GAZABA UĞRAYANLARIN ÖZELLİKLERİ VE AKİBETLERİ
1) FİRAVUN VE
TARAFTARLARININ YOK OLUŞU
Kasas 4-
Firavun, (Mısır)
toprağında gerçekten azmış, halkını parça parça etmişti. Onlardan bir
zümreyi güçsüz buluyor, bunların oğullarını boğazlıyor, kızlarını ise sağ
bırakıyordu. Belli ki o bozgunculardandı.
Şuara 29-
Firavun (Hz. Musa’ya): Benden başkasını ilâh
tutarsan, andolsun ki seni zindana kapatılmışlardan ederim, dedi.
Enfal 54-
Tıpkı Firavun'un izinden gidenlerle onlardan öncekilerin gidişi gibi,
Rablerinin ayetlerini yalanladılar.
Biz de onları günahları yüzünden helâk ettik.
Firavun ile arkasından gidenleri suda boğduk.
Hepsi de zalim idiler.
Şuara 60-
Derken (Firavun ve adamları) güneş doğmuştu ki, onların ardına düştüler.
61- İki topluluk birbirini görünce,
Musa'nın adamları " Eyvah, yakalandık! ”
dediler. 62-
Musa: Hayır, aslâ! dedi, Rabbim şüphesiz benimledir,
bana yolunu gösterecektir.
63- Bunun üzerine Musa'ya " Vur asan ile
denize " diye vahyettik; vurunca bir infilak etti, her bölük koca bir dağ gibi
oluverdi, 64- Ötekilerini de
buraya yanaştırıvermiştik. 65- Musa ve
beraberindekilerin hepsini kurtardık, 66-
Sonra da ötekileri suda boğduk. 67-
Şüphesiz bunda bir ayet (ibret) vardır; ama çokları iman etmiş değillerdir.
68- Ve şüphesiz, işte o Rabbin, mutlak galip
ve engin merhamet sahibidir.
Zuhruf 51-
Firavun kavmine seslenerek dedi ki: Ey kavmim!
Mısır hükümdarlığı ve altımdan akıp giden şu ırmaklar benim değil mi? Görmüyor
musunuz? 52-
Yoksa ben, nerede ise meramını anlatamayan şu
zavallıdan daha hayırlı değil miyim? 53-
Eğer O'nun dediği doğru ise üzerine altın bilezikler atılmalı veya kendisiyle
beraber onu tasdik eden melekler gelmeli değil miydi?
54- Firavun
kavmini küçümsedi. Onlar da O'na itaat ettiler. Çünkü onlar fâsık bir kavimdi.
55- Nihayet bizi gazaplandırdıkları
zaman onlardan intikam aldık. Hepsini suda boğduk.
56- Onları sonradan gelecekler için
ibret ve örnek kıldık.
Fecr 10-
Kazıklar sahibi (güçlü, kuvvetli) Firavun'a? 11-
Bunlar ülkelerde azmışlardı. 12- Oralarda çok bozgunculuk
yapmışlardı. 13-
Bu yüzden Rabbin onların üstüne azap kamçısı
yağdırdı.
Araf 130-
Gerçekten biz, Firavun sülâlesini, senelerce
kıtlık ve gelir noksanlığı içinde tutup kıvrandırdık ki, düşünüp ibret alsınlar.
131- Fakat
kendilerine iyilik geldiği zaman, işte bu bizim hakkımızdır, dediler, başlarına
bir kötülük gelince de, işte bu Musa ile yanındakilerin uğursuzluğu yüzünden,
dediler. İyi bilin ki, onların uğursuzluğu Allah katındandır. Lâkin
çoğu bunu bilmezler. 132- Ve sen büyülemek
için her ne mucize getirirsen getir, biz sana inanacak değiliz, dediler.
133- Biz de
kudretimizin ayrı ayrı alâmetleri olmak üzere başlarına
tufan, çekirge,
haşereler,
kurbağalar ve kan gönderdik, yine
inat edip direndiler ve çok mücrim (suçlu) bir kavim oldular.
134- Ne zaman ki, azap üzerlerine çöktü,
dediler ki: Ey Musa! Bizim için Rabbine dua et,
sana olan ahdi hürmetine eğer bizden bu azabı kaldırır uzaklaştırırsan, yemin
olsun ki, sana kesinlikle iman edeceğiz. Ve İsrailoğullarını seninle
birlikte göndereceğiz. 135- Ne zaman ki,
belli bir süreye kadar onlardan azabı kaldırdık,
derhal yeminlerini bozdular. 136-
Biz de, ayetlerimizi inkâr ettikleri ve onlara kulak vermedikleri için
kendilerinden intikam aldık da hepsini denizde boğduk. 137-
Ve o hırpalanıp ezilmekte olan kavmi de yeryüzünün, bereketle donattığımız
doğusuna ve batısına mirasçı yaptık ve böylece Rabbinin, İsrailoğullarına olan o
güzel vaadi, sabırları yüzünden gerçekleşti. Biz de
Firavun ile kavminin yapa geldikleri sanat eserlerini ve diktikleri binaları
yerle bir ettik.
