AİLEDE
PROBLEM ÇÖZME
( İKİ
FARKLI DÜNYANIN UYUMU VE DEVAMI )
A- UYUM SURECİ
Rum 21-
Yine O'nun ayetlerindendir ki sizin için
nefislerinizden kendilerine ısınırsınız diye eşler yaratmış,
aranıza bir sevgi ve merhamet koymuştur.
Şüphesiz ki bunda düşünecek bir kavim için nice ibretler vardır.
Nikâh öyle bir mucize ki yedi kat yabancıyı can
yoldaşı, onun yakınlarını yakın, büyüklerini de büyük yapıyor.
Bakara 187-
… Onlar, sizin için fenalığa karşı koruyucu bir
elbise ve siz de onlar için koruyucu bir
elbise gibisiniz…
Eşler birbirinin hem sırrını, hem kusurunu
saklayacak, hem de günahlara karşı perde olacaktır.
Bakara 228-
… Erkeklerin (meşru surette) kadınlar üzerindeki
hakları gibi kadınların da onlar üzerinde
hakları vardır…
Erkekler eşlerinden meşru olarak neyin yerine
getirilmesini istiyorlarsa kadınlar da beylerinden aynı istekleri istemeye
hakları vardır. Kim bunu engellerse zulmetmiş olur.
Tevbe 71-
Erkek ve dişi bütün müminler, birbirlerinin
yardımcılarıdır.
İyiliği emrederler, fenalıktan alıkoyarlar, namazı
gereği üzere kılarlar, zekâtı verirler, Allah’a ve Resulüne itaat ederler.
İşte bunları, muhakkak surette Allah rahmetiyle
bağışlayacaktır. Gerçekten Allah Aziz’dir (Her şeye galiptir),
Hâkim’dir (hükmünde hikmet sahibidir).
Bâtıl ideolojilerde olduğu gibi İslam’da kadın ve
erkek arasında üstünlük yarışı yoktur. Takım arkadaşlığı gibi, Yardımlaşma ve
birbirine destek olma vardır.
Nisa 59- Ey
iman edenler! Allah’a itaat edin. Peygambere ve sizden olan idarecilere de itaat
edin. Sonra bir şey hakkında çekiştiniz mi, hemen
onu Allah’a ve Resulüne arz ediniz,
eğer Allah’a ve ahiret gününe inanıyorsanız... Bu müracaat, hem hayırlı, hem de
netice bakımından daha güzeldir.
Müslümanlar hangi konuda olursa olsun
problemlerinin çözümünü öncelikle Kur’an ve Sünnet’te arayacaklar.
İsra 53-
Mümin kullarıma söyle ki
(kâfirlere) en güzel olan kelimeyi (yumuşak ve tatlı
sözlü) söylesinler çünkü şeytan aralarına fesat
sokar. Şüphe yok ki şeytan, insan için açık bir düşmandır.
Günlük hayatta katılık ve beklentilerden
vazgeçmeli ve problemlerin çözümünde en tatlı kelimelerle konuşmayı alışkanlık
haline getirilmelidir.
Fussilet 34-
Hem iyilikle kötülük müsavi olmaz. Sen kötülüğü,
en güzel olan iyi hareketle önle.
O vakit bakarsın ki seninle arasında bir düşmanlık bulunan, yakın bir
dost gibi olmuştur.
İster dışarıda ister evde olsun ;Kötülüğe karşı
daima iyilikle karşılık verilmeli . Zira kötülüğe karşı kötülük veya iyiliğe
karşı kötülük İslam’da yoktur.
İsra 82-
Biz Kur’an’dan öyle ayetler indirmekteyiz ki müminler
için şifa ve rahmettir. Zalimlerin
de ancak sapıklığını artırır.
Bir hastanın derdine derman için ilaç araması gibi, biz de tüm
sorunlarımıza, çözümü önce Kur’an da arayacağız. Çünkü şifanın da rahmetin de
orada olduğu bildirilmektedir.
B- HERHANGİ BİR
AİLEDE OLABİLECEK PROBLEMLER VE KUR’AN’DAN ÇÖZÜM YOLLARI
Okumama alışkanlığı
varsa
Alak 1-
Yaratan Rabbinin adıyla oku!
2- O,
insanı bir alekadan (embriyodan) yarattı. 3-
Oku! Rabbin sonsuz kerem sahibidir. 4-
O Rab ki kalemle yazmayı öğretti. 5-
İnsana bilmediği şeyleri öğretti. 6-
Hayır! Doğrusu (kâfir ve okumayan) insan
azgınlık eder.
