VARLIK
TEORİLERİ VE KUDRETİ İLAHİ
Varlık Probleminde
Doğa filozofları iki sorun üzerinde durdular.
1- Evrenin
ana maddesi tözü ve ilk maddesi özü nedir?
2- Evrende
oluş süreci nasıl meydana geliyor?
Thales: Her
şeyin başı, kökü, ilkesi canlı olan sudur. Her şey sudan türer, yine ona döner.
Anakximandros:
Nicelik bakımından sınırsızlık ve nitelik bakımından da belirsiz bir madde
kütlesidir.
Anaksimenes:
Ana madde havadır. Ruh insanı, hava da evreni tutuyor. Her şey havanın
yoğunlaşması ve gevşemesiyle olur.
Herakleitos:
Ateş (enerjidir) her şeyin temelidir. Tüm karşıtların eridiği birliktir. Her şey
akıyor ve yenileniyor. Bir suda iki kere yıkanamazsınız. Savaş var oluşun
babasıdır. Savaşı, mücadeleyi kaldırırsanız, her şey ortadan kalkar.
Xenophanes:
Her şeyden münezzeh bir tanrıya inanır. Tüm işitici, düşünücü ve düşündüklerini
zahmetsiz yöneticidir.
Parmenides:
Biricik doğru, metafizik bir birliktir o. Kendi içine kapalı, doğmamış ve yok
olmayacaktır. Bilginin amacı bunu düşünmek olmalıdır.
Pythagoras:
Ana madde matematik İlkelerdir (zira sayılar bir başka ruh ve bir başka
adalettir). Müzikte olduğu gibi evrendeki harekette de matematiksel bir uyum
vardır.
Empedokles:
İlk element kavramını kullandı ve bu öğeler; Toprak, su, hava, ateş olup her şey
bunların sevgi ile kaynaşması ve nefretle ayrılmasıyla oluşur.
Anaxagoras:
Görünürde oluşum, öz ve tohumların birleşme ve dağılmasıyla oluşur.
Demokritos:
Ana madde atom olup her şey, atomların hareketiyle oluşur.
VARLIK TEORİLERİ
1- Varlığın olmadığını
savunanlar
a- Nihilizm ( Hiççilik
): Hiç bir şeyin olmadığını veya bilinemeyeceğini savunan görüştür.
Kurucusu Yunan’lı sofistlerden Gorgias’tır. Herkesin aynı şekilde
kavrayabileceği bir varlığın olmadığını savunarak 1-
Var olan bir şey yoktur. 2- Olsa da
bilinemez. 3- Bilinse de başkasına
aktarılamaz demiştir.
b- Taoizm:
Kurucusu M.Ö. VI. yy. Çinli Lao Tse’ dir. Dış dünyada gördüğümüz varlıklar
gerçek değildir. Zira çelişki ve karşıtlıklarla doludur. Bunların ötesinde
aldatıcı olmayan ve bilinemeyen Tao vardır. O da evrenin düzeni ve doğru yoldur.
Fakat bir şey hakkında konuşuluyorsa o Tao olamaz.
2- Realizm ( Varlığın
gerçek olduğunu savunanlar ):
Kurucuları D. Hume, Condıllac, Berkeley’dir.
Zihnimizden bağımsız olarak gerçekliğin var olduğunu savunurlar. Çocuksu
realizmde var olmak, algılanmış olmaktır ama eleştirici realizme göre ise gerçek
varlıklar zihinde olan düşüncelerdir
3- Varlığın ne olduğu
problemi üzerinde duranlar:
Bunları 5 yaklaşımla ele alabiliriz.
1- Varlığı oluş olarak
kabul edenler
a- Herakleitos:
Varlığı, sürekli oluş ve değişme içinde görür. Doğada sürekli bir akış, mücadele
ve savaş vardır. Savaş her şeyin babasıdır. Her şey, zıddının yok olmasıyla var
olur.
b) Whitehead:
Var olan her şey sürekli bir akış ve değişme içindedir. Bu akış ve değişmeyi
oluşturan yaratıcılık ve sürekliliktir.
2- Varlığı idea olarak
görenler:
Platon, Aristo, Farabi ve Hegel idealizmi
kurmuşlardır. Bunlar insan zihninde bağımsız bir düşünce (idea) veya kavram
cinsinden bir varlık veya gerçekliğin olduğuna inanırlar.
a) Platon:
Bu evrende yani fenomenler âleminde gördüğümüz tüm varlıklar gerçek değil sadece
görünüşten ibarettir. Hepside ölümlüdür. Bir de zaman ve mekânın dışında gerçek
olan idealar dünyası vardır ki onu ancak akılla kavrayabiliriz. Bu âlemdeki
varlıklar o ezeli ve ebedi âlemden pay alarak görünürler.
b) Aristoteles:
Gerçekten var olan ideadır yani formdur ve bir şeyi, o şey yapan özdür. Form
maddenin içinde yer alır. Ona şekil vererek yer kaplamasını ve bilinmesini
sağlar.
c) Farabi:
Varlığı ikiye ayırır.
