KONUYU OKU
1. PEYGAMBERLİK GERÇEĞİ
Hicretteki Mucize

D) HİCRETTEKİ MUCİZE

          

1) Tevbe 40 / 192 - Eğer siz ona yardım etmezseniz, (bilin ki) inkâr edenler onu yurdundan çıkardığı zaman, iki kişiden biri iken Allah ona yardım etmişti. Hani o ikisi Resulullah (sav) ve Ebubekir (r.a) mağarada bulunuyorlardı, o vakit Resulullah arkadaşına: Üzülme! Allah bizimle beraberdir, diyordu. Nihayet Allah, onun kalbini yatıştıran rahmetini üzerine indirdi ve onu sizin görmediğiniz ordularla destekledi. Allah inkâr edenlerin kelimesini alçalttı, yüce olan Allah’ ın kelimesidir, Allah daima güçlü, hüküm ve hikmet sahibidir.

 

Peygamberine ve davasına yardım etmelisiniz. Çünkü ona inanan ve yardım edenlere Allah eskiden yardım ettiği gibi;

      a) Şimdi de,

      b) Daha sonra da yardım edecektir.

 

Allah hiç kimsenin bilemediği Sevr mağarasındaki gaybi haberi bu ayeti ile bildirerek;

      a) Hz. Ebubekir’ in endişelendiğini,

      b) Peygamberimizin ise onu teselli ederek “ korkma Allah bizimle beraberdir ” dediğini,

      c) Ve onları ilahi yardımıyla koruduğunu görüyoruz.

 

2) Nisa 100 / 92 - Her kim Allah yolunda hicret ederse yeryüzünde gidecek çok yer ve genişlik bulur…

 

Allah hicret edene;

      a) Rahat ibadet ve hizmet etme, özgür davranma ortamı ve candan dostlar vermektedir,

      b) Ayrıca gittiği yerdeki yerlilere göre daha başarılı kılmaktadır.

          

HİCRETİN ARKA PLANI


1) Hicret;

      a) Manevi olarak Allah’ a giden bir yolculuk, adeta hata ve isyandan takvaya bir geçiştir.

      b) Maddi olarak ablukaya alınmış engelli bir yerden özgürce inanmak ve yaşamak için engelsiz bir yere, daha güçlü gelmek için zayıfken gitmektir.

      c) Manevi temizlenme ile Allah’ a yönelme ilk hicret iken maddi yani daha emin bölgeye hicret ikinci seçenektir. Ölüm ise son yolculuktur.

 

2) Hicret bilinci insanı kana, toprağa ve binaya saplamaz, yolculuğa hazır tutar.

      a) İmanın birikmiş bir su gibi akacak bir yol bulması ve karargah değişimidir.

      b) Birkaç inatçı günahkâra takılıp kalmadan binlerce bekleyene imdat olmak ve onlara ilahi nuru taşımaktır.

      c) Bir ağacın rüzgârlara karşı yıkılmaması ve daha verimli olup daha fazla meyve vermesi ve yer tutması için daha derinlere doğru gitmesine benzer.

      d) Kana ve toprağa, eve ve saraylara saplanmama, İslam için her an her şeyini toplayıp tebliğ yolculuğuna talip olarak yücelere doğru bir tırmanmadır.  

      e) Hicretle dünya mescit, Medine de evrensel vaaz ve hutbe okuma yeri olmuştur.

      f) Ve bu hicret kervanına katılanlar manen çok karlı bir alış-veriş ve ticaret yapmışlardır.

 

3) Hicret;

      a) İmkânların bittiği yerden imkân üretilecek yere gitmedir.

      b) Vahyi bir medeniyete doğru bir yürüyüştür.

      c) Genellikle korku diyarından ümit diyarına bir yolculuktur.

      d) İlahi lütfe ve rahmete koşmadır.

      e) İnsanın kendini Rabbine adamasıdır.

      f) Çok sevdiği diyarı çok sevdiği davası için terk etmedir.

 

      4) Hicret;

      a) Aslında ezelden ebede giden bir yolculuktur.

      b) Allah sevgisini her şeyin üzerinde tutmadır.

      c) Allah rızası için ciddi bir eğitim yapma ve yardımlaşmadır.

 

5) Hicret;

      a) Işık, gölge ve su arayanlara yardıma koşmadır.

      b) Anam, babam, canım sana feda olsun diyenlerin de bir sınavıdır.

 

6) Hicret, gözü dönmüş, kana susamış canilerin arasından gönül dostlarına gitmedir.

 

7) Hicret, peygamberin ve dostlarının yanıyorum, bitiyorum çığlığına bir imdattır.

 

8) Hicret, ölümden korkmadan her ortamda Resulullah ile hareket ediyormuşçasına özdeşim kurma, onunla birlikte iyi ve güzele doğru gitmedir.

 

9) Tarihte genellikle hicrete zorlanmayan hiçbir peygamber yoktur. Ne garip bir cilve ki sahabe İslam için Medine’ ye hicret etti, peygamberimiz dünyasını değiştikten sonra aynı sahabeden birçoğu yine İslam’ ı tebliğ için yollara düşüp başka diyarlara göçtüler İslam’a hizmet aşkı sıla hasretini bastırdı ve oralarda öldüler. Günümüzde de birçok müslüman her ne sebeple Avrupa’ ya, Amerika’ ya veya başka ülkelere göç etmişlerse de aynı zamanda oralara İslam’ ı da götürdükleri müddetçe bunlar da bir nevi hicret şerefi ile şereflenmiş olurlar.

 

10) Biz de her hicret gecesinde;

      a) Biz ne kadar hicrete hazırız?

      b) Biz de bu ruh ne kadar var?

      c) Gerektiğinde hicrete çıkabilir miyiz?

      d) Maddeten olmasa da manen hicret yapabiliyor muyuz?

      e) “ Bölgemizi ne kadar Medineleştirebildik? ” sorusunu sorarak dürüstçe cevaplamalıyız.

 

11) Yine bu gece ile

      a) Allah Resulünü Mekke’ den çıkaranların sünnetullah gereği nasıl toz gibi yok olduklarını, kalanlarında Kâbe ’ ye girmelerinin yasaklandığını,

      b) Bunlara karşı başta Ebubekir (r.a.) ve muhacirlerin tedbir ve tevekkülle tehlikelerden nasıl korunduklarını ve gönüllerde nasıl yüceldiklerini tekrar tekrar düşünmeliyiz.  

      c) Özellikle hicretin yarınlara ve var olmaya doğru bir yolculuk olduğu unutulmamalıdır.

 

12) Haçlı ve Siyonist idealler oldukça Müslümanlar bunlardan daha güçlü olmaz, aksine asimile olursa bu defa yücelten bir hicret değil alçaltıcı bir göç kapıda demektir.