KUTLU
DOĞUM ANISINA HZ. PEYGAMBERİMİZ (S.A.V.)
A) Hz. Peygamberimize Hitaben:
Ahzab 45-
Ey Peygamber! Seni (ümmetinden tasdik edip etmeyenler üzerine) bir şahit, (iman
edenlere cenneti) bir müjdeleyici, (kâfirlere cehennemle) bir korkutucu
gönderdik. 46- Hem Allah’ın dinine ve O’na
ibadete O’nun izniyle bir davetçi, hem de nur saçan bir kandil olarak...
Hz. Peygamberimiz aklını kullanan ve hakka
yönelenler için bir kandildir. Denizde deniz feneri ne ise insanlık için de Hz.
Peygamberimiz ışık saçan bir yol göstericidir.
Enbiya 107-
Seni de (Ey Resulüm) ancak âlemlere rahmet olarak gönderdik.
Kurumuş ovalar için yağmur gibi tüm gönüller için
de Hz. Peygamberimiz gereklidir. Bu davada, kahrolsunlar sloganı olamaz ancak
hidayet ve barış mücadelesi olabilir.
Ala 6-
Bundan böyle, sana (Cebrail’in öğreteceği üzere) Kur’an okutacağız da
unutmayacaksın, 7- Ancak Allah’ın (nesh
edip de unutulmasını) dilediği müstesna... Çünkü O, aşikârı da bilir, gizliyi
de...
Hz Peygamberimize Kur’an’ın unutturulmaması bir
mucizedir. Peygamberimiz de “sizden biri, filan ayetleri unuttum demesin Kur’an
unutulmaz, unutturulur” buyurmuştur.
Kıyamet 16-
(Ey Resulüm, vahiy daha tamamlanmadan) ona acele ederek (kelimeleri kaçırmayayım
diye) dilini onunla depretme, 17- Çünkü O
Kur’an’ı (kalbinde) toplamak ve dilinde okuyuşunu sağlamak bize aittir.
Bu uyarı Hz. Peygamberimizin peygamberliği için
bir delildir. Aşağıdaki ayete bakarsak:
Taha 2- (Ey
Resulüm) Kur’an’ı sana eziyet çekesin diye indirmedik.
Ankebut 48-
Sen bundan önce (Kur’an’ın nüzulünden evvel inen kitaplardan) hiç bir kitap okur
değildin ve elinle de onu yazmazdın. (Eğer okuryazar olmuş olsaydın), o vakit
müşrikler, (Kur’an’ı başkasından okuyup yazdın ve öğrendin diye) elbette
şüphelenirlerdi.
Ümmi bir insana indirilen, mucize olan Kur’an’ı
Allah’tan başkasından almadığının bir delilidir.
Kalem 4-
Gerçekten sen, pek büyük bir ahlâk üzerindesin.
Peygamberimiz dürüstlük ve eminlikle ün yapmıştı.
B) İnananlara Hitaben:
Maide 19-
Ey Ehli kitap! Peygamberlerin arası kesildiği bir boşluk zamanında size İslâm
dinini açıklayan Peygamberimiz (Hz. Muhammed Aleyhisselam) gelmiştir. Ta ki
bize, müjdeleyici ve korkutucu bir elçi gelmedi, demeyesiniz. Gerçekten size,
cennet müjdecisi ve cehennem habercisi gelmiştir. Allah, her şeye kadirdir.
Hiç kimsenin duymadım, bilmiyordum diye bir
itirazda bulunma hakkı kalmamıştır.
Tevbe 128-
Andolsun, size, içinizden bir Peygamber geldi ki zahmet çekmeniz onu incitir ve
üzer. Size çok düşkündür; müminlere çok merhametlidir, onlara hayır diler.
Her âlim, her önder, her baba bu şefkat dolu ince
ruhla donanmalıdır.
Ahzab 56-
Gerçekten Allah ve melekleri peygambere salât ederler (şeref ve şanını
yüceltirler). Ey iman edenler! Siz de ona salât edin (Allahümme salli ala
Muhammedin deyin), gönülden teslim olun.
Salât ile Allah yardım, melekler dua ve biz de
salâvat getirmekle ona olan minnetimizi, örnek aldığımızı ve kıyamette şefaat
beklentimizi güçlendiriyoruz. Ona sevgi ve selam göndermemek ise cimrilik
yaparak kendini mahrum etmek olur.
Furkan 27-
O gün o zalim “Keşke peygamberle beraber bir yol tutsaydım“ diyerek ellerini
ısıracaktır. 28- Vah, başıma gelenlere!
