ZULÜM VE ADALET
A) ZULÜM
1) Enam 82 / 137 - İnanıp da imanlarına herhangi bir zulüm (şirk) bulaştırmayanlar var ya işte güven (emin olma hakkı) onlarındır ve onlar doğru yolu bulanlardır.
İman edip ömrü boyunca ibadetlerinde ve hayatlarında Allah’ a ortak koşmayanlar yani zulmetmeyenler;
a) Hem doğru yolu bulan,
b) Hem de dünyada ve ahirette güven içinde olan kimseler olacaklardır.
2) Fussilet 46 / 480 - Kim salih bir amelde bulunursa kendi nefsi lehinedir, kim de kötülük ederse, o da kendi aleyhinedir. Senin Rabbin kullara zulmedici değildir.
Kim salih veya kötü amelde bulunursa;
a) Kendisi içindir,
b) Çünkü Allah kimseye zulmedici değildir.
c) İnsan buna bakarak kendi muhasebesini iyi yapmalıdır.
3) Hud 117 / 233 - Rabbin o beldeleri ahalisi ıslah edici kişiler olduğu halde zulümle helak edici değildir.
Bir bölgenin insanları;
a) İyiliği emrediyor ve kötülüğü engellemeye çalışıyorlarsa
b) Allah böyle bir bölgeye azap değil rahmet göndermekte, bolluk ve bereket vermektedir.
4) Rad 11 / 249 - Onun (insanın) önünden ve arkasından izleyenleri vardır, onu Allah’ ın emri ile gözetip korumaktadırlar, gerçekten Allah kendi nefislerinde olanı (iyi hali) değiştirip bozuncaya kadar bir toplulukta olanı (nimeti) değiştirip, bozmaz. Allah bir topluluğa bir kötülük diledi mi artık onu geri çevirmeye hiçbir biçimde (imkân) yoktur, onlar için ondan başka bir veli de yoktur.
İnsanlar gerçekten kendi nefislerinde iyi olan hasletleri değiştirip bozuncaya kadar Allah da bu toplulukta olan;
a) Hayâ, edep, doğruluk, kardeşlik ve yardımlaşma, cihat veya hizmet ruhunu,
b) Huzur, itibar ve şerefi almamaktadır.
c) Kusurlarından veya zulümlerinden dolayı Allah bir topluluğa kötülük dilerse; kimse onu engelleyemez. Ümmet bilinci gidince; sen ben kavgası ve birbirini yiyip bitirme vardır.
d) Büyük musibetler iyi halin gittiği, ilahi nimetlerin alındığı, adeta elin tersi ile vurulacak kadar değerini düşürenlere manevi bir tokattır. Bu tokadı anlamalı, nerede hata ettik diye araştırıp acilen tevbe ederek Hz. Yunus’ un kavmi gibi dönmelidir.
5) Bakara 145 / 21 - ... Sana gelen ilimden (vahiyden) sonra eğer onların (ehli kitabın) arzularına uyacak olursan, şüphesiz sen o takdirde mutlaka zalimlerden olursun.
İlmi, ibadetleri ve İslam’ a hizmeti ikinci plana itip yeme, içme, gezmeyi, Yahudi ve Hıristiyanların isteklerine uymayı birinci plana geçirenler yani nankörlük yapanlar zulmetmiş olacaklarını unutulmamalıdır.
6) Cuma 5 / 552 - … Allah o zalimler topluluğunu (küfürlerindeki ısrarları yüzünden) doğru yola iletmez.
Hangi toplumda olursa olsun temiz kalmayı tercih edenler Allah’ ın hidayetini umabilirler.
7) Şura 30 / 85 - Başınıza hangi musibet gelmişse kendi ellerinizle kazandığınız şeyler (günahlar) sebebiyle gelmişti, Allah ise günahların birçoğunu bağışlıyor (da bundan dolayı musibet vermiyor).