Kasas 38 -
Firavun: Ey ileri gelenler! Sizin için benden
başka bir ilâh tanımıyorum. Ey Hâmân, haydi benim için çamur üzerine
ateş yak (ve tuğla imal et), bana bir kule yap ki, Musa'nın ilâhına çıkayım; ama
sanıyorum, o mutlaka yalan söyleyenlerdendir, dedi.
39- O ve askerleri, yeryüzünde haksız
yere büyüklük tasladılar ve gerçekten bize döndürülmeyeceklerini sandılar.
40- Biz de
onu ve askerlerini yakalayıp denize atıverdik. Bir bak, zalimlerin sonu nice
oldu!
Yunus 90-
Ve sonra İsrailoğullarını denizden aşırdık.
Firavun, düşmanca saldırmak için derhal adamlarını ve askerlerini arkalarına
düşürdü. Ta ki, suda boğulmaya başlayınca " İnandım, gerçekten de
İsrailoğullarının iman ettiğinden başka tanrı yoktur. Ben de ona teslim
olanlardanım " dedi. 91-
Şimdi mi? Oysa bundan önce hep isyan etmiştin ve
fesatçılardan idin.
Ankebut 39-
Karun'u, Firavun'u ve Hâmân'ı da (helak ettik). Andolsun ki, Musa onlara apaçık
deliller getirmişti de onlar yeryüzünde büyüklük
taslamışlardı. Hâlbuki (azabımızı aşıp ) geçebilecek değillerdi.
40- Nitekim onlardan her birini günahları
sebebiyle suçüstü yakaladık: Kiminin üzerine
taşlar savuran rüzgârlar gönderdik, kimini
korkunç bir ses yakaladı, kimini yerin dibine
geçirdik, kimini de suda boğduk.
Allah onlara zulmetmiyor, asıl onlar kendilerine
yazık ediyorlardı.
Duhan 22-
Musa: Şüphesiz ki bunlar suçlu bir kavimdir, diyerek yardım etmesi için Rabbine
yalvardı. 23- Allah buyurdu ki: Kullarımı
geceleyin yürüt. Çünkü siz takip edileceksiniz. 24-
Karşıya geçince denizi olduğu gibi açık bırak. Çünkü
onlar suda boğulacak bir ordudur.
25- Onlar
neler bırakmışlardı, ne bahçeler, ne pınarlar!
26- Ne
ekinler, ne güzel kaynaklar, 27-
Ve içinde eğlenip durdukları nice nimetler ve refah!
28- İşte böylece biz onları başka bir
kavme miras bıraktık. 29-
Gök ve yer onların üzerine ağlamadı. Onlara mühlet de
verilmedi.
FİRAVUN (MİNEPTAH) VE
TARAFTARLARI NİÇİN HELAK OLMUŞTUR?
SORUSUNA AYETLERLE
CEVAPLAR
1.
Azmaları, zapt etmek ve sömürmek için halkı parça parça
etmeleri, güçsüzleştirdikleri insanların erkek çocuklarını öldürerek iyice
güçsüzleştirmeleri ve kız çocuklarını ise kendi eğlenceleri için sağ bırakmaları
2.
Kendisini ilahlaştırarak Hz. Musa’ya beni ilah tanımazsan seni
zindana atarım diyerek tehdit etmesi
3.
Firavun ve taraftarlarının özellikle inananları işkence ile
öldürmeleri ve halka zulmetmeleri
4.
Musa ve yanındaki inananları öldürmek için takip etmeleri
5.
Mısır topraklarına ve ırmağına kendisini hükümran görmesi
6.
Hz. Musa’yı ve halkı horlaması, Musa’yı küçük göstermeye
çalışması
7.
Musa peygamber için mücevheratlarla süslü ve yanında kendisini
tasdik eden melekler olmalı diyerek bozgunculuk yapması
8.
İyilik olursa hakkımız demeleri kötülük olursa Musa ve
yanındakilerin uğursuzluğu demeleri
9.
Ne kadar Mucize getirsen de inanmayız demeleri
10.
Üzerlerine bir azap gelirse Musa dua et azap giderse iman
edeceğiz İsrail oğullarını seninle göndereceğiz demelerine rağmen azap gidince
sözlerini bozmaları
11.
Büyüklük taslayarak Musa’yı ve ilahını yalancı saymaları
nedenleri ile gazaba uğramışlardır.
