DOĞRULUĞUN SAĞLADIĞI GÜVEN VE
BEREKET
Tevbe 119- Ey iman edenler! Allah’tan
korkun ve doğrularla beraber olun.
Doğruların yanında insan; bir yandan dürüstlüğü öğrenirken diğer yandan da
Allah’ın izni ile kötülerin şerrinden emin olur.
Mü’minun 8- Yine onlar ki
emanetlerine ve ahitlerine riayet ederler.
Bu dürüstlük onları topluma örnek yapar ve saygınlığını da artırır.
Ahzap 70- Ey iman edenler! Allah'tan
korkun ve sağlam söz söyleyin, 71- Ki
(Allah) işlerinizi yoluna koysun ve günahlarınızı
bağışlasın. Her kim Allah'a ve Resulü'ne itaat ederse, o gerçekten
büyük murada ermiştir.
Dikkat edersek Allah doğruların işini er geç yoluna koyacağını ve muradına
erdireceğine işaret etmektedir.
Rahman 8- Sakın tartıda taşkınlık
etmeyin. 9-
Tartıyı adaletle yapın, terazide eksiklik yapmayın.
Bu ölçülü, tartılı, adaletli tavır ticarette olduğu gibi hayatın her alanında
prensipli olmanın gereğini hatırlatmaktadır.
Saf 2- Ey iman edenler! Yapmayacağınız
şeyi niçin söylüyorsunuz? 3-
Yapmayacağınızı söylemeniz, Allah yanında şiddetli bir
buğza sebep olur.
İtibar, başarı ve güven isteyen herkes yapamayacağını söylememeli ama
söylediğini de mutlaka yapmalıdır.
Hud 112- İşte bundan dolayı
emrolunduğun gibi doğru ol.
Beraberindeki tevbe edenler de (doğru olsunlar).
Aşırı gitmeyin! Muhakkak ki O, bütün yaptıklarınızı görüp duymaktadır.
Allah her hareketi gördüğü için bu ayetle dosdoğru olmanın gereği
hatırlatılmaktadır.
İsra 35- Ölçtüğünüz zaman tam ölçün ve
doğru terazi ile tartın. Bu hem daha hayırlıdır ve
sonuç itibariyle de daha güzeldir. 36-
Bir de hiç bilmediğin bir şeyin ardına düşme!
Çünkü kulak, göz, gönül, bunların her biri yaptıklarından sorumludurlar.
Bu durumda her davranışı, her
kararı ölçüp doğru vermeli, ilerisini göremediğimiz işlere de girmemelidir.
Şuara 183-
Halkın eşyalarını değerinden düşürmeyin. Yeryüzünde bozgunculuk yaparak
karışıklık çıkarmayın.
Fitne oluşturarak hiç kimsenin itibarını da malını da gözden düşürmemelidir.
Şura 15- Ey Muhammed! İşte bunun için
insanları tevhide davet et ve sana emredildiği gibi
dosdoğru ol. Onların keyiflerine uyma
ve de ki: Ben Allah'ın kitaptan indirdiğine inandım ve bana aranızda adaleti
gerçekleştirmem emredildi. Allah bizim de Rabbimiz sizin de Rabbinizdir. Bizim
yaptıklarımız bize, sizin yaptıklarınız da size aittir. Sizinle bizim aramızda
hiçbir tartışmaya yer yoktur. Allah hepimizi bir araya toplayacaktır. Dönüş
yalnız O’nadır.
İnananlar cahillerin keyfine göre değil de Allah’ın emirlerine göre hareket
etmelidir.
Hadid 19- Allah'a ve peygamberine iman
edenler var ya, işte onlar, Rableri yanında sözü özü
doğru olanlar ve şehitlik mertebesine erenlerdir. Onların mükâfatları
ve nurları vardır. İnkâr edip de ayetlerimizi yalanlayanlara gelince, onlar da
cehennemin adamlarıdır.
Özü sözü bir olanların şehitlik mertebesinde olduğu müjdelenmektedir.
Maide 119- Allah buyurdu ki:
Bu, sadıklara doğruluklarının fayda sağladığı gündür.
Onlar için altlarından ırmaklar akan, içinde ebedî kalacakları cennetler vardır.
Allah onlardan razı olmuş, onlar da O'ndan razı olmuşlardır. İşte büyük kurtuluş
budur.
Sürekli olarak yaşanılan ihlâslı bir doğruluğun o gün fayda vereceği
bildirilmektedir.
Fussilet 30- " Rabbimiz Allah'tır "
deyip, sonra da doğrulukta devam edenlere gelince,
onların üzerine melekler iner ve derler ki: Korkmayın, üzülmeyin, size vaad
edilen cennetle sevinin. 31-
Biz dünya hayatında da, ahirette de sizin
dostlarınızız. Cennette sizin için canınızın çektiği ve istediğiniz
her şey vardır. 32- Bunlar çok bağışlayıcı
ve çok merhametli olan Allah tarafından bir ağırlamadır.
Doğruluğu ölünceye kadar sürdürenlere bu ayetle cennet vaat edilmektedir.
Ahkaf 13- Gerçekten Rabbimiz Allah'tır
deyip, sonra da
dosdoğru olanlara gelince onlar için hiçbir korku
yoktur ve onlar üzülmeyeceklerdir. 14-
İşte onlar cennetliktirler, yaptıklarına karşılık orada ebedi olarak
kalacaklardır.
Doğru olanların bu ayetle cennette ebediyen mutlu olacakları müjdelenmektedir.
Not: Allah’ın Hz. Peygamberimize
lütfettiği ismet sıfatının şartlarından
biri olan doğrulukla yani Muhammed-ül Emin ismiyle ün yapması, tebliğinin
başarılı olmasında çok etkili olmuştur. Düşmanları dahi en kıymetli varlıklarını
ona emanet etmişlerdir. Ayrıca o günden bu güne
yerli ve yabancılar çoğunlukla dürüst insanların söz ve davranışlarından
etkilenerek İslam’ı benimsemişlerdir. Bundan mutlaka bir ders
çıkarılmalıdır.
Bu konuda; Hz. Ömer de “ Ben insanların bilgisine, şöhretine, mal ve mevkisine
değil dürüstlüğüne bakarım ” sözü dikkate değer bir noktadır.
Tüm bunlara rağmen aklını
kullanmayanlar;
Mülk 10- Eğer
dinlemiş olsaydık ya da akletmiş olsaydık
16- Şu çılgınca yanan ateşin halkı
arasında olmayacaktık, derler.
Not:
Bu sahneyi
daha şimdiden
göz önüne alarak
doğru yaşamaya
karar vermeli,
vermişsek devam
etmeli
ve
geç kalarak
kaybedenlerden
olmamalıdır.