Başa gelen musibetler;
a) Genellikle işlenen günahların bir cezası şeklinde ortaya çıkmaktadır,
b) Ancak Allah iyiliğe yönelince günahların birçoğunu affederek musibet vermeyebilir.
c) Ama verirse kasırga veya depremle yerin dibine geçirebilir, düşmanına oyuncak gibi olup şeref ve itibarlarını bitirir, ya da AİDS, kanser, uyuşturucu bağımlılığı gibi dermansız dertlerle ve masraflarla sürüm sürüm süründürebilir. Bu duruma düşmemek için hem iyiliğe hem de dua etmeye yönelmelidir.
8) Rum 9 / 404 - Yeryüzünde gezip dolaşmıyorlar mı? Kendilerinden öncekilerin nasıl bir sona uğradıklarını görsünler? Onlar güç bakımından kendilerinden daha üstündüler, toprağı alt üst etmişler (ekmişler, madenler, sular arayıp çıkarmışlar) ve onu kendilerinin imar ettiğinden (öncekiler) daha çok imar etmişlerdi, elçileri de onlara açık delillerle gelmişti. Demek ki Allah onlara zulmetmiyordu ancak onlar kendi nefislerine zulmediyorlardı.
İnsanlar ibret için gezip dolaşırlarsa güç ve imar bakımından kendilerinden daha üstün olan fakat kendilerine ve başkalarına zulmeden toplumların helakleri sonucu oluşan kalıntılarını göreceklerdir. Örneğin paraları müzelerde durmakta, harabeleri ise ortalığı kirletmekte, günahları da kendilerini yakmaktadır.
9) Maide 45 / 114 - … Kim Allah’ ın indirdiği hükümlerle hüküm vermezse işte onlar zalimlerdir.
Müslüman olmasına rağmen sorunlarının çözümünü İslam’ ı yetersiz görüp veya çözümünü beğenmeyip ayetleri dünya menfaati ile değişerek Kur’an ve sünnet dışında arayanlar bilerek veya bilmeyerek zalim kategorisine girmektedirler.
10) Kehf 57 / 299 - Kendisine Rabbinin ayetleri hatırlatılmışken bunlardan yüz çeviren daha önce yaptığı günahları unutup onlara tevbe etmeyenden daha zalim kim olabilir? ...
Sürekli nasihatlere rağmen aşırı zalimler grubunda yer alanlar;
a) Ayetlerden yüz çevirenler,
b) Günahını unutanlar,
c) Tevbe etmeyenler.
11) Bakara 114 / 17 - Allah’ ın mescitlerinde onun isminin anılmasına engel olan ve onların harap olmasına çalışandan daha zalim kim olabilir? ...
Yine aşırı zalimler grubunda yer alanlar;
a) Mescitlerde Allah’ ın isminin anılmasına, gerçeklerin öğrenilmesine ve söylenmesine engel olanlar,
b) Mescitlerin maddeten ve manen sahipsiz kalmasına çalışanlar birer zalimdirler.
GEÇMİŞTE ZALİMLERİN BAŞINA GELEN OLAYLARA
AŞAĞIDAKİ AYETLER IŞIĞINDA BAKARSAK
12) Ankebut 40 / 400 - Nitekim her birini günahıyla yakaladık, kiminin üzerine taş yağdıran bir kasırga gönderdik, kimini korkunç gürültü yakalayıverdi, kimini yere batırdık, kimini de suda boğduk (Lut kavmi taş yağmuruna tutuldu, Şuayp ile Salih kavmi korkunç gürültü ile helak edildi, Karun ve beraberindekiler yere geçirildi, Firavun ve kavmi suda boğuldu), Allah onlara zulmetmiyordu, fakat onlar kendi nefislerine zulmediyorlardı.
Geçmiş ümmetlerden;
a) Lut kavmi taş yağdıran bir kasırga ile,
b) Şuayp ve Salih kavmi korkunç bir gürültü ve depremle,
c) Karun ve beraberindekiler yere batırılma ile,
d) Firavun ve beraberindekiler suda boğularak helak edildiler,
e) Ancak Allah bunlara zulmetmiyordu, fakat onlar kendi nefislerine zulmediyorlardı.
f) Böylece önce toplumsal deprem sonra da musibetler geldi. Bu Allah’ ın her şeye kadir olduğunun bir göstergesidir.