Fatır 28- …
Allah’tan,
kulları içinde ancak (kudret ve azametimi bilen) âlimler korkar…
Toplumda problem üretmemek ve toplumu büyütmek ve
etkin kılmak istiyorsak toplumda erkek ve kadın yazar, düşünür ve âlimlerin
sayısını mutlaka artırmalıdır. Yoksa erkekler âlim olsa da kadınlar modernist,
gösteriş ve tüketim hastası olmaktan kurtulamıyor. Özellikle manen cahil ve
idealsiz bırakılıyorsa bu şartlar altında istenen neslin yetişmesi çok zordur.
Öfke, kin ve cimrilik
varsa
Al-i İmran 134-
(O takva sahipleri) Bollukta ve darlıkta harcayıp
yedirenler, öfkelerini yutanlar,
insanların kusurlarını bağışlayanlardır.
Allah da iyilik edenleri sever.
Mal, makam ve şöhretli
insanların yanında itibar arama varsa
Hucurat 13-
Biliniz ki Allah katında en iyiniz,
takvası en ziyade olanınızdır (Şeref, soy
ve neseple değildir).
Sözünde durmama varsa
Al-i İmran 76-
Hayır, öyle inandıkları gibi değil, kim ahdini
(verdiği sözü) ve emanetini yerine getirir, Allah’tan korkarsa
şüphe yok ki Allah takva sahiplerini sever.
Tevbeyi geciktiriyorsa
Nisa 17-
Ancak Allah’ın kabul edeceğini vaat buyurduğu tevbe, o kimseler içindir ki
bir cahillikle bir kabahat yaparlar da
sonra çok geçmeden tevbe ederler, işte
Allah bunların tevbelerini kabul buyurur. Allah ihlâsla tevbe edenleri hakkıyla
bilicidir.
Bakara 222-
Şüphesiz ki Allah
çok tevbe edenleri de sever, pisliklerden
pak olanları da sever.
Adaletsizlik varsa
Hucurat 9-
Eğer müminlerden iki birlik çarpışırlarsa
hemen aralarını düzelterek barıştırın.
Eğer onlardan biri (Allah’ın hükmüne razı olmayarak) tecavüz ediyorsa o vakit
tecavüz edenle Allah’ın emrine dönünceye kadar savaşın. (Sonunda teslim olur
Allah’ın emrine) dönerse yine adaletle aralarını düzeltin ve hep adaletle iş
görün çünkü Allah adalet yapanları sever.
Nisa 135-
Ey müminler! Hak üzere durup adaleti yerine
getirmeğe çalışan hâkimler ve Allah için
doğru söyleyen şahitler olun. Velev ki
şahitliğiniz, nefsinizin yahut ana ve babanızla
yakın akrabanızın aleyhinde olsun, ister üzerine şahitlik yapılan kimseler
zengin veya fakir bulunsun... Çünkü
Allah, ikisine de (zengin ile fakire) sizden daha yakındır. Onun için siz,
haktan yüz çevirip nefsin arzusuna uymayın. Eğer adalet üzere hüküm vermekten,
şahitliğinizde doğru söylemekten dilinizi bükerseniz veya (büsbütün ondan) yüz
çevirirseniz, şüphe yok ki Allah yaptıklarınızdan haberdardır.
Argo kelime kullanımı
varsa
Nisa 148-
Allah, fena sözün açıklanıp söylenmesini sevmez.
Ancak zulme uğrayanlar müstesnadır (o, zalime söyleyebilir). Allah her şeyi
işitici, her şeyi bilicidir.
Bozgunculuk varsa
Kasas 77- …Yeryüzünde
fesat arama çünkü Allah fesat çıkaranları sevmez.
Fakirlik korkusu varsa
Bakara 268-
Şeytan, sizi fakir olacaksınız diye korkutur, size
cimrilik ve sadaka vermemekle emreder.
Allah ise kendi lütfünden size bir mağfiret ve fazla
bir sevap vaat ediyor. Allah’ın kudreti geniştir, her şeyi kemaliyle
bilendir.
Hud 6-
Yerde yürüyen ne kadar canlı varsa
hepsinin rızkı
ancak Allah’a aittir. Onların dünyadaki
meskenlerini de bilir, yumurtalıklardaki yerlerini de... Bunların hepsi Levhi
Mahfuz’da yazılıdır.
