KONUYU OKU
ARAŞTIRMALAR (GÜNCEL KONULAR)
23- Aklını Doğru Kullanamayanlar

AKLINI DOĞRU KULLANMAYANLARIN ÖZELLİKLERİ

 

Enbiya 10- (Ey Kureyş topluluğu) size öyle muazzam bir kitap indirmişiz ki (iman ettiğiniz takdirde) bütün şerefiniz ondadır. Hâlâ akıllanmayacak mısınız?

 

Bakara 170- O müşriklere “Allah’ın indirdiğine (Kur’an’daki helâl ve harama) inanın ve tâbi olun” denildiği zaman onlar “Hayır, biz atalarımızı neyin üzerinde bulduksa ona uyarız” dediler. Ya ataları bir şey anlayamaz ve doğruyu seçemez idiyseler de mi? (onlara uyacaklar). 171- (Kur’an’a inanmayan) kâfirler, çobanın hayvanlarına benzerler. Çobanın sözünü anlamazlar ancak bağırıp çağırışını işitirler. Onlar sağırlar, dilsizler ve körlerdir. Kur’an’ı işitip anlamazlar.

 

Bakara 206- Ona “Allah’tan kork” dendiği zaman cahiliyet duygusu izzeti onu günah işlemeye götürür. İşte buna cehennem kâfidir ve o cehennem ne kötü bir yataktır.

 

Maide 58- (Ezanla) birbirinizi namaza çağırdığınız zaman (onu) bir eğlence ve oyun yerine koyuyorlar. Bu davranışları, kendilerinin akıl ermez bir topluluk olmalarındandır.

 

Hucurat 4- Hücrelerin (Peygambere ait odaların) önünden seni çağıranlar (var ya) onların çoğu aklı ermeyenlerdir.

 

Yunus 42- İçlerinden seni, (okuduğun Kur’an’ı ve hükümlerini) dinlemeğe gelenler de var. Fakat akılları da yokken sağırlara sen mi duyuracaksın? 43- İçlerinden sana bakanlar (Peygamberliğine delâlet eden mucizeleri gördükleri halde iman etmeyenler) de var. Fakat anlayış gözleri de yokken körlere sen mi hidayet edeceksin? 44- Doğrusu Allah, insanlara zerrece zulmetmez. Fakat insanlar kendilerine zulmederler.

 

Enfal 21- Bir de (Kalpleriyle tasdik etmedikleri) işitmedikleri halde (dilleriyle) işittik diyen münafık kâfirler gibi olmayın. 22- Çünkü Allah katında, yerde yürüyen hayvanların en kötüsü, (gerçeği) anlamayan ve kabul etmeyen sağırlar ve dilsizlerdir.

 

Yunus 15- Böyle iken ayetlerimiz, müşriklere birer açık delil olarak okunduğu zaman karşımızda hesap vermeyi ummayanlar “Bundan başka bir Kur’an getir veya bunu değiştir” dediler. Sen de ki: Onu kendiliğimden değiştirmem, benim için mümkün değil. Ben, ancak bana vahyolunana uyarım. Ben, Rabbime isyan edersem, gerçekten büyük bir günün (kıyametin) azabından korkarım. 16- De ki: Eğer Allah dileseydi ben Kur’an’ı size okumazdım ve hiç bir suretle Allah onu size bildirmezdi. Bilirsiniz ki ben içinizde bundan önce (kırk yıl kadar) bir ömür durdum (okuyup yazdığım bir şey yoktur). Artık Kur’an’ın kendi tarafımdan olmadığını (sırf Allah’ın vahyi bulunduğunu) düşünmez misiniz?

 

Yunus 100- Allah’ın izni olmadıkça hiç bir kimsenin iman etmesi mümkün değildir. Bir de Allah, akıllarını iyi kullanmayanlara azap verir.

 

Enbiya 62- (Hz. İbrahim’i huzura getirdikleri zaman ona şöyle) dediler: Sen mi bunu İlâhlarımıza yaptın, Ey İbrahim? 63- İbrahim dedi ki: Belki onların şu büyüğü bunu yapmıştır. Sorun bakalım onlara eğer söylerlerse... 64- Bunun üzerine vicdanlarına müracaat ettiler de “Doğrusu siz haksızsınız” dediler. 65- Sonra yine eski kafalarına (akıllarına) döndüler (ve Nemrut İbrahim’e şöyle dedi.) Sen gerçekten biliyorsun ki bu putlar konuşamazlar. 66- İbrahim: O halde Allah’ı bırakıp da size hiç bir fayda veremeyecek ve zarar da yapamayacak şeylere mi tapıyorsunuz? 67- Yuh size ve Allah’tan başka taptıklarınıza! Hâlâ akıllanmayacak mısınız? Dedi.