2) İSRAİLOĞULLARI VE
YAHUDİLER
Bakara 55- Hani bir zamanlar " Ey Musa
biz Allah'ı açıkça görmedikçe senin sözünle asla
inanmayacağız " demiştiniz de bunun üzerine sizi yıldırım çarpmıştı ve siz de
bakakalmıştınız. 56-
Sonra şükredesiniz diye sizi ölümünüzün ardından yeniden diriltmiştik.
57- Ve üstünüze o bulutu gölge yaptık ve size
ihsan ettiğimiz hoş rızıklardan yiyin, diye üzerinize kudret helvası ve
bıldırcın indirdik. Onlar, bize zulmetmediler, lakin kendi nefislerine
zulmediyorlardı. 58- Hani bir zamanlar "
Şu şehre girin de onun nimetlerinden dilediğiniz şekilde bol bol yiyin ve
kapıdan secde ederek girin ve "hıtta" (bizi bağışla!) deyin ki, size,
hatalarınızı mağfiret ediverelim, iyilik yapanlara nimetlerimizi daha da
arttıracağız" dedik. 59-
Bunun üzerine o zulme devam edenler sözü
değiştirdiler, onu kendilerine
söylenildiğinden başka bir şekle soktular. Biz de kötülük yaptıkları
için o zalimlere murdar bir azap indirdik. 60-
Hani bir zamanlar Musa, kavmi için su istemişti, biz de "asanla taşa vur! "
demiştik, bunun üzerine o taştan on iki pınar fışkırmıştı. Her kısım insan kendi
su alacağı yeri bildi. Allah'ın rızkından yiyin ve için de bozgunculuk ve
saldırganlık yaparak yeryüzünü fesada vermeyin. 61-
Hani bir zamanlar, " Ey Musa, biz tek çeşit
yemeğe asla katlanamayacağız, yeter artık bizim için Rabbine dua et
de bize yerin yetiştirdiği şeylerden; sebzesinden, kabağından, sarımsağından,
mercimeğinden ve soğanından çıkarsın " dediniz. O da size " O üstün olanı daha
aşağı olanla değiştirmek mi istiyorsunuz? Bir kasabaya konaklayın o vakit
istediğiniz elbette olacaktır " dedi. Üzerlerine zillet ve meskenet damgası
vuruldu ve nihayet Allah’tan bir gazaba uğradılar.
Evet, öyle oldu, çünkü Allah'ın ayetlerini
inkâr ediyorlar ve haksız yere peygamberleri öldürüyorlardı.
Evet, öyle oldu, çünkü isyana dalıyorlar
ve aşırı gidiyorlardı. 62- Şüphe yok
ki, iman edenler, yahudiler, hıristiyanlar ve sabiiler, bunlardan her kim
Allah'a ve ahiret gününe gerçekten iman eder ve salih amel işlerse elbette
Rableri katında bunların ecirleri vardır, bunlara bir korku yoktur, bunlar
mahzun da olacak değillerdir. 63- Hani bir
zamanlar sizden mîsak (sağlam bir söz) almıştık, Tur'u üstünüze kaldırıp
demiştik ki; size verdiğimiz kitaba kuvvetle tutunun ve içindekilerden gafil
olmayın, gerek ki, korunursunuz. 64- Sonra
verdiğiniz sözün arkasından yüz çevirdiniz,
eğer üzerinizde Allah'ın lütfü ve rahmeti olmasa idi herhalde zarara
uğrayanlardan olurdunuz. 65- İçinizden
cumartesi günü yasağını çiğneyenleri elbette bilirsiniz.
İşte bundan dolayı onlara " sefil
maymunlar olun! " dedik.
Bakara 93- Bir zamanlar size, " verdiğimiz
kitaba kuvvetle sarılın ve onu dinleyin " diye Tur’u tepenize kaldırıp
misakınızı aldık. (O yahudiler): Duyduk,
dinledik, isyan ettik, dediler,
kâfirlikleri yüzünden o danayı yüreklerinde besleyip büyüttüler. De ki: Eğer siz
mümin kimseler iseniz, bu imanınız size ne çirkin şeyler emrediyor!
Nisa 155-
Verdikleri sözden dönmeleri, Allah'ın
ayetlerini inkâr etmeleri, haksız yere
peygamberlerini öldürmeleri ve "
kalplerimiz kılıflıdır " demelerinden dolayı (başlarına türlü belalar verdik).
Doğrusu Allah, inkârları sebebiyle
onların kalplerini mühürlemiştir.
Pek azı hariç onlar inanmazlar.
Maide 43- İçinde Allah'ın hükmü bulunan
Tevrat yanlarında dururken seni nasıl hakem
yapıyorlar da ondan sonra da dönüveriyorlar? Onlar inanıcı değillerdir.
