ebu Hüreyre’den rivayet ettiği bir hadiste de Resulullah (sav) şöyle buyurmuştur: Başkalarının kadınlarına karşı namuslu ve iffetli olun ki sizin kadınlarınıza da namuslu ve iffetli olsunlar. Anne ve babanıza iyilik ve ihsan da bulunun ki çocuklarınız da size karşı itaatli ve hürmetkâr olsunlar. Bir kimseye kardeşi haklı veya haksız olsun, özür dileyerek gelirse onu kabul etsin şayet kabul etmezse (ahirette) Havzı Kevser’e yanaşamaz.
Bu gece veya gelecekte affolmak ve Allah’ın izniyle peygamberimizin şefaatine nail olmak için Kur’an ve sünnet çizgisinin dışına çıkmamalı,
8. Tüm müslümanların dünyada başarılı, huzurlu ve erimeden güven içinde olmaları ve ahirette de mağfiret edilmeleri için dua etmeli,
9. Şehveti tahrik eden, hayâsızca zinayı çağrıştıran şiir ve musikiyi dinlememeli,
10. Büyü yapan ve gaipten yalan haber verenlere yaklaşmamalı,
11. Allah’tan helal rızık ve hayırlarla dolu uzun bir ömür istemeli,
12. Allah’tan her türlü deprem, tsunami, sel ve yangın afeti vermemesi, maddi ve manevi salgın hastalıklardan koruması için dua ve istiğfar etmeli, sadaka ve infakı artırmalı,
13. Peygamberimizin bu gece ibadet için eşinden izin istemesi ve daha sonra Medine mezarlığında uzun uzun secdeye kapanıp ağlayarak ümmeti için Rabbine duasında “Onları azap edecek olursan (Bu senin hakkın) çünkü onlar senin kullarındır. Kendilerini bağışlayacak olursan da şüphesiz ki ancak sen aziz ve hâkimsin” diye yalvardığı için biz de müminlere ziyaret, fakirlere ikram ve mezarlık ziyaretleri ile bu sünnetleri yaşatmalıyız.
14. Bir Berat gecesi Hasan’ı Basri hazretlerinin yüzünün solgun olduğunu gören çevresindeki müminler ona sebebini sorunca O büyük Âlim şöyle cevap verir:
a) Günahlarımı hatırlayıp üzülüyorum,
b) İyiliklerimden de endişeliyim,
c) İbadet ve hayırlarımın kabul edilip edilmediğini de bilemediğim için böyleyim, der.
Sonuç olarak
Bu geceyi ve ömrü iyi değerlendirmek için Fatiha suresinde olduğu gibi,
1- Daima Allah’a hamd ve nimetleri için çok şükreden bir toplum olmaya çalışmalıyız,
2- Yine Allah’ın Rahman ve Rahim sıfatından esinlenerek çok adaletli bir toplum olmaya çalışmalıyız,
3- Dünyada olduğu gibi ahirette de tek mülk ve hüküm sahibi Allah olduğu için hesap gününe çok dikkatli hazırlanmak için kalbimizi Allah sevgisiyle doldurup şeytanın kalbimizi işgal etmesine fırsat vermemeliyiz,
4- Yalnız Allah’a ibadet ederken ve her isteğini ve ihtiyacını yalnız Allah’tan isterken diğer yönden bir de kalkıp kullara yakınmamalıyız.
5- Dualarımızda oraya buraya çekmeden, kendisinin de razı olduğu dosdoğru yola iletmesini içtenlikle istemeliyiz. Çünkü bu yol ki Allah’ın iman ve şerefle niyetlendirdiği peygamberlerin, sıddıkların, şehitlerin ve ihlâslıların yoludur ki biz de bu yolda iyilikler için koşturmalıyız.
6- Vahyi inkâr ve emirlere isyan ve peygamberlere karşı azgınlıkla helak olanların ve hakkı küçümseyen Yahudilerin, Allah’tan uzaklaştırıcı tüm hareketlerinden uzak durmalıyız.
7- Yine Allah’a evlat isnat ederek sapan ve saptıran Hıristiyanların da yoluna gitmeyerek, yalnız Allah’ın kitabı ve Resulünün sünnetinde birleşerek büyüyen ve insanlığa ışık saçacak bir plan ve program oluşturan kararlarla bu geceyi değerlendirmeliyiz.