KONUYU OKU
24. ÇOK ÇALIŞMA ZORUNLULUĞU
Çok Çalışma Zorunluluğu

ÇOK ÇALIŞMA ZORUNLULUĞU

 

1) Nebe 8 / 581 - Sizleri de (erkek ve dişi) çift çift yarattık 9) Uykunuzu ise bir dinlenme yaptık 10) Geceyi bir örtü yaptık 11) Gündüzü ise bir geçim vakti kıldık.

 

Allah;

a) İnsanları erkek ve kadın olarak yaratmış,

b) Geceyi bir örtü,

c) Uykuyu bir dinlenme,

d) Gündüzü ise daha verimli çalışma ve üretme vakti kılmıştır.

e) Bunun zıddı olarak uzun zaman gündüz uyuyup gece çalışmak fıtrata ters düştüğü için fiziki ve psikolojik yapıda bir bozulma oluşmaktadır.

f) Daha verimi olmak için gündüz üretimine ağırlık verilmeli ve Allah’ın El-Kerim, El-Gani ve Er-Rahman isimlerinden faydalanmalıdır.

 

2) Zilzal 7 / 599 - Kim zerre ağırlığında bir hayır yaparsa onu görür 8) Kim de zerre ağırlığında bir kötülük yaparsa onu görür.

 

Unutulmamalı ki maddeten ve manen;

a) Şirk ve riya karıştırmadan kim iğne ucu kadar bir iyilik yaparsa mükâfatını alacaktır.

b) Kim de bir kötülük yapar ve tevbe etmezse cezasını görecektir.

c) Bu durumda en küçük olumlu veya olumsuz bir çalışma bile dikkate alınmaktadır.

d) Çünkü küçük bir çalışma büyük başarılara, küçük bir ihmal de büyük zararlara temel olmaktadır.

 

3) Necm 39 / 526 - Hakikaten insan için kendi çalıştığından başkası yoktur.

 

Ancak adaletli ve güvenli bir ortamda her çalışan emeğinin karşılığını alabilir. Bunun gerçekleşmesi için çalıştığımız ortamlarda gaspı engelleyerek önce insan hakları ve adalet bilincini oluşturmalıyız.

 

Not: Durgun suyun kokması gibi çalışmamak da bir nevi insanı isyana ve bozulmaya götürdüğü görülmektedir.

 

4) Cuma 10 / 553 - Namaz bitince yeryüzüne dağılın, Allah’ ın lütfünden (nasibinizi) arayın…

 

Bu ayetle Cuma gününün bile tatil olmadığı ve aksine namazdan sonra çalışmanın devamı istenmektedir.

 

5) Bakara 286 / 48 - Allah hiç kimseyi gücünün yettiğinden başkasıyla yükümlü tutmaz…

 

Allah insanlara emrettiği işlerde veya ibadetlerde;

      a) Güçlerinin yettiği oranda en güzel şekilde çalışmalarını emretmekte,

      b) Güçlerinin üstünde bir ibadet, infak, mücadele, çalışma, sorumluluk vs. ile de yükümlü tutmamaktadır.

 

      6) Leyl 4 / 595 - Muhakkak ki çalışmanız çeşit çeşittir.

 

İnsanlar;

a) Yeteneklerine göre insanlar bilgi ve fikir gücüyle,

b) Meslekleri gereği el emeği ile,

c) Amaçları ile hayra veya şerre,

d) Az veya çok çalışmaları ile,

e) Başarı veya başarısızlıkları ile,

f) Helalinden veya haramından kazanma ile farklılık arz ederler.

g) Müslüman’ a düşen görev ise dürüst çalışmak ve helalinden yemektir.

 

7) İnşirah 5 / 596 - Demek ki zorlukla beraber bir kolaylık var 6) Gerçekten zorlukla beraber bir kolaylık vardır 7) O halde (memur olduğun bir işi bitirip) boşaldın mı (yine başka bir iş veya ibadet için) kalk yorul 8) Yalnız Rabbine rağbet edip (ondan) iste.

 

8) Hicr 99 / 266 - Ve sana yakın (ölüm) gelinceye kadar Rabbine ibadet et.

 

Dikkat edilirse;

a) Genellikle her çalışmanın başında zorluk sonunda ise kolaylık vardır.

b) İnsan başıboş bırakılmamıştır,

c) Bir işi bitirdiğinde yakınmadan mutlaka diğer bir işle uğraşmalı,

d) İbadeti bittiyse işine, işi bittiyse mutlaka ibadetine yönelmeli,

e) Her çalışmasının karşılığını da yalnızca Allah’ tan beklemelidir.

 

Not:

1) Burada hayatın bir bütün olduğu, dünya ve ahiret işinin birbirinden ayrılmadığını, bedenen yapamasa da fikren ölünceye kadar çalışmanın gerekli olduğunu anlıyoruz.