Maide 64- Yahudiler, " Allah'ın eli çok
sıkıdır " dediler. Söyledikleri söz sebebiyle onların elleri bağlansın ve lanete
uğrasınlar! Aksine Allah'ın elleri açıktır, dilediği gibi verir. Andolsun,
Rabbinden sana indirilen, onların çoğunun azgınlığını ve küfrünü azdırıyor. Biz,
onların aralarına tâ kıyamete kadar düşmanlık ve kin atmışızdır.
Ne zaman savaş için bir ateş yakmışlarsa, Allah onu
söndürmüştür. Onlar yeryüzünde
bozgunculuğa koşarlar. Şüphesiz Allah bozguncuları sevmez.
Maide 78-
İsrailoğullarından küfredenler, Davud ve Meryem'in oğlu İsa diliyle
lanetlenmişlerdir. Bu, onların isyan etmeleri
ve aşırı gitmeleri yüzündendi. 79-
Onlar, yaptıkları kötülüklerden vazgeçmiyorlardı.
Yaptıkları şey ne kötü idi.
Maide 82- İman
edenlere karşı düşmanlık yönünden insanların en şiddetlisi olarak
yahudileri ve Allah'a ortak koşanları
bulursun ve yine iman edenlere sevgi bakımından en yakın olarak da "
Biz hıristiyanlarız " diyenleri bulursun. Çünkü onların içlerinde keşişler ve
rahipler vardır. Ve onlar büyüklük taslamazlar.
Araf 161- Ve o vakit onlara denilmişti ki;
Şu şehre yerleşin ve orada dilediğiniz şeylerden yiyin, "hıtta" (günahlarımızı
bağışla.) deyin ve secde ederek kapısından girin ki, suçlarınızı bağışlayalım.
İyilere nimetlerimizi daha da arttıracağız. 162-
İçlerinden bir kısım zalimler, sözü
değiştirdiler, kendilerine söylenenden
başka şekle soktular. Zulmü alışkanlık
haline getirdikleri için biz de üzerlerine gökten azap yağdırdık.
163- Bir de onlara, o deniz
kıyısındaki şehrin başına gelenleri sor. O sırada onlar cumartesi yasağına
riayet etmiyorlardı. Cumartesi günü balıklar akın akın geliyorlardı, yasak
olmadığı gün gelmiyorlardı. Yoldan çıkıp sapıklık
yaptıkları için biz de onları işte böyle sınıyorduk.
164- İçlerinden bir topluluk, " Allah'ın
helâk edeceği, ya da çetin bir azapla cezalandıracağı bir kavme ne diye nasihat
ediyorsunuz " dediği vakit, o uyarıda bulunanlar dediler ki: Rabbiniz tarafından
mazur görülmemiz için, bir de belki günahlardan sakınırlar diye
165- Onlar yapılan bunca nasihati unuttukları
zaman, o kötülükten sakındıranları kurtardık, o
zalimleri de fena hareketlerinden dolayı şiddetli bir azaba uğrattık.
166- Böylece
onlar kibre kapılıp yasak kılınan şeylerden vazgeçmeyince,
biz de onlara, hor ve zelil maymunlar
olun, dedik.
Enfal 56- Onlar,
kendileriyle antlaşma yaptığın halde her defasında
antlaşmalarını bozarlar ve bundan hiç
çekinmezler.
Tevbe 32-
Allah'ın nurunu ağızlarıyla söndürmek istiyorlar, Allah da razı
olmuyor. Fakat kâfirler istemeseler de Allah nurunu tamamlamayı diliyor.
Mücadele 8- Görmedin mi şu adamları
(münafıklarla yahudileri) ki gizli gizli konuşmaları yasaklandığı halde yine o
yasaklanan işi yapıyorlar. Günah, düşmanlık ve
Resule isyan hususunda gizli gizli konuşuyorlar. Onlar sana
geldiklerinde seni, Allah'ın selamlamadığı bir tarzda selamlıyorlar. (Es-Selâmu
Aleyk yerine, üzerine ölüm olsun manasına gelen Es Semü Aleyk diyorlar.) Kendi
aralarında da “ Bu söylediklerimiz yüzünden Allah'ın bize azap etmesi gerekmez
miydi? ” derler. Cehennem onlara yeter. Oraya gireceklerdir, ne kötü gidilecek
yerdir orası.
İSRAİLOĞULLARI VE YAHUDİLER
NİÇİN GAZABA UĞRAMIŞLARDIR?
SORUSUNA AYETLERLE CEVAPLAR
1.
Allah’ı görmedikçe senin sözüne inanmayız demeleri
2.
Vahyi değiştirmeleri
3.
Tek çeşit yemeğe dayanamayız demeleri
4.
Verilen nimetlere karşı nankörlük yapmaları
5.
Ayetleri inkâr ederek peygamberlerini öldürmeleri
6.
İsyanda aşırı gitmeleri
7.
Sözlerine ve cumartesi yasağına uymamaları
8.
Dinledik isyan ettik demeleri
9.
