CEHENNEM
EHLİNİN AŞAMA AŞAMA KONUŞMALARI
Yasin 51-
Sur'a üflenince, kabirlerinden Rab’lerine koşarak çıkarlar.
52- Dediler; Vah
bize, bizi yattığımız yerden kim kaldırdı? İşte, Rahman'ın vaat
ettiği şey budur. Demek peygamber doğru söylemiş.
Kamer 7-
Gözleri düşkün düşkün ( zelil ve hakir olarak ) kabirlerinden çıkarlar, sanki
yayılan çekirgeler gibidirler. 8-
O çağırana koşarak, kâfirler:
Bu çetin bir gündür, derler.
Fecr 23- Ki
cehennem de o gün getirilmiştir. İşte o gün insan anlar, ancak artık anlamanın
kendisine ne faydası var? 24- O zaman
insan: Ah! Keşke, ben bu hayatım için önceden iyi
işler yapıp gönderseydim, der.
Kehf 49-
İnsanların amel defterleri ( çalışma karneleri ) ortaya
getirilmiştir. Günahkârların bu defterlerin yazılarını korku dolu gözlerle
incelediklerini görürsün. Bir yandan da “ Vay
başımıza gelenlere! Ne biçim deftermiş bu; küçük-büyük hiçbir davranışımızı
atlatmadan sayıp dökmüş ” derler. Yaptıkları her işin kaydını
karşılarında bulmuşlardır. Rabbin hiç kimseye haksızlık etmez.
Nebe 40 / 582 - Biz
yakın bir azapla sizi uyardık, o gün kişi iki elinin
yapıp önceden gönderdiklerine bakacak ve kâfir
keşke toprak olaydım diyecek.
Hakka 25 -
Kitabı sol tarafından verilen ise der ki: Keşke,
kitabım verilmeseydi de 26-
Hesabımın ne olduğunu bilmeseydim
27- Ne olurdu o
ölüm, iş bitirici olsaydı. 28-
Malım bana hiç fayda vermedi.
29- Gücüm de
benden yok olup gitti.
Kıyamet 10-
İnsan o gün: Nereye kaçmalı? der.
11- Hayır hayır! Sığınılacak bir yer yok.
Fatır 37-
Onlar orada “ Ey Rabbimiz, bizi buradan çıkar da
daha önce yaptıklarımızdan farklı, iyi işler yapalım ” diye feryat
ederler. Düşünmek isteyenlerin düşünmelerine yetecek
kadar uzun bir süre sizi yaşatmadık mı? Ayrıca size uyarıcı da
gelmişti, Şimdi azabı tadınız bakalım. Zalimlere yardım eden bulunmaz.
Furkan 13-
Elleri boyunlarına bağlı olarak onun dar bir yerine atıldıkları zaman da,
oracıkta yok olmayı isterler.
14- ( Onlara şöyle denilir ) Bugün bir yok
olmayı değil, nice yok olmaları isteyin!
Zuhruf 77-
Onlar cehennem bekçisine: Ey Malik! Rabbin artık
bizi öldürsün, diye seslenirler. Malik de: Siz böylece kalacaksınız.
der. 78- Andolsun ki biz size hakkı
getirdik. Fakat sizin çoğunuz haktan hoşlanmıyorsunuz.
Mümin 47-
Ateşin içinde birbirleriyle tartışırken, zayıf olanlar, büyüklük taslayanlara
dediler ki: Biz size uymuştuk. Şimdi siz şu ateşin ufak bir parçasını bizden
savabilir misiniz? 48- Büyüklük
taslayanlar: Doğrusu hepimizde onun içindeyiz. Allah kulları arasında şüphesiz
hüküm vermiştir, derler. 49- Ateştekiler,
cehennemin bekçilerine dediler ki: Ne olur Rabbinize
dua edin de hiç değilse bir gün,
bizden azabı biraz hafifletsin. 50-
Bekçiler dediler ki: Peygamberleriniz size açık kanıtlar getirmediler mi?
Onlar da: Evet getirdi, dediler. Bekçiler: Öyleyse yalvarıp durun. Nankörlerin
yalvarması hep boşunadır, derler.
Müminun 106-
Onlar (cehennemde oldukları halde) derler ki: Ey Rabbimiz! Bizi kötü talihimiz
mağlup etti ve biz, hak yoldan çıkan (kâfir) bir kavim idik.
107- Ey Rabbimiz! Bizi bu ateşten çıkar; yine
küfre dönersek o takdirde muhakkak zalimleriz.
Furkan 27-
O gün her zalim öfkesinden parmaklarını ısırarak şöyle der;
Keşke Peygamber'in yoldaşı olsaydım.
