ÇOCUK ZİHNİNİ KİRLETİCİ EĞİTİMİN ARKA PLANI
Nisa 119 / 96 - (Şeytan)…onlara emredeceğim de Allah'ın yaratışını değiştirecekler…
1) Her doğan çocuk temiz fıtratla doğar, cennet kokuludur. Eğer bu fıtrat İslam’ i bir eğitim ve öğretimle büyütülürse kulluk yönü ağır basar yoksa İslami bir eğitim almazsa fıtratı bozulur. Şeytani ve hayvani yönünün alevlendirilmiş olacağı unutulmamalıdır.
2) Kirli akan bir derenin veya kanalizasyonun içindeki yosunları, taşları ve diğer maddeleri kirletmesi gibi;
a) Bir zaman sonra haramlar ve günahlarla kalbi tertemiz olan bu çocukların fıtratını kara bir perde gibi sarar ve kirletir. Örneğin özellikle gayrimeşru aşk, fuhuş, uyuşturucu vs. ile
b) İslam’ i kişiliği oluşmadan verilen; devşirme kültür ve Batı hayranlığı ile Hıristiyan’ dan beter yılbaşı hazırlıkları, Marksizm, Darwinizm, Freudizm, Ateizm, Feminizm, Faşizm, Secularizm ve bilimi din haline getirme vs. ile zihin, ideolojiler çöplüğü haline gelmekte ve cehennem davetçilerine yem olmaktadırlar
c) Her fırsatta; tarihi kötülemek, dine soğuk yaklaşmak içte bir şüphe, karamsarlık ve kompleks oluşturmaktadır.
d) Çocuklar okula aile baskısı ve istikbal korkusu nedeniyle gidiyorlar ama önceleri bazısı berrak ve bazısı ürkek olsalar da bir zaman sonra fıtratları kirlendikçe;
a) Sıraları, duvarları kirletmeleri ve tahrip etmeleri,
b) Çıkışlarındaki hapishaneden çıkar gibi koşuşturmaları,
c) Maneviyatsız bir disiplin anlayışı,
d) Öğretmenine saldırmalar,
e) İdare ile korkutmalar,
f) Hayattan kopuk dersler,
g) Aşk ve cinayet filmleri ile her geçen gün ahlak erozyonu,
h) En küçük bir olayda bile yıkıcı ve mahcup edici yaklaşımların okul ve çocuklar arasında sevgi oluşturmadığı aksine daha çok arsızlaştırmakta ve araya kalın duvarlar çekmektedir.
I) Böylece eğitilen değil aslında öğütülen bir nesil oluşmaktadır.
i) Bazen geçici bir başarı sağlansa da özde sürekli yabancılaşmaktadır.
3) Sosyal hayatta zihni kirlenen insanlar her geçen gün;
a) Efeleşmekte,
b) Eşyalara zarar vermekte,
c) Müstehcen küfürler etmekte,
d) Hırsızlığı sıradan bir olay gibi görmekte,
e) Büyüğünün küçüğünü tanımamakta,
f) Bayanları taciz etmekte,
g) Uyuşturucu kullanmakta,
h) Çeteleşmekte vs.