Keşke filancayı dost edinmeseydim 29- Bana
zikir (Kur’an) gelmişken, beni zikirden o saptırdı. Şeytan insanı bela anında
yapayalnız bırakandır. 30-
Peygamber (sav) de (o gün şöyle) demekte: Ey Rabbim, kavmim bu Kur’an’ı
büsbütün terk ettiler (ondan yüz çevirdiler).
Ona olan inancımıza, sevgimize rağmen onu örnek
almaz ve onun mücadelesini sürdürmez, başka ideolojiler peşinde koşarak ölürsek
bu dava edilecekler arasında acıklı akıbetin bizi de beklediğini unutmamalıyız.
Ahzab 21-
Gerçekten Allah’ı, ahiret gününü arzulayanlar ve Allah’ı çok zikredenler için
size, Allah’ın Resulünde (takip edeceğiniz) pek güzel bir örnek vardır.
Dünya ve ahiret saadeti için her inanan bu örnek davranışlarla
özdeşim kurmalıdır.
Mümtehine 12-
Ey Peygamber! Mümin kadınlar, Allah’a hiç bir şeyi ortak koşmamak, hırsızlık
yapmamak, zina etmemek, (kız) çocuklarını öldürmemek, elleriyle ayakları
arasında bir bühtan uydurup getirmemek (gayri meşru bir çocuk dünyaya getirip de
onu kocalarına nispet etmemek, kendilerine emrettiği) herhangi bir iyilik
hususunda sana isyan etmemek üzere sana (teslimiyetle) söz verdikleri zaman
biatlerini (söz ve teslimiyetlerini) kabul et. Onlar için Allah’tan mağfiret
dile çünkü Allah Gafur’dur, Rahim’dir.
O gün sahabeler nasıl iman edip sorumluluk yüklendilerse bizler
için de aynı sorumluluklar kıyamete kadar geçerlidir. Bunlara kayıtsız
kalamayız.
Fetih 1-
(Ey Resulüm, Mekke’nin ve diğer memleketlerin fethine sebep olacak Hudeybiye
sulhu ile) biz sana gerçekten açık bir zafer verdik.
Fetih 3- Ve
emsalsiz bir zafer ile Allah seni, (düşmanlarına) galip ve üstün getirecektir.
Fetih 24-
Allah O’dur ki sizi, Mekke vadisinde kâfirlere karşı sizi zafere erdirdikten
sonra onların ellerini sizden, sizin ellerinizi de onlardan çekti (birbirinizle
savaşmadınız). Allah bütün yaptıklarınızı görendir.
Fetih 28-
O’dur ki peygamberini hidayet ve hak din ile gönderdi, onu bütün dinlere üstün
kılmak için... Buna şahit olarak da Allah yeter.
Müslümanlar ve İslam’ın yayılışı sürdükçe ve
Kureyş’in takipçileri de oldukça her iyi olayı aleyhlerine sayacaklardır. Bu
nedenle müslümanlar izzetli, hikmetli, stratejik ve diplomatik bir tavırla
hareket etmelidirler. Akabe Beyatları ve Hudeybiye stratejisini tekrar tekrar
irdelemelidirler.
HZ. PEYGAMBERİMİZİN
ÖRNEK HAYATINDAN ALMAMIZ GEREKEN DERSLER
Hz peygamberimiz:
1- Her
erkek ve kadına ilim öğrenmenin farz olduğunu bildirmiştir,
2- “Ya
âlim, ya öğrenci, ya seven ya da yardım eden olun, sakın beşincisi olmayın helak
olursunuz” buyurmuştur. Ayrıca Kur’an’dan bir ayet öğrenip yaşamanın yüz rekât
nafile ibadetten, bir konu öğrenmenin bin rekât nafile ibadetten hayırlı
olduğunu açıklamıştır,
3- Âlimi
ayın yıldızlara olan üstünlüğüne benzetmiş ve âlime meleklerin kanat gerdiğini,
gökte, yerde, denizde bulunanların da dua ve istiğfar ettiğini bildirmiştir,
4- İlim
yolunun Allah yolu olduğunu belirtmiştir.
5- Üç kere
anneye, dördüncüde babaya saygı ve sevgiyi emretmiş, bunlar ölünce arkadaşlarına
da aynı sevgi, saygı ve ziyaretin sürdürülmesini istemiştir,
6-
Akrabalarla iletişimi ve yardımı kesmemeyi tavsiye etmiş, bunlarla iletişimin de
ömrü ve rızkı artırdığını açıklamıştır.
