KONUYU OKU
35. HZ. İSA GERÇEĞİ
Pavlus Önderliğindeki Tahrif Edilmiş Hıristiyanlığı Siyasallaştırma Çabaları

A) PAVLUS ÖNDERLİĞİNDEKİ TAHRİF EDİLMİŞ HIRİSTİYANLIĞI SİYASALLAŞTIRMA ÇABALARI

 

1) Allah Hz. İsa’ yı Kudüs bölgesine peygamber olarak gönderdi.

2) Birtakım putperest Romalı idareciler ve insanların çoğu önce Hz. İsa’ yı reddettiler ve Hz. İsa’ ya inanan İsevilere işkence yaptılar, bazılarını da öldürdüler,

3) Zamanla İseviliği normal gördüler ve zamanla o kadar çok sevdiler ki aşırı sevgileri nedeniyle baba-oğul düşüncesini oluşturdular. Böylece şirke düşerek İsevilikten ayrıldılar.

4) Hz. İsa’ nın müjdelemiş olduğu âlemlere rahmet olarak gelen Hz. Peygamberimizi de kabul etmeleri gerekirken saplandıkları inançlarından dolayı İslam’ la şereflenmeyi reddettiler.

5) Daha sonra bu düşüncelerini onur meselesi yaparak İslam’ a karşı maddi ve manevi haçlı seferleri ile günümüze kadar geldiler.

6) Fransa ihtilali ile Batı’ da bilim ve felsefenin gelişmesi ile o dönemlerde Hıristiyanlığın etkinliğinde bir zayıflama görülmüştür. Buna karşı oryantalizmin güçlenmesi ile de hak, özgürlük ve eşitlik felsefesi gerilemiştir.

7) Fakat 20. yy. da yaşlı Hıristiyan Avrupa Birliği, yenidünya düzeni ve özellikle    Amerika’ da içi Yahudilikle dışı fanatik Hıristiyanlıkla donanmış milyonlara ulaşan Avenjelizm taraftarları ve süper lobiler müslümanların kaynaklarını yağmalama idealleri ve yeni oryantalist faaliyetleri ile insanlık için bir tehlike arz etmektedirler.

8) Sovyetler Birliği’ nin yıkılmasından sonra Batı’ daki bunalımlar Hıristiyanlık ve İslam arasında karşılıklı bilgi alışverişini hızlandırmıştır, bu etkileşim içinde bilgi ve kişilikte yücelenler İslam’ a kayarken, Sovyetler ve diğer baskıcı sistemler çöktükçe ve insanlar aç ve açıkta kaldıkça Hıristiyanlığın ekmeğine yağ sürülmektedir. 

9) Ama Hıristiyanlığın gerçek İsevilik olmadığına kanaat gelindiği gün Batı aydınlarının Hz. İsa ile Hz. Peygamberimizin aynı vahyi duyurmakla görevlendirildiğini anladıkları gün gruplar halinde İslam’ a geleceklerini ümit etmekteyiz.

10) Ne yazık ki şirke dayalı Hıristiyanlık güya hak adına asırlardır bir hiç uğruna İslam’ la savaşmaktadır.

11) Günümüzde hâlâ bilimi, teknolojiyi, siyaset nüfuzlarını, basın ve yayını ve silahları kullanarak İslam’ a karşı olan savaşlarını devam ettirmektedirler.

12) Çok yönlü haçlı seferini oryantalistler başlatmışlarsa da artık Haçlı Siyonizm sentezi ile daha çok siyonizmin emellerine hizmet etmektedirler.    

 

Bütün bu çabalara rağmen Batı’ daki düşünürler, aydınlar ve refah içinde yaşayanların bir kısmı ateizme kayarak, pek azı da müslüman olduklarından Hıristiyanlık beklenen ilgiyi tam olarak görmedi. Böylece yalnızlık, haset, hırs ve hırçınlık karışımı ile hareket eden kilise teşkilatları hem kendi bölgelerinde hem dünya çapında fakir, cahil bazen de orta kesimi çekmek için yoğun bir misyonerlik faaliyetine girdiler ve hâlâ da sürdürmektedirler.

 

Avrupa Birliği İdeali

Haçlı ve Siyonistlerin geleceklerini güven altına alma düşüncelerin bir uzantısıdır. Bu fikrin önderleri bir takım iç problemlerine rağmen biz, Eski Yunan ve Roma’ nın torunları ve kültürel mirasçılarıyız ve Hıristiyan’ız, bir bütün olarak güçlü olmak ve müreffeh yaşamak hakkımızdır ideali doğrultusunda birlik olmaya çalışıyorlar. Bu doğrultuya göre bazı İslam ülkeleri istenen tüm ödevlerini yapsa bile buraya alınması oldukça güç görünmektedir. Alınsa bile kaynaşamayacaktır.

 

Buna karşı İslam coğrafyasının önderleri ve insanları oryantalistlerin tarih boyunca yaptıkları tüm oyunların farkına vararak ve kendi aralarında kırgınlığa sebep olan olayların üzerine bir sünger çekerek eğitim, öğretim, kültürel, ekonomik, siyasal ve stratejik işbirliği yapmaları daha akıllıca olacaktır. Çünkü küreselleşen ve globalleşen dünyada Avrupa birliği aslında bir çıkmaz sokağa benzemektedir. Bu nedenle dünya ile entegre olmaya çalışılmalıdır.