Şirk varsa
Tevbe 24-
Ey Resulüm, o hicreti terk edenlere de ki:
Babalarınız, oğullarınız, kardeşleriniz, karılarınız, soylarınız, kazandığınız
mallar, geçersiz olmasından korktuğunuz bir ticaret, hoşunuza giden meskenler,
size Allah ve Resulünden ve onun yolunda
cihattan daha sevgili ise artık Allah’ın emri
(azabı) gelinceye kadar bekleyin. Allah, fasıklar topluluğunu
hidayete erdirmez.
Nisa 48-
Doğrusu Allah,
kendine eş koşulmasını (eş koşanın günahını) bağışlamaz.
Maide 72- …Kim
Allah’a ortak koşarsa, ona Allah cennet’ini
haram etmiştir…
Kan davası ve katillik duygusu varsa
Nisa 93-
Kim de bir mümini kasten öldürürse,
onun cezası, içinde
devamlı kalmak üzere, cehennemdir. Allah ona gazap etmiş, lânet etmiş
ve büyük bir azap hazırlamıştır.
Namaz ihmal ediliyorsa
Müddesir 39-
Ancak sağcılar (kitapları sağ ellerine verilenler),
40- Cennetlerdedirler.
Sorarlar. 41-
Mücrimlerden 42-
“Sizi cehenneme sokan nedir?”
43- Onlar şöyle derler:
Biz namaz kılanlardan değildik.
Meryem 59-
Sonra bu peygamberlerle, salih kimselerin
arkalarından (kötü) bir nesil geldi ki
namazı terk ettiler, şehvetlerine uydular.
Bunlar da
cehennemdeki “Gayya” vadisini boylayacaklardır.
60- Ancak tevbe edip iman eden ve salih amel
işleyenler müstesna çünkü bunlar, zerre kadar zulme uğratılmayacaklar, Cennete
gireceklerdir.
Ailenin durumu iyi
fakat zekât vermiyorsa
Fussilet 7-
O müşrikler ki
zekâtı vermezler ve onlar ahireti de inkâr ederler...
Anne ve babaya
saygısızlık varsa
Ankebut 8-
Biz, insana, ana
ve babasına iyilik yapmasını tavsiye ettik…
İsra 23-
Rabbin kesin olarak şunları emretti: Ancak kendisine ibadet edin,
ana babaya güzellikle muamele edin,
eğer onlardan biri veya ikisi senin yanında ihtiyarlık
haline ulaşırsa sakın onlara “Öf” bile deme
ve onları azarlama, ikisine de iyi ve yumuşak söz söyle.
24- İkisine de acıyarak tevazu
kanadını indir ve şöyle de: Ey Rabbim! Onlar, beni küçükken terbiye edip
yetiştirdikleri gibi, sen de kendilerine merhamet et.
Faiz yeniliyorsa
Bakara 275-
Faiz yiyen kimseler,
kendisine şeytan çarpmış olan nasıl kalkarsa mezarlarından öylece kalkarlar…
Bakara 279-
Yok, eğer bu faizi terk etmezseniz bilin ki
Allah’a ve peygamberinize karşı harbe girmişsiniz…
Yetim malı yeniliyorsa
Nisa 10-
Yetimlerin mallarını zulmen (haksız olarak) yiyenler
karınlarına ancak bir ateş yerler ve yakında alevli ateşe
gireceklerdir.
Zinaya meyleden varsa
İsra 32-
Zinaya da yaklaşmayın
çünkü o, pek çirkindir ve kötü bir yoldur.
Çevreye zulüm yapan
varsa
Şura 8-
Eğer Allah dileseydi, bütün insanları tek bir ümmet (aynı dine bağlı kimseler)
yapardı fakat dilediğini rahmetine koyar. Zalimlere
ise bir dost da yok, bir yardımcı da yok...
Şura 42-
(Günaha dair) yol, ancak haksızlıkla yeryüzünde
azgınlık ederek insanlara zulüm yapanlar üzerinedir.
İşte onlara acıklı bir azap vardır.
İçki içimi ve kumar
varsa
Maide 90-
Ey müminler! Şarap (içki içmek), kumar oynamak,
ibadet için dikilen putlar, (cahillik devrinde kullanılan) fal okları
hep şeytanın işinden pis birer şeydir.
Onun için bunlardan sakının ki
kurtulasınız. 91-
Muhakkak şeytan,
şarapta ve kumarda aranıza düşmanlık ve kin düşürmek, sizi Allah’ı anmaktan ve
namaz kılmaktan alıkoymak ister. Artık siz, bunlardan sakınmaz
mısınız?