Buzağı (put) sevgisini içselleştirmeleri
10.
Kalbimiz kılıflıdır hiçbir şeyi kabul etmez demeleri
11.
Yanlarındaki Tevrat’ın ve Hz. Peygamberimizin hakemliğini ret
etmeleri
12.
Allah’ın eli bağlı, sıkı veya cimri demeleri
13.
Sürekli bozgunculuk için koşmaları
14.
Yaptıkları kötülükten vazgeçmeyişleri
15.
Müslümanlara düşmanlıkta aşırı gitmeleri
16.
Kibirlenerek yasakları çiğnemeleri
17.
Hiçbir antlaşmaya uymayışları
18.
İslam’ı söndürmeye çalışmaları
19.
Hz. Peygamberimize beddua ederek ölüm ve bela üzerine olsun
diyerek selam vermeleri
3) NEMRUTUN YOK OLUŞU
Bakara 258- Allah, kendisine hükümdarlık
verdi diye, Rabbi hakkında İbrahim'le tartışanı görmedin mi? Hani İbrahim,
ona: Benim Rabbim odur ki, hem diriltir, hem öldürür, dediği zaman
Ben de diriltir ve öldürürüm, demişti.
İbrahim: Allah güneşi doğudan getiriyor, haydi sen onu
batıdan getir! deyince o inkâr eden herif
şaşırıp kaldı. Öyle ya, Allah zalimler topluluğunu doğru yola
iletmez.
Ankebut 24- Kavminin (İbrahim'e) cevabı ise
" Onu öldürün yahut yakın! " demelerinden ibaret oldu ama Allah onu ateşten
kurtardı. Doğrusu bunda, iman eden bir kavim için ibretler vardır. 25-
(İbrahim onlara) dedi ki: Siz, sırf aranızdaki
dünya hayatına has muhabbet uğruna Allah'ı bırakıp birtakım putlar edindiniz.
Sonra kıyamet günü (geldiğinde) ise
kiminiz kiminizi tanımayacak, kiminiz kiminizi lanetleyecektir. Varacağınız yer
cehennemdir ve hiç yardımcınız da yoktur.
Enbiya 68- Onlar: Bir şey yapacaksanız, şunu
yakın da tanrılarınıza yardım edin, dediler. 69-
Biz: Ey ateş! İbrahim'e karşı serin ve zararsız ol, dedik.
70- Ona düzen
kurmak istediler, fakat biz kendilerini daha fazla hüsrana uğrattık.
1.
Putlara tapmaları
2.
Hz. İbrahim ile tartışmaları
3.
Hz. İbrahim’i öldürmek için birleşmeleri ve tanrılarına yardım
için Hz. İbrahim’i ateşe atmaları
4.
Bütün bu olaylar Nemrutun ( küçük bir sinekle ) gazabına sebep
olmuştur
4) NUH KAVMİNİN YOK OLUŞU
Nuh 5- Nûh dedi ki: Ey Rabbim!
Ben kavmimi gece gündüz davet ettim.
6- Fakat benim çağırmam,
onların sadece kaçmalarını artırdı.
7- Ben onları senin bağışlaman için her davet
ettiğimde, onlar parmaklarını kulaklarına tıkadılar,
elbiselerine büründüler, ısrar ettiler, kibirlendikçe kibirlendiler.
8- Sonra ben onları açık açık
çağırdım. 9- Sonra hem ilan ederek
söyledim onlara, hem gizli gizli.
Nuh 21- Nûh dedi ki: Ey Rabbim! Onlar bana
isyan ettiler; malı ve çocuğu hüsrandan başka bir
şeyini artırmayan kimsenin ardına düştüler.
22- Büyük büyük tuzaklar kurdular.
23- Dediler ki:
Sakın tanrılarınızı bırakmayın, ne Vedd'i, ne Suva'ı ve ne de
Yeğus'u, Yeûk'u ve Nesr'i. 24-
Çok kişiyi yoldan saptırdılar. Sen de o
zalimlerin sadece şaşkınlıklarını artır. 25-
Hatalarından dolayı boğuldular, ateşe
sokuldular, kendilerine Allah'a karşı yardımcılar da bulamadılar.
26- Nuh dedi
ki: Yeryüzünde kâfirlerden bir tek kişi bırakma.
27- Zira sen onları bırakırsan kullarını yoldan çıkarırlar ve
sadece ahlâksız ve kâfir çocuklar doğururlar.
Hud 40- Nihayet emrimiz geldiği ve tennur
(tandır veya geminin kazanı) tutuşup parladığı zaman dedik ki: Erkeği ve dişisi
olan her canlıdan ikişer tane, aleyhlerinde hüküm verilmiş olanların dışında,
aileni ve iman etmiş olanları geminin içine yükle.
Zaten beraberinde iman edenler çok az idi.
