KONUYU OKU
42. KARDEŞLİK
Arkadaşlık Ve Dostlukta Dikkat Edilmesi Gereken Noktalar

ARKADAŞLIK VE DOSTLUKTA DİKKAT EDİLMESİ GEREKEN NOKTALAR

 

Bu konuda Allah’ın El-Veli, El-Vali, El-Kerim, El-Mu’min, Es- Sabur, El-Vedüd, El-Vahab isimlerinden faydalanmalıdır.

1) Arkadaşlık ve dostluk psikolojik ve sosyal bir ihtiyaçtır. Fakat ortak noktalara, değerlere ve özelliklere göre arkadaşlık kurulursa daha kalıcı olur.

 

2) Dostluğun önemi;

a) Tek insan toprağa düşen sıcak su damlası gibi kaybolmaya mahkûmken

b) Dostları çoğalırsa çöle düşen binlerce damlaların çölü bile verimli bir ovaya dönüştürmesi gibi olur.

 

3) Dostluk;

a) Eminlik ve sadakat üzerine bina edilmelidir,

b) Verimli bir tohum gibi olmalıdır, önce biter, çimlenir, sonra büyür ve meyve (yani fayda) verir.

c)  Senelerce süren bir fedakârlığın armağanıdır,

d) Hassaslıkta bazen ipeğe, bazen de kelebek kanadına benzer, örselemeye gelmez,

e) Ancak dostluk bir taşla bulandırılamayacak kadar derin olsa da bazen bir hata ile de olsa bir anda çürümüş ip gibi kopabileceği unutulmamalıdır,

f) Çünkü dostların hepsi de suiistimal, ihmal ve ihaneti affetseler de unutamazlar,

g) Ama tecrübeli bir dost dostunu bir hatasından dolayı mahkûm etmemeli belki o an onun dostuna en muhtaç olduğu bir andır,

h) Çünkü gerçek dost her şeye rağmen arkadaşını sevebilen ve onu ölünceye kadar terk etmeyendir. Ancak Hz. Yusuf’ u kuyuya atanların da yine kardeşleri olduğunu unutmamalı ve bu nedenle tedbir, sadakat ve teyakkuz birlikte yürütülmelidir.

 

4) Dostluk;

a) Kendi başına gelmez,

b) Ancak tek tek gidilerek ve çalışılarak para gibi emekle kazanılmalıdır.

 

5) Arkadaş;

a) Ebeveyn gibi almadan verebilen ve fedakârlıktan kaçmayandır,

b) Yani dünya ve ahiretine menfaatsiz olarak katkı yapabilendir,

c) Uyarıları acı şurup gibi olsa da kınamadığı için şifa olur,

d) Kalabalıkta ise daima şeref ve itibarını artırır.

e) Çünkü dost, yağmurda şemsiye, karanlıkta ışık, soğukta elbise, sıcakta gölge, açlıkta ekmek, yoklukta da para, hastalıkta ilaç gibi olmaktır. Bu nedenle arkadaş seçerken;

a) Çalışkan,

b) Takva,

c) Anlayışlı,

d) Mütevazı,

e) Tutumlu,

f) Karşıya öncelik tanıyan,

g) Gizli yönleri araştırmayan,

h) Alış verişte ve yolculukta yük olmayan,

ı) Hiçbir konuda fitne ve fesat çıkarmayan kişilere öncelik tanımalıdır.

 

6) Dost olabilmek için;

a) Dostluğu karşıdan beklememeli, ilk önce kendisi dost olabilmelidir,

b) Dost olmak isteyen önce kalbinin sesine kulak vermelidir,

c) Çünkü dostluk istemekle değil kalplerin birbirini sevmesiyle orantılıdır,

d) Fakat kalplerin de kendine iyilik yapanı sevdiğini unutmamalıdır. 

 

7) Coşkulu dostluk adına;

a) İyiliği yaymaya, kötülüğü engellemeye dayanan bir arkadaşlık Rahmanî,

b) Güya samimi dostluk adına günah ve haramlarda birleşen arkadaşlık ise şeytanidir,

c) Günahlarda birleşilen arkadaşlık birbirlerinin ahiret yolunu kesmelerinden ötürü bir eşkiyalıktır. Bunu şimdi bilinemese de ölünce anlayacaktır.