Gurur, kibir, kendini
beğenmişlik ve alaya alma varsa
Nahl 23-
Şüphe yok ki Allah, onların gizlediği ve açıkladığı şeyi hep bilir.
Doğrusu Allah,
kendilerini büyük görüp hakkı kabul etmeyenleri sevmez.
Lokman 18-
(Kibirlilerin yaptığı gibi) insanlara yüzünün
yanını çevirme ve yeryüzünde çalımla yürüme.
Çünkü Allah, her
büyüklük taslayan övüneni sevmez.
Hümeze 1-
Azap olsun (insanları arkalarından çekiştiren)
her ayıplayıcıya, yüzlerine karşı dil uzatıcıya!...
Mal ile gururlanma
varsa
Kasas 76-
Gururlanıp şımarma çünkü Allah
(dünya malı ile) şımaranları sevmez.
Yalancılık varsa
Mümin 28-
…Muhakkak ki Allah, haddi aşan her yalancıyı
hidayete erdirmez.
Zariyat 10-
Kahrolsun o yalancılar!...
İftira atma varsa
Nur 23-
Zinadan haberi bulunmayan iffetli mümin kadınlara
zina isnat edenler, dünyada ve ahirette lânete
uğramışlardır. Onlara büyük bir azap vardır.
Sadaka ve zekât
parasına ihanet varsa
Al-i İmran 161-
Bir peygamber için emanete (ganimet malına) hıyanet etmek olur şey değildir.
Kim böyle hainlik ederse kıyamet günü,
aşırdığı malı, boynunda taşıyarak getirir. Sonra da herkese kazandığı
iyilik veya kötülüğün karşılığı ödenir ve hiç birine zulmedilmez.
İntihar niyeti olan
varsa
Nisa 29- Ey
iman edenler! Mallarınızı, aranızda bâtıl sebeplerle yemeyin. Ancak
birbirinizden hoşnut olarak ticaret yolu ile olmak başka.
Herhangi bir sebeple
nefislerinizi öldürmeyin. Şüphesiz ki Allah çok merhametlidir.
30- Kim, zulüm ve tecavüz yolu ile bu
yasakları işlerse, yakında biz onu cehennem ateşine atacağız. Onu ateşe atmak da
Allah’a pek kolaydır. 31- Eğer siz, yasak
edildiğiniz günahların büyüklerinden sakınırsanız, sizden diğer kabahatlerinizi
örteriz ve sizi iyi bir gidişata sokarız.
Allah’ın hükmünü
gizlemek varsa
Bakara 159-
İndirdiğimiz apaçık hükümleri ve doğru yolu,
insanlara biz Kitap’ta beyan ettikten sonra
gizleyenler (var ya) şüphesiz Allah onlara lânet
eder. (onları rahmetinden kovar) ve bütün lânet edebilenler de onlara
lânet okur.
Haram et yeme varsa
Enam 145-
(Ey Resulüm) de ki: Bana vahyolunanlar içinde, yiyen bir kimsenin yiyeceği
arasında, dediğiniz gibi, haram edilmiş bir şey bulmuyorum. Yalnız haram olarak
şunlar var: Ölü yahut akıtılan kan yahut domuz eti
ki o şüphesiz bir pistir yahut Allah’tan başkasının adına bir fısk olarak
boğazlanan. Bununla beraber her kim bunlarda çaresiz kalırsa tecavüz
etmemek ve zaruret miktarını aşmamak üzere yiyebilir. Çünkü Rabbin çok
bağışlayıcıdır, çok merhametlidir.
Temizliğe dikkatsizlik
varsa
Müddesir 4-
Elbiseni de (daima) temiz tut.
Riyakârlık (Gösteriş)
ve başa kakma varsa
Bakara 264-
Ey iman edenler, sadakalarınızı
(insanlara gösteriş için malını harcayan, Allah’a ve
ahiret gününe inanmayan kimse gibi) başa kakmak ve eziyet etmek suretiyle
boşa çıkarmayın. Çünkü onun bu
gösterişinin hâli üzerinde az bir toprak bulunan bir kayanın hâline benzer ki
ona şiddetli bir yağmur isabet edince üzerindeki toprağı temizleyip kendisini
katı bir taş hâlinde bırakır. Onlar (gösteriş için amel edenler) yaptıkları
şeyden hiç bir sevap kazanamazlar. Allah kâfirler topluluğuna hidayet etmez...