 

Furkan 43- (Ey Resulüm) gördün mü o nefis arzusunu ilâh edineni? Artık ona, sen mi vekil olacaksın? (Onu şirkten sen mi koruyacaksın?) 44- Yoksa (Ey Resulüm) onların çoğunu, hakkı işitiyorlar veya hakkı anlıyorlar mı zannediyorsun? Onlar, ancak hayvanlar gibidirler. Doğrusu gidişçe daha sapıktırlar.

 

Şuara 23- Firavun şöyle dedi: Âlemlerin Rabbi de kimdir? 24- Musa dedi ki: O, göklerle yerin ve aralarında bulunan her şeyin Rabbidir eğer gerçek olarak bilenlerseniz (O’na iman ediniz).           25- Firavun, etrafında bulunan kimselere “Duymuyor musunuz?” (Musa’nın verdiği cevap, suale karşılık değildir) dedi. 26- Musa dedi ki: O, sizin de Rabbinizdir, daha önceki atalarınızın da Rabbidir. 27- Firavun: Her halde size gönderilen peygamberiniz (!) ancak bir delidir, dedi. 28- Musa dedi ki: O doğu ile batının ve ikisi arasında bulunan her şeyin Rabbidir eğer aklınız varsa anlarsınız. 29- Firavun şöyle dedi: Yemin ederim ki eğer benden başka bir ilâh edinirsen mutlak ve muhakkak seni zindanda bulunan kimselerden yaparım. 30- Musa dedi ki: Sana, peygamberliğimi apaçık ispat edecek bir delil (mucize) getirdimse de mi (beni zindana atacaksın)? 31- Firavun: Eğer doğru söyleyenlerdensen, haydi getir onu, dedi. 32- Bunun üzerine Musa asasını bırakıverdi, apaçık bir ejderha oluverdi. 33- Bir de elini çekti çıkardı, o da, bakanlara bembeyaz (nur saçan bir el) kesiliverdi. 34- Firavun, etrafındaki topluluğa dedi ki: Bu şüphe yok ki bilgiç bir büyücüdür,

 

Ankebut 39- Karun’u da, Firavun’u da ve (onun veziri) Haman’ı da helâk ettik. Gerçekten Musa, onlara apaçık delillerle gelmişti de onlar yeryüzünde kibirlenip baş kaldırdılar (iman etmediler). Hâlbuki (azaptan) kurtulacak değillerdi. 40- Biz de, her birini günahıyla yakaladık. Kiminin üzerine taş yağdıran bir kasırga gönderdik, kimini korkunç gürültü yakalayıverdi, kimini yere batırdık, kimini de suda boğduk. (Lut kavmi taş yağmuruna tutuldu, Şuayb ile Salih’in kavmi korkunç gürültü ile helâk edildi. Karun ve beraberindekiler yere geçirildi, Firavun ve kavmi suda boğuldu). Allah onlara zulmetmiyordu fakat onlar kendi nefislerine zulmediyorlardı.

 

Rum 41- İnsanların kendi ellerinin (irade ve ihtiyarlarıyla) yaptıkları işler (günahlar) yüzünden, karada ve denizde fesat meydana çıktı ki Allah, işledikleri günahlardan bir kısmının cezasını (dünyada) onlara tattırsın. Olur ki (küfürden ve işledikleri günahlardan tevbe ederek) dönerler.

 

Mutaffifin 29- Doğrusu o günahkâr müşrikler, iman edenlere gülüyorlardı. 30- Müminler, o kâfirlerin yanlarından geçtiklerinde birbirlerine işaret yaparak (müminleri) ayıplıyorlardı.         31- Evlerine (ailelerine) döndükleri zaman zevk duyarak dönüyorlardı. 32- Müminleri gördükleri vakit “İşte bunlar sapıklardır” diyorlardı. 33- Hâlbuki üzerlerine gözcü gönderilmemişlerdi.

 

Alak 6- Doğrusu (kâfir) insan azgınlık eder, 7- Kendini (şahit olduğu mal ile Allah’tan) müstağni görmekle... 8- Muhakkak ki (ey insan!) Nihayet Rabbinedir dönüş. 9-10- Gördün mü namaz kıldığı zaman peygamberi yasaklayanı?

 

Tevbe 97- Bedevî’ler, küfür ve nifak bakımından daha şiddetlidirler. Bununla beraber, Allah’ın, Resulüne indirdiği hükümlerin sınırını bilmemeye daha lâyıktırlar. Allah her şeyi kemaliyle bilicidir, hükmünde hikmet sahibidir. 98- Bedevilerden kimi vardır ki Allah yolunda harcadığını ziyan sayar ve bundan kurtulmak için size, inkılâp ve devrimlerin gelmesini bekler. O kötü devir kendi başlarına olsun. Allah, onların söylediklerini işitir, kalplerindekini bilir.

