KONUYU OKU
ARAŞTIRMALAR (GÜNCEL KONULAR)
27- Cihadla İlgili Hadisler

CİHADLA İLGİLİ HADİSLER

 

1- Ebu Zerr (r.a)’ den

Ya Resulullah! Hangi amel daha faziletlidir? dedim.

Allah’a iman ve onun yolunda cihad buyurdu.   (Buhari-Müslim)

Açıklama:

Hadislerde görülen fazilet sıralaması özel durum veya zaman aciliyeti veyahut şahsın kendi kabiliyet ve haline göre değişebilmektedir. Bazen cihad ana ve babaya iyilikten öne geçebilir veya bunun aksi olabilir. Çok özel durumlarda cihadın namazdan da faziletli olduğu söylenebilir.

 

2- Enes (r.a)’ dan Peygamber (sav) şöyle buyurdu:

Siz müşriklere karşı mallarınız, canlarınız ve dillerinizle cihat ediniz. (Ebu Davud sahih bir isnatla rivayet etmiştir.)

Açıklama:

Paramızı veya malımızı İslam’ın yayılması için müesseseler kurmakla, bedenimizi yine İslam’ın yayılması için koşuşturmakla, dilimizi de tebliğ için basın, yayın, imanlı bir eğitim ve öğretim için hizmet etmekle savaşım verebiliriz.

 

3- Enes (r.a)’ dan Peygamber (sav) savaşırken şöyle derdi:

Allah’ım! Sen benim dayanağımsın, yardımcımsın, senin yardımınla düşmanın oyununu bozarım, senin yardımınla saldırırım ve seninle düşmana karşı savaşırım. (Ebu Davud)

 

 

4- İbn Amr b. El As (r.a)’den Peygamber (sav) şöyle buyurdu:

Allah yolunda yola koyulmak savaş yapmak gibidir. (Ebu Davud)

 

5- Enes (r.a) ‘den Peygamber (sav) şöyle buyurdu:

Sabah yahut akşam Allah yolunda yapılan bir kerelik yürüyüş dünya ve içindekilerden daha hayırlıdır. (Buhari-Müslim)

 

Açıklama:

Mücahit, Allah yolunda cihat eden kimsenin sabah veya akşam bu niyetle ayrılacağı her bir zamanın karşılığında Allah’ın büyük mükâfatı vardır. Onun için tutulan nöbette, kazılan siperde geçirilecek dakikalar dünya ve içindekilerle ölçülmez. Dünya fani, ahiret yurdu ise bakidir.

 

6- Ebu Hureyre (r.a) ‘den Peygamber (sav) şöyle buyurdu:

Resulullah (s.a.v)’ın ashabından biri bir vadiden geçiyordu. Orada suyu tatlı bir kaynak vardı. Burası hoşuna gitti ve kendi kendine insanlardan ayrılıp vadide ikamet edebilseydim. Fakat Resulullah’tan izin istemedikçe de asla bunu yapamam dedi. Sonra bu düşüncelerini Allah Resulüne anlattı.

Resulullah: Öyle yapma çünkü herhangi birinizin Allah yolunda bulunması, evinde yetmiş yıl nafile namaz kılınmasından efdaldir. Allah’ın sizi bağışlayıp affederek cennete sokmasını sevmez misiniz? Allah yolunda gaza ediniz. Kim Allah yolunda bir deve sağımı kadar vuruşursa kendisine cennet vacip olur, buyurdu. (Tirmizi)

           

Açıklama:

1- Sahabenin Nebi (s.a.v) efendimize olan bağlılıklarını, onların hiçbir şeyi gizlemeksizin Rehber insan Resulü Ekrem’e durumlarını, düşünce ve isteklerini açmalarından da anlamaktayız.

2- Cihat, nafile ibadetlerinden önce gelen bir vecibedir. Düşman tehlikesi ve işgali altında topyekûn bir savaşta farz namazların kılınması da nöbetleşe bir usulle gerçekleşir. Fakat böyle bir zaruretin olmadığı durumda şüphesiz namaz ibadetlerin en faziletli olanıdır.

3- İnsanın toplum içinde insanlar arasındaki mücadelesi tek başına yapacağı nafilelerden daha önemlidir.

 

7- Ebu Hüreyre (r.a.)'den

            Ya Resulullah! Hangi amel Allah yolunda yapılan cihadın yerini tutabilir? diye soruldu.

"Siz ona takat getiremezsiniz" buyurdu.