1-
Varlıkları zorunlu olmayıp fakat mümkün olan dünyadaki varlıklar.
2- Zorunlu
varlık Allah’tır, her şeyin nedenidir. Ezeli, ebedidir, maddesi ve sureti
olmayan, her şeye kadir olandır.
d- Hegel:
Varlığı ide veya geist dediği mutlak bir akıl yada zihin olarak görür. Bu da
sürekli değişir ve gelişir. Doğa, varlık, kültür ve uygarlık vs. geistin güçlü
adımı ve gelişme yasası olan karşıtları uzlaştıran diyalektikle olur. Bu da
1- Tez - Fikir 2-
Karşı fikir ve çelişkiler 3- Sentez
aşaması sonunda varlıkta, kültürde, sanatta vs. değişme ve gelişmeler olarak
kendini gösterir.
3) Varlığı yalnız
madde olarak gören materyalizm:
Kurucuları Demokritos, Hobbes, Lamettrie ve
Marks’tır.
a) Demokritos:
Var olan her şeyi atomlara ayırır, diğer varlıklar bu atomların birleşip veya
ayrılmasından oluşurlar ve atomların yaratılmadığını, parçalanıp yok
olmayacağını söyler.
b) Hobbes:
Var olan ve yer kaplayan her şeyi, madde olarak görür. Her şey maddenin şekil
değiştirmesiyle olur, tüm maddelerin ortak yönü harekettir der ve ruhu da
reddeder.
c) Marks:
Savunduğu diyalektik materyalizme göre gerçekten var olan maddedir. Her şey
diyalektik yasalara göre maddenin çelişki, hareket, değişme ve sıçramalarıyla
farklı alanları oluşturur.
4) Varlığı hem madde
hem düşünce olarak kabul eden düalizm:
Kurucusu Descartes’dir.
Kuşku ( Düşünme ) yöntemiyle önce kendi varlığını
kanıtlar. Çünkü her şeyden şüphe etse de şüphe ettiğinden şüphe etmez.
Düşünüyorum, o halde varım sonucunu çıkarır. İnsanın bir zihin, bir de ruh
yapısı olduğunu kabul eder. İçinde bulunan mükemmellik duygusu da Tanrının
varlığına ve onun verdiğine inanarak açıklar. Dekart ayrıca iki tözden bahseder.
Bunlar madde ve ruhtur. Ruhun niteliği düşünme, maddenin de yer kaplamadır, der.
5- Varlığı fenomen
olarak kabul edenler:
Temsilcisi E. Husserl’dir.
Varlık fenomenden ibarettir. Fenomen de görünen
şey veya olay demektir. O gerçek fenomeni görünmeyen, saf bir bilinç olayı
olarak görür. O, zaman ve mekân dışı bir özdür ve kopya vs. değildir. Onu bilinç
belirler. Örneğin bir masanın rengini ve şeklini atarsak, bilinçte kalan masanın
özüdür.
VARLIK
KONUSUNDA KUR’AN’A BAKARSAK
Haşr 24-
O, öyle Allah ki Hâlık’dır;
her şeyi yaratıp takdir edendir,
Bari’dir;
yoktan var edendir, Musavvir’dir;
bütün varlıklara şekil verendir.
Esmaül Hüsna (en güzel isimler) O’nun...
Bütün göklerde ve yerde olanlar, hep O’nu tespih eder.
O, Aziz’dir; her
şeye galip ve her kemale sahiptir, Hâkim’dir;
hikmet sahibidir...
Rahman 7-
Göğü ise yükseltti ve
ölçüyü koydu.
Müminun 84-
(Ey Resulüm, Mekke kâfirlerine) de ki:
Kimin o arz ve ondaki bütün varlıklar, biliyor
musunuz? 85-
Onlar diyecekler ki:
Allah’ındır.
Sen, de ki: O halde düşünüp Allah’ın
kudretini anlamaz mısınız?
86- Yine de ki:
O yedi göğün Rabbi kim? O çok büyük arşın
Rabbi kim? 87-
“Allah’ındır”
diyecekler. De ki:
O halde Allah’tan korkmaz mısınız? (Allah’tan
başkasına nasıl tapınırsınız?) 88-
De ki: Her şeyin
mülkiyet ve hazineleri elinde olan kimdir ki daima O koruyup hükmediyor, kendisi
asla korunmaya muhtaç olmuyor? Eğer biliyorsanız, cevap verin.