2) Yukarıdaki İnşirah 7 ve Hicr 99‘ u birlikte düşündüğümüzde ibadet ve işin ölünceye kadar beraber yapılması gerektiği anlaşılmaktadır.

 

9) Ankebut 60 / 402 - Nice canlı var ki rızkını kendisi taşımıyor, onları da sizi de Allah rızıklandırıyor, her şeyi işiten ve bilen odur.

 

Allah;

      a) Her yarattığının rızkını tayin etmiştir,

      b) Bazısı rızkını temin edip taşıyor,

      c) Ama bazıları taşımadığı halde çabalarına karşılık onları da aç bırakmıyor.

 

10) İsra 31 / 284 - Fakirlik korkusu ile çocuklarınızı öldürmeyin, onların rızkını da sizin rızkınızı da biz veririz, onları öldürmek gerçekten büyük bir suçtur 32) Zinaya yaklaşmayın çünkü o gerçekten hayâsızlıktır, çok kötü bir yoldur.

 

Not: İslam’ dan önce cahiliyede ya ahlaksızlık ya gelenek yada yokluk nedeni: çocukları öldürmeye itiyordu. Bu ayetle her ne olursa olsun çocukların öldürülmesi yasaklanmıştır.

 

Çünkü Allah;

      a) Yerüstü ve yeraltı kaynaklarını insanlığın rızıklanması ve yaşaması için yaratmıştır.

      b) İnsanların çoğu bu kaynaklara tek başına hakim olup daha çok eğlenmek, daha çok gezmek ve daha çok tüketmek isterken neslini bile engellemeye çalışmakta iken buna karşı evinde hayvan beslemeyi ise bir üstünlük saymaktadır. 

      c) Neslin eğitiminden çok çocuksuz yaşamak için çok daha masraflı tercihler yapılmaktadır.

      d) Doğal arzuların basın ve yayınla fuhuş vs. tahrik edilmesi ile çok ve verimli çalışmanın yerini zevk, sefa ve eğlenceler almaktadır. Böylece hem insan, hem zaman, hem emek, hem para hem de aileler heder edilerek dünya ve ahiret saadeti elden gitmektedir.

      e) Bazıları gizli dost edinerek fuhşa yönelirken, hem aile, hem nesil bozulmakta hem de bereket gitmektedir. Zira ahlaksızlık; aklı doğru bir ölçüye vuramaz hale getirmekte ve merhameti yok etmekte ve ikiyüzlü yapmaktadır.

      f) Kişilikli bir nesil için; eş ve çocukları aldatıcı her türlü olay ve ortamdan uzak tutmalıdır. 

 

11) Ankebut 62 / 402 - Allah kullarından dilediğine rızkı bol verir, dilediğinden kısar. Kuşkusuz Allah her şeyi hakkıyla bilendir.

 

Allah kullarının;

      a) Ahlakına ve dürüst çalışmasına,

      b) Takvasına,

      c) Şükrüne,

      d) İnfakına göre artırır,

      e) Kusuruna ve hilesine göre ise kısar.

 

12) Zuhruf 32 / 490 - Rabbinin rahmetini (kullar arasında) onlar mı taksim ediyorlar? Dünya hayatındaki geçimliklerini (rızıklarını) onların arasında biz taksim ettik, kimini kiminden derece derece üstün yaptık ki biri diğerini iş gördüreceği bir adam edinsin fakat Rabbinin rahmeti onların toplayıp biriktirmekte olduğu şeylerden daha hayırlıdır.

 

Biri diğerine iş verip çalıştırarak, karşılıklı sevgi, saygı olsun ve anarşi doğmasın diye Allah kullarına rızkı taksim ederken kimini kiminden üstün yaratmıştır.

 

13) Nahl 71 / 273 - Allah rızık hakkında bir kısmınızı bir kısmınızdan üstün kıldı. Kendilerine fazla rızık verilenler de rızıklarını ellerinin altında bulunanlara vermiyorlar ki onda müsavi olsunlar. Şimdi Allah’ ın nimetini mi inkâr ediyorlar?

 

“ Ne kazanıyorum ki ne vereyim “ diye dar bir kalple düşünerek eleman çalıştıranlar, kendileri kazanırken, çalışanın hakkını tam olarak vermezlerse hak sahibine Allah’ ın nimetinin ulaşmasını engellemiş olacaklarını bilmelidirler. Hâlbuki işçinin ücreti verilir, zenginin malı korunur, âlimin ilmi dinlenirse huzur yayılır.

 

14) Şura 27 / 485 - Allah kullarına dilediği rızkı bol bol verseydi mutlaka yeryüzünde taşkınlık eder, azarlardı. Fakat Allah ne dilerse onu bir takdire göre indirir. Allah kullarından hakkıyla haberdar ve onlara görücüdür.