7- Fiziki
ve ruhi temizliğe dikkat edilmesini istemiş, kendisi de el, yüz, diş, baş ve
ayak temizliğine dikkat ederek görünümünü kontrol etmeden dışarı çıkmamıştır.
Sahabesine de “parmak araları kirli, dişleri sararmış ve ağzı kokar olduğu
hallerde yanıma yaklaşmayın” buyurmuştur.
8- Komşuyu
rahatsız etmenin kendisini rahatsız edeceğini, kendisini rahatsız etmenin de
Allah’ı rahatsız edeceğini, ayrıca Cebrail’in tavsiyesine göre “nerdeyse
komşunun komşuya mirasçı olacağını sandığını” belirtmiştir.
9- Arkadaş,
arkadaşın dini üzere olduğu ve yine “kişi sevdiği ile beraber haşrolacağından,
kiminle arkadaşlık yaptığına dikkat etsin” buyurmuştur.
10-
“Arkadaşlıkta aşırı samimiyet ve aşırı düşmanlıkta ileri gitmeyin. Sonra ya
ayrılarak ya da barışarak mahcup olabilirsiniz” buyurmuştur.
11-
“İnsanları mal ve mülkle memnun edemezsiniz. Ancak güzel ahlak ve tatlı dille
tatmin edebilirsiniz (ve değiştirebilirsiniz)” buyurmuştur.
12- Çocuk
sevgisini cennet kokusuna benzetir. Çocuğunu sevip koklamayanın kalbinden
merhametin alındığını söyleyerek, varsa yanında bulunan meyveyi en küçük
çocuklara verirdi.
13-
Müslümanın müslümandaki haklarına önem vererek karşılaştıklarında
selamlaşmalarını, birbirlerinin davetlerine gitmelerini, hasta olunca ziyaret
etmelerini, nasihat isteyince vermelerini, hapşırınca hemen hamt ve birbirlerine
dua etmelerini, ölünce birbirlerinin cenazesinde bulunmalarını emrederdi.
Yapılan davete sebepsiz gitmemenin günah olduğunu söyler ve söylediklerinin
hepsini önce kendisi yerine getirirdi. Çarşı pazar dolaşır, hal hatır sorar, her
ihtiyacı veya derdi olanla ilgilenirdi.
14- Hasta
ziyareti yapar, elini hastanın anlına koyar, sağlık ve ömür dilerdi. Ayrıca kuşu
ölen bir çocuğa da taziyeye gitti. Yine hasta bir Yahudi gencin ziyaretine
giderek imanla dünyadan göçmesine neden oldu.
15- İşçi
çalıştıranların teri kurumadan haklarının verilmesini, işçinin hakkını
vermeyenlerin hasmı olduğunu ve işçiye yediğinden yedirip giydiğinden
giydirmelerini, yetmiş kere kusur yapsa da bağışlamalarını tavsiye etmiştir.
Özür dileyeni affetmeyenlerin Kevser Havuz’una gelmemelerini istemiştir.
16-
Kendisine bir muhtaç geldiğinde boş çevirmez. Her gün semada iki meleğin Ya
Rabbi! Verene ver, vermeyene sen de verme! Dediklerini bildirmiştir. Bu nedenle
az sadakanın çok belayı defedeceğini, sağ el ile verilen sadakanın sol el ile
duymayacak kadar gizli verilerek gösterişten kaçınılmasını tavsiye etmiştir.
17-
İnsanlara karşı daima tebessüm eder, tebessüm edilmesini isterdi. Sert, katı ve
zorluk çıkaran, geçinilmeyen insanlarda hayır olmadığını belirtirdi.
18- Eşi ve
kızı Fatma’ya bir arkadaş gibi davranır. Ev işlerine yardımcı olur. Ayrıca Hz.
Ayşe ile de iki defa koşu yarışı yapmıştır. Her geldiğinde Hz. Fatma’nın
alnından öper, yakınlık gösterirdi. Hz Fatma’ya “Kızım eşine karşı çok temiz ol,
gözüne sürme çek, o konuşurken gözünü ondan ayırma, o sana baktığında huzur
duysun, onun sırrını ve kusurunu kimseye söyleme” derdi. “Eşiyle şakalaşanlardan
Allah’ın razı olacağını ve rızkının artacağını” belirtirdi.
19- “Sizin
en iyiniz ailesi ile iyi geçinendir. Ben en iyi geçinenizim, en kötünüz de
ailesini dövendir. Ben dövenden davacı olacağım” derdi.
20-
Şiddetli yağmur ve şimşekli havada “bizi gazabınla öldürme” diye Allah’a dua
ederdi.