4) Fıtratın kirlenmesini arttıran faktörler;
a) İslam’ ın altın sayfaları değil de halkın cehaletinden kaynaklanan yanlışlıklarını her fırsatta nesle aktarmak,
b) Bütün dünya bilimde, teknikte, uzay yarışında bulunurken İslam ülkelerinde ve özellikle Osmanlının gerileme dönemini yalnız araştırmacılara okutacakken tüm gençliğe okutarak yaygın bir kompleks oluşturmak,
c) İslam ahlakından, namaz vakitlerinden, ramazan orucundan, zekât ve hac bilincinden habersiz bir yaşam sürmek,
d) Namus ve hayâyı hiçe alan bedevi bir yaşantı içerisinde olmak,
e) Haram ve helal kurallarından habersiz olmak veya bu kuralları küçümsemek,
f) Sınır tanımayan ve karı koca samimiyetinden de ileri kız ve erkek arkadaşlığı kurmak ve bataklıklar oluşturmak,
g) Hayatı yeme, içme, giyinme, övünme ve eğlenme olarak görmek ve kaşarlanmak,
h) Yaratılış amacından saptırarak gençliği kurda kuşa yem olacak duruma itmek,
ı) Rüya gibi bir hayat sürmeyi istemek,
i) Nasihatten ve ibadetten uzak kalmak veya kaçmak,
j) İbadete koşarcasına spor ve müziğe koşmak,
k) Mabutlarını çoğaltmak, buna karşı müslümanlara ve mallarına zarar verecek kadar kin ve ayrılık tohumları ekmek,
l) Beğenilme uğruna her kılığa girmek,
m) Kur’an hariç her türlü fıkra, şiir, hikâye, roman, resim vs. için zaman bulup harcamak ama İslam’ la ilgili ne görürse bir kenara bırakmak ve müslümanı gördükçe alaylı alaylı gülmek,
5) Fıtratı kirlenenler;
a) Uzaktan yakından İslam’ dan başka hangi din, hangi ideoloji olursa olsun ilginç bulurlar,
b) İslam’ı duydukça nefret ederler,
c) İslam’ı duyunca her fırsatta suratını ekşitir ve sırtını dönerler,
d) İslam’ı öcü gibi tanıtırlar ve kaş göz işareti yaparlar,
e) Müslümanın inanç ve yaşantısını çok basit ve gülünç görürler,
f) Konumlarından habersiz olarak ağlanacak hallerine gülerler,
g) Nasihat dinlese de dinlemese de yaşantısını hiç değiştirmezler,
h) Yaratma ve nimetinden dolayı Allah’ a hamd etmezler,
ı) İmanı güçlendirme konusundaki oyunları değil de sözde zihin geliştirici oyunlar oynarlar ama maneviyatsız eğitim sadece suçlu üretmektedir,
i) Herkese son derece nazik ve kibardırlar ama Allah’ a karşı çok nankördürler,
j) Bizde müslümanız ama çağımıza uymadığı için hoşumuza gitmiyor derler,
k) Ölümü hatırlamak ve hatırlatmak istemezler,
l) Ünlü, varlıklı ve uzun bir yaşam sürmek isterler,
m) Bütün bu arzu ve emeller hem ruh yapısını kirletmekte hem de fiziki yapısını bozmaktadır.
6) Bu tür eğitim ve yaşantılar güzel yaratılışı bozarak kirli bir cilt ile azgınlaşmış ikinci bir fıtratın oluşmasına neden olmaktadır.
7) Bu fıtratı kirlenmiş ve etkin olanlar hangi meslekte ve statüde olursa olsunlar ruhen kirlenen insanların sayılarının artmasına ve toplumsal barışın engellenmesine neden olmaktadır.
Sonuç olarak tabiatı Allah yaratmasına rağmen mevcut eğitimler tabiatı yaratıcı rolüne çıkarmaktadır. Ayrıca tüm bilgi ve birikimleri deneme yanılma sonucu ve tecrübelerin ürünü olarak göstererek insanı ateizme itmektedir. Çünkü iç dürtüleri öne almakta, aklı ise geri plana itmektedirler. Hâlbuki nerede olursa olsun eğitimin temeline Rabbin eğitimciliği konmadıkça ve şeytanın fıtrat bozma emri yerine getirildikçe o eğitim bozmaktan ve bunaltmaktan başka bir işe yaramamaktadır.
Özetlersek demek ki her çocuk İslam fıtratıyla doğmasına rağmen ve okula başlarken cıvıl cıvıl, tertemiz bir çocukken toplumsal akvaryum kirli olduğundan çocuk çok geçmeden hırçın, isyancı, zarar vermekten zevk duyan, söz dinlemez, günah tiryakisi, israfcı, zarar verici oluyorsa bunu ateist ve azınlık ruhlu bir eğiticide ve eğitimde aramalıdır. Çünkü kirletilen kalp her şeyi kirletmekte, harcanan insan her şeyi harcamakta, bozulan insan her şeyi bozmaktadır.
Kafa ve kalp imanla dolmayınca eşya, eğlence ve ideoloji ile dolmaktadır ki bu da zihinsel kirliliği kirliliği artırmakta, o da yorgun ve mutsuz insanları çoğaltmaktadır.
Eskiden hiçbir şeyi olmamasına rağmen insanlar imanları nedeniyle mutlu görünüyordu ama şimdi her şeyleri olmalarına rağmen psikiyatrik kontrolleri de şart olmuştur.