KONUYU OKU
ARAŞTIRMALAR (GÜNCEL KONULAR)
45- Cehennem Ehlinin Aşama Aşama Konuşmaları

CEHENNEM EHLİNİN AŞAMA AŞAMA KONUŞMALARI

 

Yasin 51- Sur'a üflenince, kabirlerinden Rab’lerine koşarak çıkarlar. 52- Dediler; Vah bize, bizi yattığımız yerden kim kaldırdı? İşte, Rahman'ın vaat ettiği şey budur. Demek peygamber doğru söylemiş.

 

Kamer 7- Gözleri düşkün düşkün ( zelil ve hakir olarak ) kabirlerinden çıkarlar, sanki yayılan çekirgeler gibidirler. 8- O çağırana koşarak, kâfirler: Bu çetin bir gündür, derler.

 

Fecr 23- Ki cehennem de o gün getirilmiştir. İşte o gün insan anlar, ancak artık anlamanın kendisine ne faydası var? 24- O zaman insan: Ah! Keşke, ben bu hayatım için önceden iyi işler yapıp gönderseydim, der.

 

Kehf 49- İnsanların amel defterleri ( çalışma karneleri ) ortaya getirilmiştir. Günahkârların bu defterlerin yazılarını korku dolu gözlerle incelediklerini görürsün. Bir yandan da “ Vay başımıza gelenlere! Ne biçim deftermiş bu; küçük-büyük hiçbir davranışımızı atlatmadan sayıp dökmüş ” derler. Yaptıkları her işin kaydını karşılarında bulmuşlardır. Rabbin hiç kimseye haksızlık etmez.

 

Nebe 40 / 582 - Biz yakın bir azapla sizi uyardık, o gün kişi iki elinin yapıp önceden gönderdiklerine bakacak ve kâfir keşke toprak olaydım diyecek.

 

Hakka 25 - Kitabı sol tarafından verilen ise der ki: Keşke, kitabım verilmeseydi de 26- Hesabımın ne olduğunu bilmeseydim 27- Ne olurdu o ölüm, iş bitirici olsaydı. 28- Malım bana hiç fayda vermedi. 29- Gücüm de benden yok olup gitti.

 

Kıyamet 10- İnsan o gün: Nereye kaçmalı? der. 11- Hayır hayır! Sığınılacak bir yer yok.

 

Fatır 37- Onlar orada “ Ey Rabbimiz, bizi buradan çıkar da daha önce yaptıklarımızdan farklı, iyi işler yapalım ” diye feryat ederler. Düşünmek isteyenlerin düşünmelerine yetecek kadar uzun bir süre sizi yaşatmadık mı? Ayrıca size uyarıcı da gelmişti, Şimdi azabı tadınız bakalım. Zalimlere yardım eden bulunmaz.

 

Furkan 13- Elleri boyunlarına bağlı olarak onun dar bir yerine atıldıkları zaman da, oracıkta yok olmayı isterler. 14- ( Onlara şöyle denilir ) Bugün bir yok olmayı değil, nice yok olmaları isteyin!

 

Zuhruf 77- Onlar cehennem bekçisine: Ey Malik! Rabbin artık bizi öldürsün, diye seslenirler. Malik de: Siz böylece kalacaksınız. der. 78- Andolsun ki biz size hakkı getirdik. Fakat sizin çoğunuz haktan hoşlanmıyorsunuz.           

 

Mümin 47- Ateşin içinde birbirleriyle tartışırken, zayıf olanlar, büyüklük taslayanlara dediler ki: Biz size uymuştuk. Şimdi siz şu ateşin ufak bir parçasını bizden savabilir misiniz? 48- Büyüklük taslayanlar: Doğrusu hepimizde onun içindeyiz. Allah kulları arasında şüphesiz hüküm vermiştir, derler. 49- Ateştekiler, cehennemin bekçilerine dediler ki: Ne olur Rabbinize dua edin de hiç değilse bir gün, bizden azabı biraz hafifletsin. 50- Bekçiler dediler ki: Peygamberleriniz size açık kanıtlar getirmediler mi? Onlar da: Evet getirdi, dediler. Bekçiler: Öyleyse yalvarıp durun. Nankörlerin yalvarması hep boşunadır, derler.

 

Müminun 106- Onlar (cehennemde oldukları halde) derler ki: Ey Rabbimiz! Bizi kötü talihimiz mağlup etti ve biz, hak yoldan çıkan (kâfir) bir kavim idik. 107- Ey Rabbimiz! Bizi bu ateşten çıkar; yine küfre dönersek o takdirde muhakkak zalimleriz.

