ÖĞRETMENLER GÜNÜNÜN DÜŞÜNDÜRDÜKLERİ
Tabiatta her madeni işlemek için nasıl bir eleman
gerekiyorsa eğitim için de o kadar gereklidir. Özellikle vücuda bir baş ne kadar
gerekliyse toplum için de eğitimci ve öğretimciler o kadar gereklidir.
1- Her
eğitimci;
a-
Çocuklarımızı topluma kazandırmak için önce kendini geliştirmeli,
b-
Çocukları topluma kazandırmalı,
c- Okul
bitinceye kadar değil mümkünse ölünceye kadar iletişimi ve gelişimi
sürdürmelidir.
2-
Eğitimciler;
a- Önce
öğrencileri,
b- Sonra
derinleştikçe toplumları eğitirler,
c- Asırlar
geçse de gönülleri aydınlatmaya devam ederler.
3-
Eğitimciler; insanı, tabiatı ve geçmişi öğreterek geleceği inşa ederler. Ayrıca
İnsan sevgisi ve insan haklarına saygıyı da öğreterek isterlerse dünya barışını
gerçekleştirebilir. Zira olgunlaşmış bir düşüncenin önünde hiçbir güç duramaz.
4-
Öğretmenlerini güçlendiren toplumlar da buna bağlı olarak güçlenirler. Ülkeler
zaferlerle fetih olsa da gerçek fetih eğitim ve öğretimle gerçekleşir. Ülkelerin
büyüklüğü nüfusunun çokluğu ile değil aydınlarının çokluğu ile belli olur.
5- Güneş
yükseldikçe karların erimesi gibi eğitim yükseldikçe suç oranı düşer. Bunu da
gerçekleştirecek olan eğitimcilerdir. Zira eğitimcilik bir insan mimarlığıdır.
6- Bir
mumun etrafını aydınlatırken tükendiği gibi eğitimci de ölünceye kadar etrafını
aydınlatır. Eğitmek bir var olma mücadelesidir. Eğitmemek ise bir yok olma
sürecidir.
7- Dolu
dolu bir eğitimci eğitirken çevresine hem enerji hem de motivasyon dağıtarak
başarı ateşini tutuşturur.
8-
Öğretmenlik sosyal bir değerdir. Yinede gerçek değerini çalışarak elde eder.
Örneğin; psikolojik olarak şefkati, sosyolojik olarak iletişimi, felsefi olarak
daha iyi bir öğretmenliği nasıl yapabilirim diyerek objektif olarak kendini
sorgulayarak gerçekleştirmelidir.
9- Beyaz
bir perde de küçük bir leke çabuk görüldüğü gibi öğretmen camiasında bir hata da
tüm öğretmenleri etkileyeceği için çok dikkatli olmalıdır. Çünkü ilmine, yaşına
ve makamına göre davranmayan elinde lamba tutan görme özürlüsüne benzer.
10-
İnsanlar ölünce yalnız mezarda, eğitimciler ise yalnız mezarda değil kalplerde
de yaşarlar. Çünkü bir tohumun toprağa girip çimlenip çiçek açması gibi
eğitimciler de öldükten sonra da eserleri ile adeta toplumda çiçek açarlar.
11- Bilge
insanların esprileri bile birer pırlantadır. Sözleri önce acı gelse de sonra
ilaç gibidir.
12- Her
eğitimci aslında birer vatanperverdir. Zira gençliğe sahip çıkmak vatana sahip
çıkmak gibidir. Gençlik yabancılaşırsa toprağın sahipleri de yabancılaşır.
13-
Geçmişte;
a-
Eğitimcilere yâr olan bulur mertebe, cahillere yâr olan ise döner merkebe,
b-
Eğitimcinin eğitimcisi yaşlandıkça koç olur, cahilin cahili yaşlandıkça hiç
olur,
c- Bilgeden
düşman olmaz olsa da korkmamalı, cahilden dost olmaz olsa da ondan sakınmalı,
d- Göğü
yıldızlar, yeryüzünü eğitimciler aydınlatır, demişlerdir.
e- Biz de
“Bilge olmak istiyorsan durma yaz, çiftçi olmak istiyorsan durma kaz ” diyoruz.
14-
Unutmayalım ki, bilgenin düşmanı bir olsa da dostu binlerce olur. Bilge komşu
cahil ve zalim babadan bile iyidir. Bazı bilgenin eşi bile kitap olmak ister.
Sonuç olarak;
bilgiyi, bilgeyi, eğitimciyi sevelim; bunları seveni ve destekleyeni de
sevelim. Bunların dışında yer almayalım ki hayatımız anlam kazansın.