 

8) İyi dost;

a) İyi günde bir süs,

b) Acı günde bir fosfor gibi parlamalı ve sevgisi bir güç olup arkadaşına güç katmalı,

c) Normal zamanda davetle ve kapıyı çalarak gelirken,

d) Acı günde gelip acıyı paylaşmalı, korkma yürü yanında ben varım diyebilmeli.

e) Mutlu zamanda da sevinçleri ikiye katlamalı ve bunu bir görev bilmelidir.

 

9) İyi dost;

a) İyilikleri büyütür, kusurları küçültür ve sırları saklar,

b) Yapılan bir ricayı hiç sıkıntı duymadan severek ve isteyerek yerine getirir,

c) Çünkü bilir ki gerçek dost yük olmak istemez,

d) Bu nedenle onun isteğini kendi isteği gibi sayar.

 

10) Gerçek dost;

a) İyi düşünen için yardımcı bir gücü temsil eder,

b) Surat asarak asla çirkinleşmez,

c) Tüm hareketleri ile bir ayna gibi dostluğu yansıtır,

d) Kötülerden emin olmanın bir yolu da böyle insanlarla dost olabilmektir.

e) Çünkü insan yarım duvara benzer,

f) Gerçek dostlar ise tuğlalar gibi onun eksik taraflarını tamamlar.

 

11) Büyük dostlar;

a) Büyük işler yapar,

b) Basit davranışlarla küçülmezler,

c) Çünkü bilirler ki azarlaması veya sorgulaması çok olanın dostları olmaz,

d) Bu nedenle dost bulabilmesi için geniş bir kalp ve tatlı bir dil sahibi olmalıdır.

 

12) Kötü dost;

a) Daima şüphe uyandırır,

b) Yanımızdaki düşmandır ki zaman kurdu gibi zamanı yer bitirir

c) İyiliklerini inkâr edip dostunun kusurlarını teşhir eder,

d) Ya bize kötü insan gözü ile bakılmasına neden olur,

e) Ya da yanımızda bulunması veya yanlış davranması bizi de özür diler hale getirir,

f) Bunlarla dostluğu sürdürmek fırtınalı ve dalgalı bir denize açılmaya benzer ki bu tür insanların azgın dalgalardan ( bunalımlardan ) tekrar karaya çıkma şansı çok azdır.

 

13) Dostu Allah’ ın bir lütfü olarak görerek;

a) Görmeyince özlemi çekilmeli, ilişkiyi hiç kesmemeli,

b) Yoksa aralarını zan ve eleştiri dikenleri kaplar,

c) Oysa arkadaşa gösterilen sevgi, yapılan ziyaret ve verilen hediye dostluğu besleyen enerjidir. 

d) Her şeyin yenisi makbul iken buna karşı sürekli pekiştirilen dostluğun ise eskisi makbuldür.

 

14) Altından kıymetli olan itibarı pul etmemek için;

a) Arının çiçeklere, sineklerin çöplüğe ve bataklığa gitmesinden ders almalı,

b) Asgari müştereklerde birleşmeli,

c) Dengi ile dostluk etmelidir.

 

15) İstikrarlı bir arkadaşlık isteniyorsa iki taraf da;

a) Birbirine usanç vermemeli,

b) Birbirine yük olmamalı,

c) Birbirini sıkıntıya düşürmemeli,

d) Birbirinin haklarına riayet etmeli,

e) Birbirinin derdini kendi derdi gibi görmeli,

f) Yoksa ayrılık tohumları oluşur.

 

16) Dost işin yoğunluğundan, onun bunun etkisinden yalpalıyorsa eleştirip uzaklaşmaktansa koşup dengesini sağlamak gerçek bir dostluk örneğidir.