13) Araf 4 / 150 - Nice beldeler vardır ki, biz onları yok ettik, azabımız onlara geceleyin yahut gündüz uykularında iken geliverdi 5) Azabımız onlara geldiğinde dua ve yalvarışları biz gerçekten zalimler idik demelerinden başka bir şey olmadı.
Azabımız onlara gece veya gündüz geldiğinde dua ve yalvarışları “ biz gerçekten zalimlerdik, gerekli cezayı hak ettik. “ demeleri unutulmaması ve ibret alınması gereken bir manzaradır.
14) Enbiya 6 / 321 - Bunlardan önce yok ettiğimiz hiçbir belde, iman etmemişti...
Tüm uyarılara rağmen;
a) İman etmeyen ve de
b) Taşkınlık yapan beldeler helak edilmişlerdir.
15) Hicr 74 / 265 - Böylece onların altını üstüne getirdik, üzerlerine pişirilmiş çamurdan yağmur gibi taş yağdırdık.
16) Araf 90 / 161 - Kavminden ileri gelen kâfirler dediler ki: Eğer Şuayp’ e uyarsanız o takdirde siz mutlaka ziyana uğrarsınız 91) Derken o şiddetli deprem onları yakalayıverdi, yurtlarında diz üstü donakaldılar. 92) Şuayp’ i yalanlayanlar sanki yurtlarında hiç oturmamış gibiydiler…
Not: Allah’ ın her türlü nimet verip peygamber göndermesine rağmen nankör ve sululukla ilahi onurla oynamaları anında gazabı ilahiyi çağrıştırmıştır. Bu bağlamda depremi analiz edersek;
Deprem fay yarılması veya birikmiş bir gazın çıkması veya bir çökme ile olan yer sarsıntısıdır ama yine de Allah’ ın ilmi ve izni dâhilinde olduğu bilinmelidir. Çünkü Allah Enam 59 / 133 de “ … Onun ilmi dışında bir yaprak bile düşmez… “ diye buyurmaktadır.
Depremde veya başka zamanda;
1) Nahl 61 / 272’ de “ … Ecelleri geldiği zaman ne bir an geri kalabilirler, ne de öne geçebilirler ” ayetine göre orada ölenlerin ileri veya geri alınamayacak olan ecellerinin gelmiş olması,
2) Geride kalanlara öyle bir nasihat ve ibret olmalı ki akşam varlıklı, sabah kalktığında hem yoksul hem de muhtaç olarak kalkabileceğini düşündürmeli, böylece hem yapılarında hem de yaşamlarında tedbir ve duayı eksik etmemelidir. Deprem, tusunami vb. leri;
3) Azgınlara, hayâsızlıkta ölçüyü aşanlara bir musibet,
4) Varlığı ve yokluğu belli olmayan müslümanlara bir kefaret,
5) Gafillere uyarı veya ceza olması,
6) Kendisini iman ve hizmete adayanlara bir şehitlik şerefi verilmesi,
7) Hasta ve yaralıların günahlarının affına bir sebep olması,
8) Ayrıca deprem, tusunami vb. de ölenlerin mahşerde de niyetlerine göre haşrolacağı vs. düşünülmelidir.
17) Araf 155 / 168 - Musa tayin ettiğimiz vakitte kavminden yetmiş adam seçti, onları o müthiş deprem yakalayınca Musa dedi ki: Ey Rabbim! Dileseydin onları da, beni de daha önce helak ederdin, içimizden bir takım beyinsizlerin işlediği (günah) yüzünden hepimizi helak edecek misin? Bu iş senin imtihanından başka bir şey değildir…
Not: İsrail oğullarının buzağıya tapmalarından dolayı özür dilemek için yetmiş kişi seçilmiş, huzura gidip tevbeleri istenmişti. Bunlar Musa ile Allah cc.‘ ın konuşmalarını işitmelerine, böylece açık mucizeye şahit olmalarına rağmen Allah’ ı görmezsek inanmayız deyince hemen bir sarsıntı ile bayıldılar ve sonra Musa’ nın duası ile kurtuldular.