89- Yine
“Allah’ındır” diyecekler.
Onlara de ki: O halde nereden
aldatılıyorsunuz (da hakkı inkâr, ediyorsunuz)?
Nahl 20-
(Kâfirlerin) Allah’ ı bırakıp ta taptıkları (putlar)
hiçbir şey yaratamazlar,
çünkü onlar kendileri yaratılmışlardır.
Fatır 41-
Doğrusu gökleri ve yeri zeval bulmaktan
Allah koruyup tutuyor.
Andolsun ki zeval bulurlarsa onları,
O’ndan başka kimse tutamaz. Gerçekten O
Halim’dir; azap için acele etmez, Gafur’dur; çok bağışlayıcıdır.
Enam 165-
… (Allah’ ın) size verdiği şeyler de
imtihan etmek içindir …
Enam 95-
Allah, taneleri ve
çekirdekleri çimlendirip çatlatandır. Ölüden diri çıkarır, diriden ölü çıkaran
da O’dur. (Ölü yumurtadan canlı tavuk ve canlı tavuktan ölü yumurta
gibi). İşte Allah! O halde siz O’ndan (ona iman etmekten) nasıl çevriliyorsunuz?
Hadid 20-
Biliniz ki (Allah’a itaate ve ahiret kazancına sarf
edilmeyen) dünya hayatı bir oyun, bir
eğlence, bir süs, aranızda bir öğünme, mal ve evlâtta bir çoğalıştır
(nihayet hepsi yok olur gider). Bu, bir
yağmurun haline benzer ki onun bitirdiği nebat, çiftçilerin hoşuna gider. Sonra
(yeşil rengi) değişir, bir de onu görürsün sararmıştır. Sonra da çerçöp
olmuştur. ( İşte dünya da böyledir. Kuruyup yok olan bu nebat gibi, bekası
yoktur.) İşte, hayatı bu şekilde olan kimse için ahirette şiddetli bir azap,
müminler için ise Allah’tan bir mağfiret ve bir rıza vardır. (Ahireti
istemeyenler için) dünya hayatı ancak bir aldanış menfaatidir.
Yasin 40-
Ne güneşin aya yetişmesi mümkün olur,
ne de gece gündüzü geçer.
Hepsi (güneş, ay ve yıldızlar
ayrı ayrı) bir felekte yüzerler, devirlerini
tamamlarlar.
Enbiya 33-
Geceyi, gündüzü, güneşi ve ayı yaratan
O’dur. Bunların her
biri kendi dairesinde dolaşmaktadır.
Taha 6-
Bütün gökte olanlar,
bütün arzdakiler, bütün bu ikisinin
arasındakiler ve bütün yerin dibindekiler
hep O’nundur.
Rahman 26-
Yeryüzünde olan her canlı
fanidir.
Not:
Helenistik sonrası Roma’da
Stoacılar:
Tanrı ile evreni bir bütün olarak görüp Panteizmi
ortaya attılar.
Spinoza ve
takipçileri bu fikri devam ettirdiler.
Hâlbuki mana ile madde sentez olmaz. Çünkü Allah
baki, evren ise yukarıdaki ayette belirtildiği gibi fanidir. Ayrıca Panteizm
aşağıdaki ayete de ters düşmektedir. Çünkü
Nahl 17-
Hiç yaratan varlık
yaratmayana benzer mi? hâlâ düşünmeyecek
misiniz?
Mülk 2-
Amelce hanginiz daha güzeldir diye
sizi imtihan etmek için
hem ölümü, hem hayatı icat eden
O’dur. O, Aziz’dir; her şeye galiptir,
Gafur’dur; çok bağışlayandır.
Tekasür 8-
Sonra andolsun o gün (kıyamette)
nimetin şükründen muhakkak sorulacaksınız.
Alınan 50 veya 100 gr. bir malın hesabı alındığı
gibi verilen tüm nimetlerin ve ömrün de hesabı sorulacaktır.
Not: İnsan
aklı varlığı merak etmiş, belli ki onun özünü asırlarca aramışlar. Keşke
varlıkların ve kendilerinin niçin yaratıldıklarını araştırsalardı. Kâinatın,
ilahi sanatın bir vitrini ve kendileri de bu vitrine ve sanata bakma sorumluluğu
duyup iman etselerdi. Bu acıklı tarihi ve felsefi sürece bakıp Kur’an kaynaklı
bir çalışmanın ne kadar gerekli olduğunu bir kez daha görmekteyiz.