41- Nuh dedi ki: Allah'ın adıyla binin
içine. Onun akışı da, duruşu da (O'nun adıyladır). Hiç şüphesiz Rabbim gerçekten
çok bağışlayıcı, çok esirgeyicidir. 42-
Gemi içindekilerle birlikte, dağlar gibi dalgalar arasında akıp gidiyordu.
Nuh ayrı bir yere çekilmiş olan oğluna bağırdı:
Yavrucuğum, gel, bizimle beraber bin!
Kâfirlerle beraber olma! 43- O,
dedi ki: Ben, beni sudan koruyacak bir dağa çıkacağım. Nuh da " Bu gün Allah'ın
merhamet ettiğinden başkasını, Allah'ın bu emrinden koruyacak kimse yoktur. "
dedi. Derken dalga aralarına giriverdi.
O da boğulanlardan oldu. 44- Allah
tarafından denildi ki: Ey yeryüzü suyunu yut! Ey gökyüzü sen de suyunu kes! ve
sular çekildi. Emir yerine gelmiş oldu. Gemi de Cudi dağı üzerine oturdu.
O zalim kavme böylece dünyadan uzak olun denildi.
45- Nuh Rabbine niyaz edip dedi ki: Ey
Rabbim! Oğlum benim ehlimdendi senin vaadin de elbette haktır ve gerçektir. Ve
sen hâkimler hâkimisin. 46- Allah:
Ey Nuh! O kesinlikle senin ehlin (ailen)'den
değildir. Çünkü o salih olmayan bir amelin sahibidir. Hakkında bilgin
olmayan bir şeyi benden isteme! Ben, seni, cahillerden olmaktan sakındırırım.
47- Nuh: Ey Rabbim! Ben bilmediğim bir şeyi
istemiş olmaktan dolayı sana sığınırım. Sen beni bağışlamazsan, bana merhamet
etmezsen ben hüsrana uğrayanlardan olurum. 48-
Ey Nuh! denildi, " Bizden bir selâm sana ve seninle birlikte olanlardan gelecek
ümmetlere, kutluluk dileğiyle gemiden in. İlerde kendilerini birçok nimetten
faydalandıracağımız, sonra da bu yüzden kendilerine tarafımızdan acıklı bir azap
dokunacak nice ümmetler olacaktır."
1.
Hz. Adem’den bir zaman sonra Dicle ve Fırat bölgesinde yaşamış
olan Hz. Nuh’un gece gündüz gizli ve açık tebliğine rağmen parmaklarını
kulaklarına tıkamaları ve iman etmekten kaçınmaları
2.
Kibirlenerek elbiselerine bürünmeleri saptıranlara uyarak
birbirlerine sakın putlarınızı bırakmayın demeleri sel felaketine sebep
olmuştur.
5) AD KAVMİNİN YOK OLUŞU
Araf 70- Dediler ki: Yaaa, demek sen tek
Allah'a kulluk edelim ve atalarımızın taptıklarını bırakalım diye mi (bize) geldin?
Eğer doğrulardan isen bizi tehdit ettiğin (o azabı) bize getir! 71-
(Hud) dedi ki: Artık size Rabbinizden bir azap ve bir hışım inmiştir. Haklarında
Allah'ın hiç bir delil indirmediği, sadece sizin ve
atalarınızın taktığı kuru isimler hususunda benimle tartışıyor musunuz?
Bekleyin öyleyse, şüphesiz ben de sizinle beraber bekleyenlerdenim!
72- Onu ve onunla beraber olanları
rahmetimizle kurtardık ve ayetlerimizi yalanlayıp da
iman etmeyenlerin kökünü kestik.
Hud 60- Hem bu dünyada, hem de kıyamet
gününde bir lânetle izlendiler. Bilin ki, Âd
kavmi, gerçekten Rablerini inkâr ettiler. Yine
bilin ki, Hud'un kavmi olan Âd, defolup gittiler.
Müminun 41- Nitekim Hak tarafından
korkunç bir ses yakalayıverdi onları! Kendilerini hemen
çepeçevre kuşattık. Zalimler topluluğunun
canı cehenneme!
Ankebut 38- Ad ve Semud'u da (helak
ediverdik). Sizin için, (onların başına nelerin geldiği) oturdukları yerlerden
apaçık anlaşılmaktadır. Şeytan onlara yaptıkları işleri güzel gösterip
onları doğru yoldan çıkardı.
Oysa bakıp görebilecek durumdaydılar.
Fussilet 15- Ad kavmine gelince onlar
yeryüzünde büyüklük tasladılar ve bizden daha kuvvetli
kim vardır? dediler. Onlar kendilerini yaratan Allah'ın kendilerinden
daha kuvvetli olduğunu görmediler mi? Onlar bizim
ayetlerimizi bile bile inkâr ediyorlardı.