 

Furkan 27- O gün her zalim öfkesinden parmaklarını ısırarak şöyle der; Keşke Peygamber'in yoldaşı olsaydım. 28- Eyvah! Keşke falancayı dost edinmeseydim! 29- Bana Kur'an’ ın mesajı geldikten sonra o beni Allah'ı anmaktan alıkoydu. Zaten şeytan, insanı ayarttıktan sonra yüzüstü bırakır.

 

Mülk 8- Neredeyse cehennem öfkesinden çatlayacak! Her topluluk onun içine atıldıkça cehennem bekçileri onlara; Size bir uyarıcı gelmedi mi? diye sorarlar. 9- Onlar; Evet, doğrusu bize bir uyarıcı geldi, fakat biz yalanladık ve Allah hiçbir şey indirmedi, siz büyük bir sapıklık içindesiniz dedik. 10- Eğer kulak vermiş veya akletmiş olsaydık, çılgın alevli cehennemlikler içinde olmazdık, derler. 11- Böylece günahlarını itiraf ederler. Çılgın alevli cehennemlikler yok olsunlar!

 

Fussilet 29- Ateşe giren kâfirler derler ki: Rabbimiz, cinlerden ve insanlardan bizi saptıranları göster, onları ayaklarımızın altına alalım ki altta kalanlar olsunlar.

 

Araf 44- Cennetlikler, cehennemliklere seslenerek: Biz, Rabbimizin bize vaat ettiklerini gerçekleşmiş bulduk, siz de Rabbinizin size yönelik vaatlerini gerçekleşmiş buldunuz mu? derler. Cehennemlikler: Evet derler. Bu sırada aralarından biri yüksek sesle şöyle bağırır: Allah'ın lâneti zalimlerin üzerine olsun. 45- Onlar insanları Allah yolundan alıkoyarlar, onu eğri göstermeye yeltenirler ve ahirete de inanmazlar. 46- İki taraf arasında bir set ve bu setin tepelerinde her iki grubu simalarından tanıyan kimseler vardır. Cennete girememiş, fakat gireceklerini uman bu kimseler cennetliklere selâmun aleyküm diye seslenirler. 47-Bunların bakışları, cehennemliklere doğru kaydırılınca da: Ey Rabbimiz, bizi zalimler ile bir araya getirme, derler. 48- Bu tepelerdekiler, simalarından tanıdıkları bazı azılı kâfirlere de şöyle seslenirler: Ne kalabalığınız ve ne de şımarmanıza yol açan güçleriniz size yarar sağlamadı. 49- Allah onları hiçbir rahmete erdirmez diye haklarında yemin ederek küçümsediğiniz kimseler bunlar mıydı? Bu arada Allah onlara: Giriniz cennete, sizin için hiçbir korku söz konusu değil artık, hiç üzülmeyeceksiniz, der. 50- Cehennemlikler cennetliklere: Bize biraz su ya da Allah'ın size sunduğu yiyeceklerden biraz bir şeyler ikram ediniz? diye seslenirler. Cennetlikler ise: Allah her ikisini de kâfirlere haram kıldı, derler.

 

Müddesir 39- Yalnız defterleri sağ yanlarından verilenler hariç. 40- Onlar cennetlerde ağırlanırlar. Sorarlar. 41- Günahkârlara 42- Sakar' a (cehenneme) girmenizin sebebi nedir? Diye 43- Cehennemlikler derler ki: Biz namaz kılanlardan değildik. 44- Yoksulların karnını doyurmazdık. 45- Bizim gibi olanlarla birlikte asılsız ve bozguncu konuşmalara dalardık.         46- Hesap verme gününü inkâr ederdik. 47- Sonunda bize de ölüm gelip çattı. 48- Artık onlara şefaat edebilecek olanların aracılığı yarar sağlamaz.

 

            Saffat 50- Cennet ehli birbirine dönmüş sorarlar. 51- Onlardan biri: Benim de bir arkadaşım vardı. 52- Bana: Sende mi doğrulayanlardansın? 53- Biz ölüp toprak ve kemik olduğumuz zaman mı dirilip yaptığımız işlere göre cezalanacağız? 54- Yanındakilere; Siz onu bilir misiniz? der. 55- Bir bakar, onu cehennemin ortasında görür. 56- Ona der ki: Yemin ederim ki, sen az daha beni helâk edecektin. 57- Rabbimin lütfü olmasaydı şimdi ben de cehenneme götürülürdüm, dedi. 58- Biz bir daha ölmeyecek miyiz? der. 59- İlk ölümümüzden başka ölüm yok ve biz azaba da uğramayacağız ha! 60- İşte büyük başarı ve mutluluk budur. 61- Çalışanlar bunun için çalışsınlar.