21- “İman
etmedikçe cennete giremezsiniz, birbirinizi sevmedikçe de iman etmiş
sayılmazsınız. Öyleyse selamı ve sevgiyi yayın” buyurmuştur.
22-
Müminlere daima kolaylaştırıcı, müjdeleyici olmalarını ve zorlaştırıcı
olmamalarını tavsiye ederdi.
23-
“Biriniz, bir kardeşini Allah için seviyorsa sevdiğini ona söylesin, o da
kendisini sevecektir” buyurmuştur.
24-
“Büyüklere hürmet etmeyen, küçüklere şefkat göstermeyen hakkı ile bizden olamaz”
buyurmuştur.
25- Hz. Ali
bir gün mescitte yer bulamayınca Hz. Peygamberimiz yanına çağırır. Hz. Ebu
Bekir’le arasına oturtur ve “Ali, büyüklerin kıymetini büyükler bilir” der.
26-
Ölülerin aleyhinde konuşulmasını istemezdi. “Aleyhte konuşmak onlara ulaşmaz ama
arkadakileri yaralar” derdi.
27-
Kendisine taş atana bile hidayeti için dua ederdi.
28-
Yakışıklı bir insana “Allah seni güzel yaratmış, ahlakını da sen güzelleştir”
buyurmuştur.
29- Gayri
meşru bir ilişki için gelip soran bir gence, kalbinin üzerinden tutarak “annene,
bacına yapılmasını istemediğini sende başkalarına yapma” demişti.
30- Savaşta
bile kadınlara, çocuklara, ihtiyarlara, hayvanlara zarar verilmemesini
emrederdi.
31- Lider
konumunda olup iman için gelenlere ikram ve saygı için çeketini minder yapardı.
32- Bir
cemaate geldiğinde kimseyi ayağa kaldırtmaz ve boş bulduğu bir yere otururdu.
33- Allah
için birbirini sevenlere kıyamet gününde herkesin imreneceğini söylerdi.
34-
Müslümanların birbirlerini bıktırmayacak şekilde ziyaret yapmalarını tavsiye
ederdi.
35-
Evlenilmesini, boşanılmamasını yoksa arşın titreyeceğini söylerdi.
36- Dünya
hayatını; sıcak bir günde bir ağıcın altında gölgelenip sonra yola devam etmeye
benzetirdi.
37- Riya
yapanlara “kime gösteriş yaptıysan ondan sevabını iste denileceğini” söylerdi.
38-
İnsanlara emir ve yasakları anlatıp kendileri yapmayanların o gün karınlarının
patlayacağını ve acılar içinde etrafında döneceğini hatırlatırdı.
39- En
akıllı ve en zeki insanın kim olduğu sorusuna “ölümü çok hatırlayan ve ahiret
için en iyi hazırlanandır” buyurmuştur.
40- “Ne
kadar yaşarsan yaşa bir gün öleceksin, ne kadar seversen sev bir gün
ayrılacaksın, ne yaparsan yap bir gün sorulacak” buyururdu.
Not:
Yukarıdaki hadis özetleri Buhari, Müslim, Ebu Davud, İbn-i Mace, Ahmet B.
Hambel ve Nesai’nin nakillerinden derlenmiştir.
ÖZETLERSEK
1.
İnsanlığa gönderilen elçi,
2.
İlmin ve âlimin önemini,
3.
Anne ve babaya sevgi ve saygıyı,
4.
Ağız, diş beden ve ahlak temizliğini,
5.
Komşu, arkadaş, akraba ile iletişimin ölçü ve önemini,
6.
Baba ve anneye çocuk sevme ve eğitimini,
7.
İnsana önem ve değer vermeyi,
8.
Müslümanların birbirine karşı hak ve sorumluluklarını,
9.
Hasta ziyaretinin yöntem ve önemini,
10.
İşçinin teri kurumadan ücretinin verilmesini,
11.
Aile mutluluğunun sırlarını,
12.
Selam ve sevginin kaynaştırıcı ve onurlandırıcılığını,
13.
Büyüğe saygı ve küçüğe şefkatin gereğini,
14.
Ziyarette bıktırıcı olmamayı,
15.
Tebliğde iltifatın önemini,
16.
Riya ve gösterişin insanı boşa yoracağını,
17.
İnsanın er geç öleceğini; ne kadar sevse de bir gün
ayrılacağını, ne yaparsa yapsın sorulacağını ve zeki insanın ahiretine çok iyi
hazırlanacağını öğretmiştir.
18.
Ne mutlu bunları içselleştirenlere ve hamt Allah’a, selam da
Resulüne olsun.