Maun 4-
Artık şiddetli azap olsun, (nifak suretiyle) namaz kılanlara ki
5- Onlar,
namazlarından gafildirler. 6-
Onlar, (namazlarıyla insanlara) gösteriş yaparlar.
Hainlik duygusu varsa
Yusuf 52-
…muhakkak ki Allah hainlerin hilesini
muvaffakıyete ulaştırmaz.
İslam’ın menfaatine
kullanma ve infak etmeme varsa
Bakara 174-
Allah’ın indirdiği kitap (Tevrat)tan Hazreti
Peygamberin vasfını gizleyip de bununla biraz
para alanlar var ya kıyamet gününde,
yedikleri rüşvet, onların karınlarında
ancak ateş olur. Kıyamet günü Allah
onlarla ne konuşur, ne de onları temize çıkarır. Onlara yalnız acıklı
bir azap vardır.
Tevbe 34-
Ey iman edenler! Gerçekten Yahudi bilginlerinden ve
Hıristiyan rahiplerinden çoğu,
insanların mallarını haksızlıkla yerler ve Allah yolundan çevirirler,
bir de altını ve gümüşü biriktirerek saklayıp onları
Allah yolunda harcamayan kimseler! İşte
bunları acıklı bir azap ile müjdele...
35- Kıyamette, o biriktirilen altın
ve gümüşlerin üzerleri cehennem ateşinde kızdıracak da bu mal toplayanların
alınları, yanları ve sırtları bunlarla dağlanacak ve onlara şöyle denecektir:
İşte bu,
nefisleriniz için kasalara tıkıp sakladıklarınız!
Artık topladıklarınızın acısını tadın bakalım!...
Al-i İmran 77-
Fakat Allah’ın ahdini (kitaplarındaki peygambere
iman sözünü) ve kendi yeminlerini birkaç paraya satan kimseler (var ya!)
işte onların ahirette hiç bir nasibi yoktur.
Allah onlara kelâmıyla hitap etmeyecek ve kıyamet günü onlara merhamet nazarıyla
bakmayacak ve kendilerini temize çıkarmayacaktır. Onlar için çok acıklı bir azap
vardır.
Zan, gıybet ve kusur
arama varsa
Hucurat 12-
Ey iman edenler! Zannın birçoğundan sakının
çünkü zannın bir kısmı günahtır.
(Müslümanların ayıp ve kusurlarını) araştırmayın,
bir kısmınız bir kısmınızı (arkasında hoşlanmayacağı sözle) çekiştirmesin.
Hiç sizden biriniz
ölü kardeşinizin etini yemek ister mi? Bundan tiksindiniz (değil mi)?
O halde (gıybet etmekte) Allah’tan korkun. Muhakkak ki Allah Tevvap’tır;
tevbeleri kabul edendir, Rahim’dir; çok merhametlidir.
Verilen söze uymama
İsra 34-
Yetimin malına da
yaklaşmayın. Ancak rüştüne (yaşına) erişinceye kadar en güzel şekilde
(malını koruyup çoğaltmak için) yaklaşabilirsiniz. Bir de
ahdi (yapılan sözleşmeyi) yerine getirin
çünkü verdiği sözden cayan (kıyamet günü)
sorumludur.
Medyumlara veya batıl
ideolojilere inanma varsa
İsra 36-
Hakkında bilgi sahibi olmadığın bir şeyin ardınca
gitme çünkü kulak, göz ve kalp, bunların hepsi
ondan sorumludur.
Cin 26-
O, bütün gaybı bilendir.
Gayba dair ilmini ise
hiç kimseye açmaz. 27- Ancak
bir peygamber olarak seçtiği müstesnadır (O’na gayba dair bazı ilimleri açıklar
ve bunlar mucize olur). Çünkü Allah, peygamberin önünden ve ardından muhafız
melekler tayin eder (de O’nu korurlar).
Araf 188-
De ki: Allah’ ın dilemesi dışında ben kendim için yarardan ve zarardan (hiçbir
şeye) malik değilim. Eğer gaybi bilseydim
muhakkak hayırdan yaptıklarımı arttırırdım ve bana
bir kötülük dokunmazdı. Ben iman eden bir topluluk için bir uyarıcı
ve bir müjde vericiden başkası değilim.