16- Bu yüzden biz de onlara dünya hayatında rezillik azabını
tattırmak için o uğursuz günlerde dondurucu bir
kasırga gönderdik. Ahiret azabı ise elbette daha çok rezil edicidir.
Onlara yardım da edilmeyecektir.
Ahkaf 24- O azabı, vadilerine doğru yayılan
bir bulut halinde gördükleri zaman: Bu bize yağmur yağdıracak yaygın bir
buluttur, dediler. Hud ise: O sizin acele gelmesini istediğiniz şeydir. O bir
rüzgârdır ki, içerisinde acı bir azap vardır. 25-
O rüzgâr, Rabbinin emri ile her şeyi yıkar mahveder,
dedi. Nihayet helâk oldular ve evlerinden
başka hiçbir şey görünmez oldu. İşte biz günahkâr kavmi böyle
cezalandırırız. 26- Andolsun ki, biz
onlara size vermediğimiz imkânlar vermiştik. Onlara kulaklar, gözler ve kalpler
vermiştik. Fakat kulakları, gözleri ve kalpleri
onlara hiçbir fayda sağlamadı. Çünkü onlar Allah'ın ayetlerini bile
bile inkâr ediyorlardı. Alay etmekte oldukları şey de onları sarıp kuşattı.
Zariyat 41- Ad kavminin helâkinde de bir
ibret vardır. Hani biz onların üzerine köklerini kesecek bir rüzgâr
göndermiştik. 42-
O rüzgâr üzerine uğradığı hiçbir şeyi bırakmıyor,
mutlaka onu kül gibi dağıtıyordu.
Kamer 18- Âd (kavmi) da yalanladı, azabım ve
uyarılarım nasıl oldu? 19- Biz onların
üstüne, uğursuzluğu devam eden bir günde dondurucu bir rüzgâr gönderdik.
20- (O
rüzgâr)
insanları, sökülmüş hurma kütükleri gibi yere
seriyordu. 21- Nasılmış benim azabım
ve uyarım?
Hakka 6- Ad
kavmi ise gürültülü ve azgın bir fırtına ile yok edildiler.
7- Allah o fırtınayı üzerlerine yedi gece
sekiz gündüz musallat etmişti. Öyle ki, o kavmi
içi boş hurma kütükleri gibi oracıkta yere serilmiş halde görürdün.
8- Bak şimdi görebilir misin onlardan bir
kalıntı?
Fecr 6- Görmedin mi Rabbin ne yaptı Ad
kavmine? 7- Sütunlar sahibi İrem'e?
8- Ki ülkeler
içinde onun benzeri yaratılmamıştı. 9-
Vâdide kayaları yontan Semud kavmine? 10-
Kazıklar sahibi (güçlü, kuvvetli) Firavun'a? 11-
Bunlar ülkelerde azmışlardı.
12- Oralarda çok
bozgunculuk yapmışlardı. 13-
Bu yüzden Rabbin onların üstüne azap kamçısı
yağdırdı.
1.
Arap yarım adasında ilk güçlü kavim olup Yemen ve Hadramut
bölgesinde yaşamışlardır.
2.
Hz. Hud peygambere sen atalarımızın yolunu bırakalım diye mi
geldin doğru isen tehdit ettiğin azabı getir demeleri
3.
Allah’ın kendilerinden kuvvetli olduklarını bile bile bizden
kuvvetli yok diyerek büyüklük taslamaları ve bozgunculuk etmeleri
4.
Şiddetli bir rüzgarla boş hurma kütükleri gibi savruldular.
6) SEMUD KAVMİNİN YOK
OLUŞU
Araf 73- Semud kavmine de kardeşleri Salih'i
(gönderdik): Ey kavmim dedi, Allah'a kulluk edin, sizin O'ndan başka bir
ilâhınız yoktur. Size Rabbinizden açık bir delil geldi. İşte şu, Allah'ın
devesi, size bir mucizedir; bırakın onu Allah'ın yeryüzünde yesin (içsin), sakın
ona bir kötülük etmeyin, yoksa sizi acı bir azap yakalar.
74- Düşünün ki
(Allah) Âd'dan sonra sizi hükümdarlar kıldı ve yeryüzünde sizi yerleştirdi,
O'nun düzlüklerinde saraylar yapıyorsunuz, dağlarında evler yontuyorsunuz. Artık
Allah'ın nimetlerini hatırlayın da yeryüzünde fesatçılar olarak karışıklık
çıkarmayın.
75- Kavminden büyüklük taslayan ileri
gelenler, içlerinden zayıf görünen müminlere: Siz, Salih'in, gerçekten Rabbi
tarafından gönderildiğini biliyor musunuz? (Onlar da): (Evet), doğrusu biz
onunla gönderilene inananlarız! dediler. 76-
Büyüklük taslayanlar: Biz, sizin inandığınızı inkâr
edenleriz! dediler. 77- Derken
dişi deveyi boğazladılar ve Rablerinin buyruğundan dışarı çıktılar. " Ey
Salih, eğer hakikaten elçilerdensen, bizi tehdit
ettiğin (o azabı) bize getir! " dediler.