Ashap aynı sorularını iki veya üç defa daha sordular.

Her defasında da Resulullah: Siz ona takat getiremezsiniz, cevabını veriyordu. Sonra da şöyle buyurdu:

Allah yolundaki mücâhid'in benzeri, gündüz oruç tutup namaz kılan, Allah'ın ayetlerine itaat eden ve Allah yolundaki mücâhid dönünceye kadar ne namazdan, ne de oruçtan usanan kimsedir. (Buhari ve Müslim rivayet etmişlerdir. Bu metin Müslim’indir.)

 

Buhari'de ise şöyle geçmektedir:

Bir adam: Ya Resulullah! Bana cihada denk bir amel gösteriniz, dedi.

"Ben öyle bir ameli bulmuş değilim" buyurdu.

Sonra da “Şuna var mısınız ki mücahid sefere çıktığında sen de mescidine girip (o dönünceye dek) bıkmadan namaz kılacaksın, hiç iftar etmeden oruç tutacaksın, buyurdu.

O adam:

Buna kim güç yetirebilir ki? Dedi.

 

8- Huzeyn b. Fatik (r.a)’den Peygamber (sav) şöyle buyurdu:

Kim Allah yolunda bir harcama yaparsa karşılığında yedi yüz kat alır. (Tirmizi ve Nesai)

 

9- Ebu Abs Abdurrahman b. Cübeyr (r.a)’den Peygamber (sav) şöyle buyurdu:

Allah yolunda iki ayağı toza bulanan kula cehennem ateşi çarpmaz. (Buhari)

 

Açıklama:

Allah yolunda ayağın tozlanması sadece düşmanla cihat anlamına gelmez. Her türlü hayra koşma, mazluma yardım, haramdan kaçma için de aynı müjde söz konusudur.

 

10- İbn Abbas (r.a.)'den Peygamber (sav) şöyle buyurdu:

İki göz var ki onlara ateş çarpmaz. Allah korkusundan ağlayan göz ve Allah yolunda bekçilik yaparak geceleyen göz. (Tirmizi, Hadis Hasendir)

 

Açılama:

Allah’a âşık olmaktan dolayı dökülen gözyaşı ile onun hak ve hukukunu her şeyden emin ve üstün tutmak için uyanık bulunan göz bir tutulmaktadır. Çünkü her iki olay da mümin kimsenin imanda sadakatine ve derin muhasebe, murakabesine işaret eder.

 

11- Zeyd b. Halid (r.a)’den Peygamber (sav) şöyle buyurdu:

Her kim Allah yolunda gaza edecek bir mücahidi teçhiz ederse (donatırsa) kendisi de (gaza) etmiş olur. Kim (Allah yolundaki) bir gazinin iyilikle yerini tutar, ailesine bakarsa o da gaza etmiş gibi olur.  (Buhari-Müslim)

 

Açıklama:

1- Allah yolunda cihat eden bir gazi (mücahidi) silah, araç-gereçle donatmak ve geride kalan ailesine her türlü yardımda bulunmak savaşan kimsenin sevabı gibi sevap almaya vesile olur. Aslında bu durum diğer yardımlar için de geçerlidir.

2- Müminler yardımlaşma, destek olma, hayra koşma gibi hayırlı konularda ortak sorumluluğu paylaşırlar, onlar bir vücut gibidirler.

 

12- Ebu Umame b. (r.a)’den Peygamber (sav) şöyle buyurdu:

Kim harbe iştirak etmez ise iştirak edecek birini de teçhiz etmez veya iştirak eden kimsenin çoluk çocuğuna bakmaz ise kıyamet gününden önce bir felaketle karşılaşır.  (Ebu Davud)

 

13- Ebu Katade (r.a)’ dan

Resulullah (s.a.v) hutbeyi irad etmek üzere ashabı içinde kalktı ve Allah yolunda cihadın, Allah’a iman etmenin, amellerin en faziletlisi olduğunu beyan etti.

Bu esnada biri kalkarak:

Ya Resulullah bana söyler misin, eğer ben Allah yolunda öldürülürsem hatalarım örtülür mü? diye sordu.

Allah Resulü: Evet, şayet sen sabırlı olarak, ecrini (sadece) Allah’tan bekleyerek ve savaştan kaçmayarak Allah yolunda (savaşırken) öldürülürsen (hataların bağışlanır) cevabını verdi.

Sonra Resulullah: Nasıl demiştin? (Bir daha tekrar et.) buyurdu.