28- Eyvah! Keşke
falancayı dost edinmeseydim! 29-
Bana Kur'an’ ın mesajı geldikten sonra o beni Allah'ı
anmaktan alıkoydu. Zaten şeytan, insanı ayarttıktan sonra yüzüstü bırakır.
Mülk 8-
Neredeyse cehennem öfkesinden çatlayacak! Her topluluk onun içine atıldıkça
cehennem bekçileri onlara; Size bir uyarıcı gelmedi mi? diye sorarlar.
9- Onlar; Evet, doğrusu bize bir uyarıcı
geldi, fakat biz yalanladık ve Allah hiçbir şey indirmedi, siz büyük bir
sapıklık içindesiniz dedik. 10-
Eğer kulak vermiş veya akletmiş olsaydık, çılgın alevli
cehennemlikler içinde olmazdık, derler.
11- Böylece günahlarını itiraf ederler. Çılgın alevli cehennemlikler
yok olsunlar!
Fussilet 29-
Ateşe giren kâfirler derler ki: Rabbimiz,
cinlerden ve insanlardan bizi saptıranları göster, onları ayaklarımızın altına
alalım ki altta kalanlar olsunlar.
Araf 44-
Cennetlikler, cehennemliklere seslenerek: Biz, Rabbimizin bize vaat ettiklerini
gerçekleşmiş bulduk, siz de Rabbinizin size yönelik vaatlerini gerçekleşmiş
buldunuz mu? derler. Cehennemlikler: Evet derler. Bu sırada aralarından biri
yüksek sesle şöyle bağırır: Allah'ın lâneti
zalimlerin üzerine olsun. 45-
Onlar insanları Allah yolundan alıkoyarlar, onu eğri göstermeye yeltenirler ve
ahirete de inanmazlar. 46- İki taraf
arasında bir set ve bu setin tepelerinde her iki grubu simalarından tanıyan
kimseler vardır. Cennete girememiş, fakat gireceklerini uman bu kimseler
cennetliklere selâmun aleyküm diye seslenirler. 47-Bunların
bakışları, cehennemliklere doğru kaydırılınca da: Ey Rabbimiz, bizi zalimler ile
bir araya getirme, derler. 48- Bu tepelerdekiler, simalarından tanıdıkları bazı azılı
kâfirlere de şöyle seslenirler: Ne kalabalığınız ve
ne de şımarmanıza yol açan güçleriniz size yarar sağlamadı.
49- Allah onları hiçbir rahmete erdirmez diye
haklarında yemin ederek küçümsediğiniz kimseler bunlar mıydı? Bu arada Allah
onlara: Giriniz cennete, sizin için hiçbir korku söz konusu değil artık, hiç
üzülmeyeceksiniz, der. 50- Cehennemlikler
cennetliklere: Bize biraz su ya da Allah'ın size
sunduğu yiyeceklerden biraz bir şeyler ikram ediniz? diye
seslenirler. Cennetlikler ise: Allah her ikisini de
kâfirlere haram kıldı, derler.
Müddesir 39-
Yalnız defterleri sağ yanlarından verilenler hariç.
40- Onlar cennetlerde ağırlanırlar. Sorarlar.
41- Günahkârlara
42- Sakar' a (cehenneme) girmenizin sebebi
nedir? Diye 43- Cehennemlikler derler ki:
Biz namaz kılanlardan değildik.
44- Yoksulların karnını
doyurmazdık. 45-
Bizim gibi olanlarla birlikte asılsız ve bozguncu konuşmalara dalardık.
46- Hesap
verme gününü inkâr ederdik. 47-
Sonunda bize de ölüm gelip çattı.
48- Artık onlara şefaat edebilecek olanların
aracılığı yarar sağlamaz.
Saffat 50- Cennet ehli
birbirine dönmüş sorarlar. 51- Onlardan
biri: Benim de bir arkadaşım vardı. 52-
Bana: Sende mi doğrulayanlardansın?
53- Biz ölüp toprak ve
kemik olduğumuz zaman mı dirilip yaptığımız işlere göre cezalanacağız?
54- Yanındakilere; Siz onu bilir misiniz?
der. 55- Bir bakar, onu cehennemin
ortasında görür. 56- Ona der ki: Yemin
ederim ki, sen az daha beni helâk edecektin. 57-
Rabbimin lütfü olmasaydı şimdi ben de cehenneme götürülürdüm, dedi. 58- Biz
bir daha ölmeyecek miyiz? der. 59-
İlk ölümümüzden başka ölüm yok ve biz azaba da
uğramayacağız ha! 60- İşte büyük
başarı ve mutluluk budur. 61- Çalışanlar
bunun için çalışsınlar.