Eşler arasında
itaatsizlik ve anlaşmazlık varsa
Nisa 34-
Erkekler, kadınlar üzerine idareci ve hâkimdirler. Çünkü Allah birini (cihad,
imamet, miras gibi işlerde) diğerinden üstün yaratmıştır. Bir de erkekler
mallarından (kadınlarına) harcamaktadırlar. İyi
kadınlar, (Allah’a) itaatkârdırlar
ve Allah kendilerini koruduğu cihetle, kocalarının gıyabında ırz ve mallarını
muhafaza ederler. Fenalık ve geçimsizliklerinden korktuğunuz kadınlara gelince;
önce kendilerine öğüt verin. Sonra uslanmazlarsa, kendilerini yataklarda yalnız
bırakın. Yine dinlemezlerse, (Hafifçe) dövün. Size itaat ettikleri takdirde
kendilerini incitmeye bir bahane aramayın. Çünkü Allah çok yücedir, çok
büyüktür.
Not: Dövme
ruhsatı; ancak istenmeyen kişileri eve alırsa, erkeklerle kötü beklentiye itici
şekilde konuşuyorsa, hırsızlık yapıp aile şerefiyle oynuyorsa yaralamayacak
şekilde dövülebilecektir.
Nisa 35-
Eğer karı-koca arasının açılmasından endişeye
düşerseniz, bir hakem, erkeğin ailesinden ve bir
hakem de kadının ailesinden kendilerine gönderin. Bu mutavassıt
hakemler gerçekten barıştırmak isterlerse, Allah, karı-koca arasındaki dargınlık
yerine geçim verir. Şüphesiz ki Allah hakkıyla bilendir, her şeyin aslından
haberdardır.
Akrabalarla bağı kesme
varsa
Nahl 90-
Muhakkak ki Allah,
adaleti, ihsanı ve akrabaya vermeyi emrediyor. Zinadan, fenalıklardan
ve insanlara zulüm yapmaktan da nehyediyor. Size böyle öğüt veriyor ki
benimseyip tutasınız.
Rad 25- Ama
(ezelde) Allah’ın tevhit ahdini kabullendikten
sonra onu bozanlar ve Allah’ın bağlanmasını
emrettiği bağları koparanlar (akrabalık bağlarını kesenler) ve yeryüzünü fesada
verenler (var ya) işte bunlar, lânet onlara
ve yurdun kötüsü cehennem de onlara...
Giyim kuşamla hava
atma ve yeme içme israfı varsa
Araf 26- Ey
Âdemoğulları! Size çirkin (avret) yerlerinizi örtecek bir elbise ve bir de süs
elbisesi indirdik. Fakat takva elbisesi,
işte o, hepsinden daha hayırlıdır. Bu
giyim eşyasını göndermek, Allah’ın ihsanına delâlet eden alâmetlerdendir.
Gerektir ki düşünür ve anlarlar.
Araf 31- Ey
Âdem Oğulları! Her namazınızda süslü elbisenizi
giyinin. Yiyin, için, israf etmeyin.
Çünkü Allah israf edenleri sevmez.
Münakaşa alışkanlığı
varsa
Enfal 46-
Allah’a ve onun Resulüne itaat edin,
birbirinizle çekişmeyin. Sonra içinize
korku düşer ve kuvvetiniz elden gider. Bir de sabırlı olun. Çünkü Allah,
sabredenlerle beraberdir.
Ümitsizlik ve
karamsarlık varsa
Yusuf 87- …Allah’ın
lütfünden ümidinizi kesmeyiniz çünkü Allah’ın
lütfünden ancak kâfirler topluluğu ümidini
keser.
Zümer 53-
(Ey Resulüm, tarafımdan kavmine) de ki: Ey (günah
işlemekle) nefislerine karşı haddi aşmış kullarım!
Allah’ın rahmetinden (sizi bağışlamasından) ümidi
kesmeyiniz çünkü Allah (şirk ve küfürden başka, dilediği kimselerden)
bütün günahları mağfiret buyurur. Şüphesiz ki O, Gafur’dur; çok bağışlayıcıdır,
Rahîm’dir; çok merhametlidir.
Nimete karşı nankörlük
varsa
İnfitar 6-
Ey (kâfir) insan! Kerim olan Rabbine karşı
seni aldatan ne?
İbrahim 7-
Ve düşünün ki Rabbiniz şunu bildirdi: Andolsun,
eğer şükrederseniz
elbette size nimetimi artırırım ve eğer
nankörlük ederseniz haberiniz olsun, gerçekten azabım çok şiddetlidir.