18) Enam 45 / 132 - Böylece o zulmeden toplumun kökü kesildi, âlemlerin Rabbi olan Allah’ a hamd olsun.
Unutulmamalı ki;
a) Şirk koşan,
b) Kötülük yapan veya yayan toplulukların daima kökü kurutulmuştur.
c) Bu nedenle sürekli Allah’ a hamd etmelidir,
d) Hamd eden kullarına da gazap vermeyerek bilakis nimeti arttırmaktadır.
Not: Kökü kesilmeye örnek olarak firavunun ve askerlerinin boğulması, Ebrehe ve askerlerinin helak oluşu ile aradıkları itibar ve şerefi kaybetmeleri verilebilir.
19) Şura 8 / 482 - … Zalimlerin hiçbir dostu ve yardımcısı yoktur.
20) İbrahim 42 / 259 - Sakın zalimlerin yaptıklarından Allah’ ın habersiz olduğunu zannetme, o sadece onları (n cezasını) korkudan gözlerin bakakalacağı bir güne bırakır.
Unutulmamalı ki;
a) Her türlü katliam, haksızlık ve şirk karşısında Allah’ ın habersiz olduğu düşünülmemelidir.
b) Çünkü O sınav yaptığı için;
a) Ya tevbe etmeleri için,
b) Ya belirlediği bir ecel için,
c) Ya da yavaş yavaş azaba götürmek için süre tanımıştır.
Ahiretteki durumları ise
21) Şura 22 / 484 - (Kıyamet gününde) o zalimleri, kazandıkları kötülüklerden dolayı titrerlerken göreceksin, yaptıklarının cezası başlarına inecektir...
Kur’an da;
a) Allah’ a ortak koşanların,
b) Allah’ ın hükümlerini hiçe alan zalimlerin kazandıkları kötülüklerden dolayı;
a) Kıyamette titrerlerken görüleceği,
b) Yaptıklarının cezasının başlarına ineceği haber verilmektedir.
22) Furkan 27 / 361 - O gün o zalim: “Keşke peygamberle beraber bir yol tutsaydım. “ diyerek ellerini ısıracaktır. 28) Vah, başıma gelenlere! Keşke filancayı dost edinmeseydim 29) Bana zikir (Kur’an) gelmişken, beni zikirden o saptırdı. Şeytan insanı bela anında yapayalnız bırakandır.
A) ZULÜM NEDİR? SORUSUNA BU AYETLER IŞIĞINDA CEVAPLAR
1) Zulüm Allah’ a olan imana ortaklar eklemedir,
2) Bir insanın kendi aleyhine olacak olan olayları yapmak, örneğin Kur’an’ı araştırmamak,
3) Bulunduğu bölgede yapılan ıslah çalışmalarına katılmamak,
4) Allah’ ın kitabına inandıkları halde sorunlarını çözmede Kur’an’a başvurmamak,
5) Günahları unutmak,
6) Tevbe etmemek,
7) Mescitler de Allah’ ın isminin anılmasına engel olmak hatta mescitleri maddeten ve manen harabe haline getirmek veya yıkmak,
8) Başa gelen musibetler bazen sınav gereği olduğu gibi bazen de yapılan bir zulmün cezasıdır,
9) Helak olan milletler her türlü işlerde başarılarından dolayı zenginleşerek, zamanla şımararak ve inanmayarak hem kendilerine hem de çevresine zulmetmişlerdir.
B) ZALİMLERİN HELAK EDİLME ŞEKİLLERİNE BAZI ÖRNEKLER NELERDİR?
1) Lut kavmi pişirilmiş taş yağdıran bir kasırga ile
2) Şuayp ve Salih kavmi korkunç bir gürültü ve deprem ile
3) Karun ve beraberindekiler yere batırılma ile
4) Firavun ve beraberindekiler suda boğularak helak edildiler.
C) BU ZALİMLERİN ÇIĞLIKLARI NEDİR?
Azap ya gece ya da gündüz geldi, çığlıkları ise "Biz gerçekten zalimdik." oldu.
İki elini ısırıp "Keşke filanı dost etmeseydim." diye çığlık atması.