 

Müminun 63- Fakat kâfirlerin kalpleri bu Kur’an’dan bir gaflet içindedir. Onların, müminlerin amelinden başka bir takım kötü işleri vardır ki hep onlar için çalışıp dururlar. 64- Nihayet onların (zevke düşkün) elebaşlarını azap ile yakaladığımız zaman çığlık kopararak yardım isteyeceklerdir.              65- (Onlara şöyle denir): Bugün boşuna feryat etmeyin çünkü siz, bizden kurtarılamazsınız. 66- Size, ayetlerim okunuyordu da gerisin geri dönüyordunuz (onları kabulden yüz çeviriyordunuz). 67- Kur’an’a baş kaldırıp geceleyin toplantılar yaparak hezeyanlar savuruyordunuz.

 

Hac 46- Yeryüzünde dolaşmıyorlar mı ki olanları akledecek kalpleri, işitecek kulakları olsun. Gerçek şudur ki, gözler kör olmaz, fakat asıl göğüslerin içindeki kalpler kör olur.

 

İsra 72- Kim de bu dünyada (hakkı görüp kabul etmeyecek şekilde) kör olursa artık o, ahirette de kördür ve yol bakımından da daha sapıktır.

 

Müminun 71- Eğer Allah, onların keyiflerine tabi olsaydı göklerle yer ve bunlarda bulunan kimseler muhakkak fesada uğrardı (âlem bozulurdu). Hayır, biz onlara, izzet ve şerefleri olan Kur’an’larını getirdik de onlar, şereflerinden yüz çeviriyorlar.

 

Kehf 101- Onlar, kâfirlerdir ki gözleri beni hatırlatan ayetlerimden bir perde içinde idi ve (kelâmımı) işitmeğe de tahammül edemiyorlardı.

 

Hud 77- Elçi meleklerimiz, Lut’a varınca (kavmi bu güzel kılıklı elçilere bir fenalık ederler diye) onlar yüzünden kederlendi ve göğsüne sıkıntı geldi. “Bu, çok zor bir gün” dedi. 78- Lut’un kavmi koşarak kendisine gelmişlerdi ve bundan önce kötü işler (oğlancılık) yapıyorlardı. (misafirleri olan elçi meleklere bir fenalık yapmasınlar diye) Lut şöyle dedi: Ey Kavmim! İşte şunlar kızlarım (onları kendinize nikâh edin, elçilere dokunmayın.) Sizin için onlar daha temizdir. Artık Allah’tan korkun, beni misafirlerim içinde rüsva etmeyin. Hiç aranızda, iyiliği emredip kötülükten alıkoyacak, aklı başında bir adam yok mu? 79- Onlar dediler ki: Senin kızlarında hiç bir hakkımız olmadığını elbette bilmişsindir. Sen bizim ne istediğimizi (erkeklere varmak niyetimizi) doğrusu bilirsin. 80- Lut: Keşke size karşı bir kuvvetim olsa yahut sağlam bir topluluğa dayansam! Dedi.

 

Tevbe 32- Onlar, Allah’ın nurunu (Şeriatını) ağızlarıyla (sözleriyle) söndürmek istiyorlar. Fakat kâfirler hoşlanmasalar bile Allah, muhakkak nurunu tamamlamak diliyor.

 

Bakara 78- Yahudiler içinde okuma ve yazma bilmeyenler vardır ki Tevrat’ı anlamaz cahillerdir. Ancak bir takım kuruntu yığını uydurmalar düzer, sadece şüphe ve zanda bulunurlar. 79- Artık büyük azap o kimseleredir ki kendi elleriyle Tevrat’ı yazarlar da sonra biraz para almak için “Bu Allah tarafındandır” derler. Ellerinin yazdıkları yüzünden büyük azap onlara, kazanmakta oldukları günah yüzünden yazıklar olsun onlara...

 

Araf 179- Yemin olsun ki cin ve insanlardan birçoğunu cehennem için yarattık. Onların kalpleri vardır; bu kalplerle gerçeği anlamazlar. Gözleri vardır; onlarla görmezler (ibret almazlar). Kulakları vardır; onlarla nasihat dinlemezler. İşte bunlar, hayvanlar gibidir, doğrusu daha sapık ve şaşkındırlar. Gafil olanlar da işte bunlardır.

 

Mülk 10- Bir de şöyle derler: Biz işitir veya akıl eder olsaydık şu azgın ateşe atılanlar arasında bulunmazdık.

 

AKIL YÜRÜTMEYİ ÖLDÜREN FAKTÖRLER

 

1.     Aşırı kin ve nefret duygusuna kapılmak,

2.     Sekülarizm ve aşırı dünya sevgisi,

3.     Zevk ve eğlenceyi amaç edinmek,

4.     İfrat ve tefrite (olumlu ve olumsuz anlamda uç noktalara) kapılmak,

5.     Vahyin yerine aklı ve deneyi koymak,

6.     Her sırra vakıf, şeyh teorilerine saplanmak,

7.     Masum imam fikrine inanmak,

8.     İdeolojik sistemlere saplanmak,

9.     Sihir ve kehanete, medyumlara, fala ve kumar oyunlarına inanmak,

10.  Tağutu ilahlaştırmak,

11.  Uyuşturucu maddelere bağımlılık vs,