Vakıa 70-
Dileseydik onu,
acı bir su yapardık. O halde (bu türlü nimetlere karşı Allah’a)
şükretseniz ya…
Yapılan iyiliğe
karşılık bekleme varsa
İnsan 7-
(Cennetlik olan iyi insanlar, o kimselerdir ki dünyada) adaklarını yerine
getirirler ve azabı salgın olan bir günden korkarlar.
8- Yoksula,
yetime, esire seve seve yemek yedirirler.
9- (Sonra onlara şöyle derler): Size
ancak Allah rızası için yediriyoruz.
Sizden ne bir hediye isteriz ne de bir teşekkür.
Kalbe sürekli vesvese
veya kötülük geliyorsa
Araf 200-
Eğer şeytandan bir engel,
seni, emrolunduğun şeyi yapmaktan çevirecek olursa
hemen Allah’a sığın. Çünkü O, (söylenenleri) hakkıyla işitendir,
kalplerindekini tam bilendir. 201-
Allah’tan korkanlar, kendilerine Şeytandan bir
vesvese dokunduğu zaman Allah’ı ve azabını
düşünürler, bir de hemen bakarsın ki onları
doğru yolu bulup şeytan’ın vesvesesini
atmışlardır bile.
İslam tarihinde evlilik
konusunda küfüvle; iman, hayâ, ilim, kültür ve ekonomide denklik aranırken
cahiliye ortamında tahsil, maaş, mal-mülk, güzellik, müzik, sinema ve spor
zevkine ve kalıba göre eş seçilmektedir. Bu da çok geçmeden hayatı yılan
zahirinden beter bir çileye dönüştürmektedir. Buna karşı gerçekten temiz bir
kalp ve dindarlık ön plana alındığında ev bereketlenmekte ve hayat
kolaylaşmaktadır.
BU SÜRECİN DEVAMI İÇİN
YAPILMASI GEREKENLER
1- Aile de
her çelişkiyi konuşarak çözmeye çalışmalı, bu nedenle güç yarışı değil istişare
ve empati geliştirilmelidir.
2- Bir
yaraya veya bir acıya, daima hançer değil merhem sürülmesinin gerekli olduğu
bilinmelidir.
3- Kendimiz
için istediğimizi eşimiz için de istemeliyiz, istemediğimiz şeyleri onun için de
istememeliyiz. Ama her konuda anlaşmayı beklememeliyiz. Fakat yatandan ötürü
yaratılanı sevmeliyiz.
4- Büyüğe
hürmeti ve küçüğe şefkati kesinlikle unutmamalıyız.
5- Evde
hiçbir kusuru veya çelişkiyi büyütmemeli. Hayatta her şey olabilir diye olağan
görmeli ve çelişkilerin giderilmesini zamanın akışına bırakmalıdır.
6- Kadın
erkeğin fizyolojik ve psikolojik yapısını iyi öğrenmeli, cinsellik, yeme, içme,
uyku gibi ihtiyaçlarına karşı teyakkuz halinde olmalıdır. Erkek de kadının
psikolojisini iyi bilerek öncelikle çocuğuna, sonra yeme, içme, değer görme ve
daha sonra kendisi ile özdeşim kuracağını bilmelidir.
7-
Kadınlar, ailelerde kadını İslam’ın ezmediğini, bilakis İslamsızlıktan dolayı
ezildiklerini bilmelidirler. Çünkü tarihte hiçbir âlimin eşini ezdiğini
göremeyiz.
8- Eğer bir
evde dırdır varsa bu bir iletişimsizliğin ve çaresizliğin sonucudur. Çünkü
kelimelerin tamamlayamadığını hıçkırıklar tamamlar diye değerlendirilmeli. Ve
sorunu kendimizde aramalıdır.
9- Evde bir
hata kesinlikle tartışma malzemesi yapılmamalıdır. Tartışma sadece yarayı
büyütür. Hata varsa hakaret yapmadan eğitim ve öğretimle düzeltilmelidir. Çünkü
ilk inen ayet okumayı ve eğitimi emretmektedir.
10- Kadını
bilinçaltı romantizmden kurtarılarak realizme kaydırılmalıdır. Çünkü sadece
kadın şöyle veya böyle olmalı demekten çok, öncelikle gerçek hayatta erkek şöyle
veya böyle olmalıdır şeklinde pekiştirmelidir.