78- Bunun üzerine hemen onları, o sarsıntı yakaladı,
yurtlarında diz üstü çöke kaldılar.
Hud 66- Ne zaman ki, azap emrimiz geldi,
Salih'i ve beraberindeki iman edenleri, tarafımızdan bir rahmet sayesinde
kurtardık, üstelik o günün perişanlığından da kurtardık. Hiç şüphesiz Rabbin
güçlüdür, mutlak üstündür. 67- O zalimleri, korkunç bir gürültü yakalayıverdi de oldukları
yerde çöküp kaldılar. 68-
Sanki orada güzel güzel yaşayıp durmamışlardı.
Bak işte Semud kavmi, gerçekten de Rablerine
küfretmişlerdi. Bak işte nasıl yok olup gittiler.
Hicr 80- Şüphesiz ki, Hicr halkı da
peygamberleri yalanladılar. 81- Biz,
onlara ayetlerimizi vermiştik de onlar, yüz çeviriyorlardı.
82- Onlar, dağlardan emniyetli emniyetli
evler yontuyorlardı. 83- Onları da
sabahleyin korkunç bir çığlık yakaladı. 84-
Kazanmakta oldukları şeyler, onlardan hiçbir zararı
savmadı.
Neml 49- Allah'a and içerek birbirlerine
şöyle dediler: Gece ona ve ailesine baskın yapalım; sonra da velisine, “ Biz o
ailenin yok edilişi sırasında orada değildik, inanın ki doğru söylüyoruz ”
diyelim. 50- Onlar böyle bir tuzak
kurdular, biz de kendileri farkında olmadan onların planlarını altüst ettik.
51- İşte bak!
Tuzaklarının akıbeti nice oldu.
Onları da, kavimlerini de toptan helak ettik.
52- İşte haksızlıkları yüzünden çökmüş
evleri! Bilen bir kavim için elbette bunda bir ibret vardır. 53-
İman edip Allah'a karşı gelmekten sakınanları da kurtardık.
Zariyat 43- Semud kavminin helâkinde de bir
ibret vardır. Hani onlara: Belirli bir süreye kadar dünyadan yararlanıp,
geçinin! denmişti. 44- Onlarsa
Rablerinin emrine karşı büyüklük tasladılar.
Bunun üzerine kendilerini, bakıp
dururlarken yıldırım yakalayıp, çarptı.
45- Artık onlar, ne kendi kendilerine ayağa kalkabildiler, ne de
yardım gördüler.
Kamer 23- Semud oğulları da o uyarıları
yalanladılar. 24- Bizden bir insana mı
uyacağız? O takdirde biz apaçık bir sapıklık ve çılgınlık içine düşmüş oluruz,
dediler. 25-
Zikir, aramızdan ona mı bırakıldı? Hayır, o,
yalancı, küstahın biridir, (dediler). 26-
Yarın onlar, yalancı, küstahın kim olduğunu bilecekler.
27- Biz onlara, kendilerini imtihan etmek
için dişi deveyi göndereceğiz. Onun için sen onları gözet ve sabırlı ol.
28- Onlara suyun aralarında
paylaştırılacağını haber ver; her içene düşen miktar, hazır kılınmıştır.
29- Bunun üzerine arkadaşlarına bağırdılar. O
da (bıçağı) çekerek (deveyi) kesti. 30-
Ama azabım ve uyarılarım nasıl oldu. 31-
Biz onların üzerine tek sayha (korkunç bir ses)
gönderdik; ağılcının topladığı çalı çırpı kırıntıları gibi kırılıp
dökülüverdiler.
Şems 14- Fakat onlar peygamberi yalanlayıp
deveyi kestiler. Rableri de günahlarını başlarına
geçiriverdi de orayı dümdüz etti. 15-
Öyle ya, Allah bu işin sonundan korkacak değil ya.
1.
Medine’nin 180 km kuzeyinde verimli topraklara sahip bulunan
Kura vadisinde ve Suriye yolu üzerinde yaşadılar.
2.
Salih peygamber Allah’a kulluk edin ondan başka ilah yoktur
dediyse de inanmayanlar inananlara siz onun gönderildiğine inanıyor musunuz?
Dediler. İnananlar da evet deyince inanmayanlar gururlanarak inkâr edenleriz
dediler. İnsana mı uyacağız? Diyerek inananlara baskın yaptılar.
3.
Mucize olarak gönderilen deveyi kestiler.
4.
Gerçekten peygamber isen vaat ettiğin azabı getir dediler.
Şiddetli bir sarsıntı ile çalı çırpı gibi kırıntı haline geldiler.