 

17) Daha kalıcı olması için;

a) Çok sayıda yarım dostluklar kurmaktansa

b) Az sayıda gerçek dostluklar kurmak daha iyidir.

c) Uzun yıllar sonra karşılaşınca da;

a) Görmesek es geçecektin,

b) Neden önce selam vermedin?

c) Neden bizi adam yerine almıyorsun?

d) Neden aramıyorsun ?,

e) Aaaa! Saçları da dökmüşsün, zor tanıdım,

f) Çabuk ihtiyarlamışsın beee,

g) Hiç senin bu kadar çabuk çökeceğini düşünmemiştim, şoke oldum gibi moral bozucu sözleri kullanmamalıdır. Çünkü bu sözler hem unutulmayan hem de hatırlandıkça üzen sözlerdir.

 

18) Yaşlandıkça hiç olmanın sebebi;

a) Kendileri çok cimri ve sinirli olmalarından ve kimse ile gerçek dost olamamalarından dolayı ömürleri boyunca gerçek dost bulamayışları,

b) Kendilerini geliştirmeyişleri ve aksine streslerinin kronikleşmesi,

c) Kötü alışkanlıklarla her geçen gün mutsuzluğa doğru gitmeleri,

d) Kendilerini ve hayatı değersiz görmeleri,

e) En kalabalık şehirlerde bile yalnızlık duymaları,

f) Yaşıtlarının ölmesi,

g) Kuşak çatışmasının olması.

 

19) Bir insanı en çok arkadaşı etkiler. Öyleyse iyi arkadaş seçmeli ama bir insan kendini ifade edemiyorsa bu nedenle evde hep horlanıyorsa arkadaş ve dost kazanması da çok zordur. Evde göremediği kabulü arkadaşlarından da göremezse yani dışlanırsa iyice bedbaht olur. Ama iyi bilelimki iyi huylu insanlar yalnız kalmazlar.

Bu nedenle insan kendini gerçekleştirmeye, kendini iyi ifade etmeye, iyi arkadaş olmaya çalışmalı ki iyi arkadaş bulabilsin. Bunun için Hz. Yusuf’ un Yusuf 52 / 240 göre “Ben efendime ihanet etmem, ayrıca Yusuf 92 / 245 göre “Bende kınama yok.” ifadelerinden ilham alarak arkadaşını ihanet etmeyen ve kınamayan bir kişilik kazanmalıdır. Öyleyse yaşamak demek hep iyiye güzele doğruya dosdoğru gitmek demektir. Yine yaşamak demek çok değerli dostlara sahip olmak demektir. Demekki dostluk; açlıkta ekmeğini susuzlukta suyunu paylaşabilendir.

 

Sonuç olarak;

a) 2003 yaz aylarında bazı istatistiklere göre Avrupa’ daki çöl sıcağında 15.000 civarında insan öldü. Bunun 4.000 kadarı Fransa’ dan olup genellikle zengin, yaşlı ve yalnız yaşayan sahipsiz insanlardan oluşmaktadır. Bu da İslam kardeşliğinin her yerde ve her zaman ne kadar gerekli olduğunu bir kez daha göstermektedir.

b) Batıda duvarlar ve sınırlar kalkarken hâlâ birçok yerde parasına güvenip arkadaşlarına kaba ve katılıkla, tenezzülsüz davranarak aralarına kalın kalın duvar örenlerin dostsuzluktan ve arkadaşsızlıktan şikâyet etmeye hakları yoktur.

c) Buna karşı kötülüğe iyilikle, iyiliğe de daha güzel bir iyilikle karşılık verenlerin kalplere doğan bir güneşten farksız olduğunu unutmamalıdır.

d) Dostluk dengeli olmalı yoksa aşırı dostluk ya da aşırı düşmanlık bir gün mahcup edebilir.

e) Tüm yakınları ölse de kendine bakacak ve yalnız bırakmayacak candan dostlar oluşturmalıdır.

f) Hz. Ali’ ye bir yakını gelir ve borç ister. Hemen verir fakat ağlamaya başlar.Nedeni sorulunca da: “ Onu istemeye mecbur bıraktığıma ağlıyorum hâlbuki daha o istemeden anlayıp vermeliydim.” der. Bunu başaran insanların Allah bilir ama yalnız kalması mümkün değildir.