 

Allah;

a) Kullarına rızkı bir ölçü dâhilinde vermektedir.

b) Eğer herkese bol bol verseydi insanın doğası gereği azar ve taşkınlık ederlerdi ve etmişlerdir de. Bu nedenle;

                  a) Bazı insanların varlıklı olup hayır yapması,

                  b) Bazılarının orta halli olup isyan etmemesi,

                  c) Bazılarının da yoksul olması nedeniyle yapabileceği büyük günahlardan korunması bakımından düşünülürse; bu hallerinin hayırlı olduğu görülecektir.

 

Not: Geçmiş ümmetlere baktığımız zaman özellikle malı ile şımaranların ve azgınlaşanların hep peygamberlerle savaştığı unutulmamalıdır.

 

15) Kasas 77 / 393 -  ... Allah’ ın sana verdiği mal ile ahiret yurdunu ara, dünyadan da nasibini unutma...

 

Müslüman Allah’ ın verdiği mal ile;

      a) Veren el olarak ahiret yurdunu kazanmaya çalışmalı,

      b) Dünyasını da muhtaç olmayacak şekilde düzenlemelidir.

 

16) Bakara 172 / 25 - Ey inananlar! Size verdiğimiz rızıkların temiz olanlarından yiyin, eğer sadece Allah’ a tapıyorsanız ona şükredin.

 

Müslümanlar fakirse de zenginse de zekâtı verilmiş, içine faiz karışmamış ve sağlığa zarar vermeyecek şekilde olan nimetlerden yemeli, şükretmeli, fakat haram ve şüphe karışmış ise onlardan da kaçınmalıdırlar.

 

17) Kasas 76 / 393- ... Gururlanıp şımarma, çünkü Allah (dünya malı ile) şımaranları sevmez.

 

Müslümanlar;

      a) Karun gibi malları ile şımarmamalı,

      b) Onun geri alınacak bir emanet olduğunu bilmeli,

      c) Şükrünün yerine getirilip getirilmediğinin bir gün sorulacağı bilinci ile yaşamalıdırlar.

 

18) Mutaffifin 1 / 587 - Azap olsun ölçüde tartıda noksanlık edenlere 2) Ki onlar ölçüp aldıkları zaman tam olarak alırlar 3) Fakat insanlara (verilmek üzere) ölçtükleri yahut onlara tarttıkları zaman eksiltirler.

 

Müslümanlar;

      a) Azaba düşmemek için ibadette, ticarette, hizmetlerde, işçilik ve memuriyette, yöneticilikte ve verilen kararlarda ölçü ve tartıya dikkat etmeli,

      b) Kendisine fayda sağlarken başkalarına zarar verebilecek işlerden kaçınmalı,

      c) Bu nedenle çalışanın, tüketicinin ve malın değeri düşürülmemelidir.

 

19) Şuara 183 / 373 - İnsanların mal ve haklarını düşürmeyin, yeryüzünde bozgunculuk yaparak kötülük etmeyin (fesat çıkarmayın).

 

Müslümanlar;

      a) İnsanların şerefli bir varlık olduğunu düşünerek hareket etmeli,

      b) Kendi menfaatlerini öne alarak başka insanların itibarını ve mallarını değerinden aşağıya düşürerek ve emeklerini sömürerek fesada sebep olmamalıdırlar.

 

20) Bakara 188 / 28 - Aranızda birbirinizin mallarını hırsızlık, kumar ve gasp gibi haksız (batıl) sebeplerle yemeyin ve insanların mallarından bir kısmını bile bile yalan şahitliği gibi günahla yemek için, o malları rüşvet olarak hâkimlere aktarmayın.

 

Müslümanlar;

      a) Hırsızlıktan,

      b) Kumardan,

      c) Gasptan,

      d) Haksız kazançtan,

      e) Rüşvet vererek yalan şahitliği ile mal kazanmaktan kaçınmalı,

      f) İnsanların mutlu ve emin yaşamalarına yardımcı olmalıdırlar. 

 

21) Bakara 276 / 46 - Allah faizi tüketir (faiz karışan malın bereketini giderir), sadakaları ise bereketlendirir...

 

Unutulmamalı ki;

      a) Faiz;

                  a) Eşya maliyetlerini ve fiyatlarını artırarak malı ve parası olanı daha çok zengin yaparken hayatı pahalılaştırmakta ve böylece fakiri de daha çok fakir yaparak toplumu parçalamaktadır,

                  b) Faizcileri tembelleştirmekte,

                  c) Fakirleri ümitsizleştirmekte,

                  d) İflası yaygınlaştırmakta,

                  e) Yatırımları azaltmakta,

                  f) Alkol ve uyuşturucunun artmasına neden olmakta,

                  g) Kredi kartlarını yaygınlaştırarak Allah’ tan istemeyi ve insanlar arası yardımlaşmayı engellemektedir.

      b) Sadaka ise;

                  a) Fakiri açlıktan ve isyanlardan korur,

                  b) Allah için verene karşı saygı uyandırır,

                  c) Bir de verenin malının bereketlenmesine sebep olur,

                  d) Böylece sağlıklı bir toplum oluşmasına yardımcı olur.