O kimse: Söyler misin eğer ben Allah yolunda öldürülürsem hatalarım bağışlanır mı? dedi.

Allah Resulü: Evet sabırla ecrini Allah’tan bekleyerek savaştan sıvışmayarak (öldürülürsen) kul borcu hariç (tüm hataların) bağışlanır. Bunu böylece bana Cibril söyledi,  buyurdu. (Müslim)

 

Açıklama:

1- Allah yolunda cihat ederken samimiyet ve sağlam bir niyet önemlidir. Böylece bir çabanın sonunda şahadet mertebesine ulaşarak tertemiz olarak Rabbin huzuruna varılır.

2- Kul borçları çok mühimdir. Elinde imkânı olup ödemeyen şahıs kati suretle mesuldür. İmkân olmayan kimse de ödeyememenin sıkıntısını her an duymalı. Allah Teala’dan ödemek için genişlik istemelidir.

 

14- Cabir (r.a)’ den

Bir adam: Ben nerede olurum (yerim neresi?) eğer (savaşta) öldürülürsem? Ya Resulullah!

Allah Resulü: Cennet, buyurdu.

Bunun üzerine adam elinde tuttuğu hurmaları savurdu sonra öldürülünceye kadar harbetti (savaştı). (Müslim)

 

15- Sehl b. Huneyf (r.a)’ den Peygamber (sav) şöyle buyurdu:

Kim Allah Teala’dan ihlâs ve samimiyetle şehit olmayı dilerse yatağında ölse dahi Allah onu şehitler derecesine ulaştırır.  (Müslim)

 

16- Ebu Hureyre (r.a)’ den Peygamber (sav) şöyle buyurdu:

Şehidin duyduğu ölüm acısı herhangi birinizin çimdik acısı kadardır. (Tirmizi)

 

Açıklama:

Allah Teala’nın şehide lütfu ve inayeti boldur. Onun yaralarından dolayı duyacağı elemi hafifletir ve ölüm acısı bile çektirmez. Acelece, ızdırap çekmeden rahatlıkla ruhunun kabzedilmesini emreder. Azrail canını alır da bir arkadaşı ile el şakası yapıyor gibi zanneder.

 

17- Ebu Musa (r.a)’ den

Bir bedevi Allah Resulü’nün yanına gelerek: Ya Resulullah! Adam var, ganimet için savaşır, adam var şöhret kazanmak için savaşır, adam var cesaretini gösterip mevki kazanmak için savaşır.

Diğer bir rivayete göre: Kahramanlık satmak için veya kabile tutkunluğu sebebiyle savaşır.

Bir başka rivayette: Kini, kızgınlığı sebebiyle savaşır.

Bunların hangisi Allah yolunda savaşmış olur? diye sordu.

Allah Resulü: Allah’ın sözü (hükmü ve dini) üstün olsun diye savaşan kimse Allah yolunda savaşmış olur, buyurdu. (Buhari-Müslim)

 

18- Ebu Hureyre (r.a)’ dan Peygamber (sav) şöyle buyurdu:

Düşmanla karşılaşmayı arzu etmeyiniz. Fakat karşılaştığınız zaman da (savaş boyunca) sabrediniz. (Buhari-Müslim)

 

19- Ebu Hureyre (r.a)’ den Peygamber (sav) şöyle buyurdu:

Kim savaş yapmadan ve cihada gitmeyi gönlünden geçirmeyerek ölürse bir nevi münafık (sıfatlarından birini taşıyor) olarak ölür. (Müslim)

 

20- Ka’b b. Malik (r.a)’ den

Peygamber (s.a.v) bir bölgede savaştığı zaman başka bir yeri kendisine siper yapıp gizlenir ve şöyle derdi: “Harp hiledir”  (Ebu Davud)

 

21- Enes (r.a)’ den Peygamber (sav) şöyle buyurdu:

Cennete giren hiçbir kimse yeryüzünde bulunanların hepsi kendisine verilse de dünyaya dönmeyi istemez. Ancak şehit olan kimse kendisine verilen ikram –veya diğerinin rivayetine göre- şahadetin faziletini gördüğünden dolayı dünyaya dönüp on kere daha öldürülmeyi arzu eder. (Buhari-Müslim)

Açıklama:

Allah için şehit olan kimse ölümün soğukluğunu ve acısını an az hissedendir. Hatta bu uğurda şehit olmanın tadını çok kereler daha tatmak ister.