11- Hiçbir
erkek veya kadın evde boş bulunarak bağırmamalıdır. Çünkü bağırmak ikisini de
küçültür.
12- Kadın
ve erkek birbirlerine olan sevgilerinin artması için sevgi ifadesi ve iyiliğin
yanında bir de zaman zaman hediyeleşmelidirler.
13- Bir
aileyi saksıya benzetirsek; büyükler de çocuklar da o saksıdaki çiçekler
gibidirler. Birbirlerini kırmamalı ve örselememelidirler.
14-Acı
bir örnek olsa da: Eşek arısı petek yapar ama bal
yapmaz. Bu nedenle aile kuranlar da mutlaka ailesini mutlu etmeye çalışmalıdır
yoksa çevrede o arıdan farksız görülebilirler.
15- Eşler
birbirine teşekkür etmeye utanmamalı bilakis kusur yapmaya utanmalıdırlar.
16- Erkeğin
sorumluluğu fazla ama üstünlüğünde günahlardan sakınmada (takvada) olduğu
unutulmamalıdır. “Ben erkeğim, her istediğimi yaparım” sözü cahiliyyeye aittir.
17- Aile,
el görsün diye değil ihtiyaca göre gerekeni yapmalı ve her an Allah’ın
gördüğünü, kâtip meleklerin de yazdığını unutmamalıdırlar.
18- Erkek,
Allah ve Resulüne inandığı için bir de kalkıp ilahlık taslamamalıdır. Örneğin;
Eşine İbadeti bırak bana bak ve dediklerimi yap demek bir nevi ilahlık taslamak
ve firavuna benzemektir.
19- Eşler
kırılan camın tekrar takılabileceğini ama kırılan kalbin tamiratının zor
olduğunu unutmamalıdır. Bu nedenle her şeye soğukkanlı ve olumlu yönde
yaklaşmalıdır.
20- Eşler
birbirlerine karşı Allah’ın rızasını kazanmak niyeti ile senin gönlün hoş olsun
prensibi ile hareket etmelidir. Kesinlikle egoist davranmamalıdır. Çünkü bencil
bir tavır biz bilincini engellemektedir.
21- Sokağa
atılan birçok anne baba var ama tek bir âlim yoktur. Bundan da ders çıkarmalı,
yaşlandıkça, zayıfladıkça çevremize karşı sevgimiz artmalı, dilimiz
tatlanmalıdır. Hem yaşlanıp, hem itici olmak kendini yalnızlığa mahkûm etmektir.
Çünkü ne ekersen onu biçersin.
22- Hiçbir
iyiliği başa kalkmamalı ve hiçbir insanı horlamamalıdır. Çünkü hiçbir insan ne
ebeveynini,ne de cinsiyetini seçmedi ama iyi olmaya çalışmak inşallah elindedir.
23- “Erkek
ev işine karışmaz, bu kılıbıklıktır” diyen bir kimse Hz. Peygamberimize ters
düşmektedir. Hz. Peygamberimiz misafirine ikram ediyor, söküklerini kendi
dikiyor, bazen ekmeğini de kendi yapıyor, pazar ihtiyacını kendi taşıyor ve
problem oluşturmuyordu.
Eşler nişanlılıktaki nezaketi, kibarlığı evlilikte
de sürdürmelidir. Eğer değişirse bu bir olgunluk değildir. Hâlbuki sadıklar
nikâhta verilen sözü Allah’a vermiş kabul ettikleri için söz ve davranışlarında
kesinlikle değişiklik yapmazlar. Çünkü
Hucurat 15-
Müminler ancak o kimselerdir ki
Allah’a ve Peygamberine iman etmişlerdir,
sonra (imanlarında) şüpheye düşmemişler
ve Allah yolunda mallarıyla, canlarıyla savaşmışlardır.
İşte böyle kimseler, imanlarında sadık olanlardır.
Ahzab 23-
Müminlerden öyle erkekler vardır ki
Allah’a verdikleri sözde sadakat ettiler.
Kimi (şehit oluncaya kadar dövüşeceğine dair) adağını
ödedi (şehit oldu), kimi de (şehit olmayı)
bekliyor. Onlar asla verdikleri sözü
değiştirmediler.
Bu ayetlerden ilham alarak hem aile, hem arkadaş,
hem mücadele, hem ibadet hem de çalışma hayatlarını Allah ve Resulü aşkına ömür
boyu istikrarlı olarak sürdürmeye çalışırlar. Ne mutlu bu ruhla yoğrularak
donanım kazananlara.