 

22) Nur 37 / 354 - Nice adamlar var ki ne bir ticaret ne de alışveriş Allah’ ı anmaktan, namazı gereği üzere kılmaktan ve zekât vermekten kendilerini alıkoymaz, onlar bir günden korkar ki o günde kalpler ve gözler korkudan halden hale döner kıvranır.

 

Hem İslam’ ı hem de ticareti iyi bilen insanlar kalpler ve gözlerin halden hale dönüp kıvranacağı o günden korkmalarından ötürü iş ve ibadetleri arasında denge kurarak çalışırlar.

 

23) Bakara 199 / 30 - ... İnsanlardan kimi: Ey Rabbimiz!  Bize (nasibimizi) dünyada ver der, o kimsenin ahirette bir nasibi yoktur 201) Kimi de: Ey Rabbimiz! Bize dünya dada iyi hal ver ahirette de, merhamet ihsan et ve bizi cehennem azabından koru der 202) Onların kazandıkları hayır ve duadan nasipleri vardır, Allah bütün mahlûkatın hesabını çabuk görendir.

 

Unutulmamalı ki;

a) Dünyayı isteyenler arasından Allah dilediğine dünyayı verir ama ahirette ise nasipleri yoktur.

b) Bunun için müslüman Allah’ tan;

                  a) Dünyada iyi hal vermesini,

                  b) Ahirette de merhamet etmesini istemelidir.

 

24) İbrahim 7 / 255 - ... Andolsun eğer şükrederseniz gerçekten size arttırırım.

 

Müslümanlar;

a) Yoklukta da bollukta da infak ederlerse,

b) Hatta yoklukta bile şükretmeyi başarabilirlerse,

c) Gizli ve açık isyandan da kaçınırlarsa,

d) Allah yeni fırsatlar yaratarak nimetini artıracağını vaad etmiştir.

 

NASIL ÇALIŞMALIYIZ? SORUSUNA BU AYETLER IŞIĞINDA CAVAPLAR

                                               

1) Dinlenmenin dışında özellikle gündüzü çok iyi değerlendirerek,

2) Çalışmalarımızda zerre kadar da olsa hayrı ve şerri gözeterek,

3) Her çalışan emeğinin karşılığını alacaktır bilinciyle,

4) Cuma namazı vaktinin dışında her zaman çalışılabileceğini bilerek,

5) Güç ve kapasite oranını göz önüne alarak,

6) Yetenek, meslek ve amaca göre uğraşarak,

7) Her zorluktan sonra bir kolaylığın olduğunu bilerek,

8) Boş durmaya fırsat vermeden ya işte ya da ibadette olarak,

9) Nice canlılar rızkını taşımadığı halde çalışarak rızkını temin ettiğini görerek,

10) Allah’ ın, çalıştıkça bizim de çocuklarımızın da rızkını vereceğini düşünerek,

11) Allah’ ın kullar arasında rızkı taksim ettiğini ve biri diğerini çalıştırsın ki sevgi ve saygı yayılsın diye kimini kiminden üstün yarattığını, Allah’ ın rahmetinin de bu biriktirilen ve fazla verilen maldan daha hayırlı olduğunu bilerek,

12) Çalıştıranlar çalışanların haklarını tam vermediğinde Allah’ ın çalışanlara vereceği nimeti engellediklerini veya inkâr ettiklerini unutmayarak,

13) Allah kullarına taşkınlık edip azmamaları için bol bol değil de kendi takdirine göre belirli bir oranda vereceğini bilerek,

14) Ahiret yurdunu ararken dünyadan da nasibini arayarak,

15) Temiz ve helal olanlardan yiyerek ve şükrederek,

16) Dünya malı ile gururlanıp şımaranları sevmediğini bilerek,

17) İnsanların mal ve emeklerinin değerini düşürmeyerek ve bozgunculuk yapmayarak,

18) Hırsızlık, kumar, gasp, yalan şahitliği ve rüşvet karıştırmayarak,

19) Faizin varlığı tükettiğini ve sadakanın arttırdığını bilerek,

20) Ticaret, alışveriş ve ibadetin birbirlerine engel olmayacağı şekilde denge kurarak,

21) Yalnız dünyayı isteyenlerin ahiretten nasipleri olmadığını bilerek,

22) Dünyada iyi hal ve ahirette de merhamet bekleyerek,

23) Her durumda (bolluk ve darlıkta) şükrederek çok çalışmalıyız.