KONUYU OKU
ARAŞTIRMALAR (GÜNCEL KONULAR)
33- Varlık Teorileri Ve Kudreti İlahi

VARLIK TEORİLERİ VE KUDRETİ İLAHİ

 

Varlık Probleminde

Doğa filozofları iki sorun üzerinde durdular.

1- Evrenin ana maddesi tözü ve ilk maddesi özü nedir?

2- Evrende oluş süreci nasıl meydana geliyor?

 

Thales: Her şeyin başı, kökü, ilkesi canlı olan sudur. Her şey sudan türer, yine ona döner.

 

Anakximandros: Nicelik bakımından sınırsızlık ve nitelik bakımından da belirsiz bir madde kütlesidir.

 

Anaksimenes: Ana madde havadır. Ruh insanı, hava da evreni tutuyor. Her şey havanın yoğunlaşması ve gevşemesiyle olur.

 

Herakleitos: Ateş (enerjidir) her şeyin temelidir. Tüm karşıtların eridiği birliktir. Her şey akıyor ve yenileniyor. Bir suda iki kere yıkanamazsınız. Savaş var oluşun babasıdır. Savaşı, mücadeleyi kaldırırsanız, her şey ortadan kalkar.

 

Xenophanes: Her şeyden münezzeh bir tanrıya inanır. Tüm işitici, düşünücü ve düşündüklerini zahmetsiz yöneticidir.

 

Parmenides: Biricik doğru, metafizik bir birliktir o. Kendi içine kapalı, doğmamış ve yok olmayacaktır. Bilginin amacı bunu düşünmek olmalıdır.

 

Pythagoras: Ana madde matematik İlkelerdir (zira sayılar bir başka ruh ve bir başka adalettir).  Müzikte olduğu gibi evrendeki harekette de matematiksel bir uyum vardır.

 

 Empedokles: İlk element kavramını kullandı ve bu öğeler; Toprak, su, hava, ateş olup her şey bunların sevgi ile kaynaşması ve nefretle ayrılmasıyla oluşur.

 

Anaxagoras: Görünürde oluşum, öz ve tohumların birleşme ve dağılmasıyla oluşur.

 

Demokritos: Ana madde atom olup her şey, atomların hareketiyle oluşur.

 

 

VARLIK TEORİLERİ

 

1- Varlığın olmadığını savunanlar

a- Nihilizm ( Hiççilik ): Hiç bir şeyin olmadığını veya bilinemeyeceğini savunan görüştür. Kurucusu Yunan’lı sofistlerden Gorgias’tır. Herkesin aynı şekilde kavrayabileceği bir varlığın olmadığını savunarak 1- Var olan bir şey yoktur. 2- Olsa da bilinemez. 3- Bilinse de başkasına aktarılamaz demiştir.

b- Taoizm: Kurucusu M.Ö. VI. yy. Çinli Lao Tse’ dir. Dış dünyada gördüğümüz varlıklar gerçek değildir. Zira çelişki ve karşıtlıklarla doludur. Bunların ötesinde aldatıcı olmayan ve bilinemeyen Tao vardır. O da evrenin düzeni ve doğru yoldur. Fakat bir şey hakkında konuşuluyorsa o Tao olamaz.

 

2- Realizm ( Varlığın gerçek olduğunu savunanlar ):

Kurucuları D. Hume, Condıllac, Berkeley’dir.  Zihnimizden bağımsız olarak gerçekliğin var olduğunu savunurlar. Çocuksu realizmde var olmak, algılanmış olmaktır ama eleştirici realizme göre ise gerçek varlıklar zihinde olan düşüncelerdir

 

3- Varlığın ne olduğu problemi üzerinde duranlar:

Bunları 5 yaklaşımla ele alabiliriz.

 

 

1- Varlığı oluş olarak kabul edenler

a- Herakleitos: Varlığı, sürekli oluş ve değişme içinde görür. Doğada sürekli bir akış, mücadele ve savaş vardır. Savaş her şeyin babasıdır. Her şey, zıddının yok olmasıyla var olur.

b) Whitehead: Var olan her şey sürekli bir akış ve değişme içindedir. Bu akış ve değişmeyi oluşturan yaratıcılık ve sürekliliktir.

 

2- Varlığı idea olarak görenler:

Platon, Aristo, Farabi ve Hegel idealizmi kurmuşlardır. Bunlar insan zihninde bağımsız bir düşünce (idea) veya kavram cinsinden bir varlık veya gerçekliğin olduğuna inanırlar.

a) Platon: Bu evrende yani fenomenler âleminde gördüğümüz tüm varlıklar gerçek değil sadece görünüşten ibarettir. Hepside ölümlüdür. Bir de zaman ve mekânın dışında gerçek olan idealar dünyası vardır ki onu ancak akılla kavrayabiliriz. Bu âlemdeki varlıklar o ezeli ve ebedi âlemden pay alarak görünürler.

b) Aristoteles: Gerçekten var olan ideadır yani formdur ve bir şeyi, o şey yapan özdür. Form maddenin içinde yer alır. Ona şekil vererek yer kaplamasını ve bilinmesini sağlar.

c) Farabi: Varlığı ikiye ayırır.

1- Varlıkları zorunlu olmayıp fakat mümkün olan dünyadaki varlıklar.

2- Zorunlu varlık Allah’tır, her şeyin nedenidir. Ezeli, ebedidir, maddesi ve sureti olmayan, her şeye kadir olandır.

d- Hegel: Varlığı ide veya geist dediği mutlak bir akıl yada zihin olarak görür. Bu da sürekli değişir ve gelişir. Doğa, varlık, kültür ve uygarlık vs. geistin güçlü adımı ve gelişme yasası olan karşıtları uzlaştıran diyalektikle olur. Bu da 1- Tez - Fikir 2- Karşı fikir ve çelişkiler 3- Sentez aşaması sonunda varlıkta, kültürde, sanatta vs. değişme ve gelişmeler olarak kendini gösterir.

 

3) Varlığı yalnız madde olarak gören materyalizm:

Kurucuları Demokritos, Hobbes, Lamettrie ve Marks’tır.

a) Demokritos: Var olan her şeyi atomlara ayırır, diğer varlıklar bu atomların birleşip veya ayrılmasından oluşurlar ve atomların yaratılmadığını, parçalanıp yok olmayacağını söyler.

b) Hobbes: Var olan ve yer kaplayan her şeyi, madde olarak görür. Her şey maddenin şekil değiştirmesiyle olur, tüm maddelerin ortak yönü harekettir der ve ruhu da reddeder.

c) Marks: Savunduğu diyalektik materyalizme göre gerçekten var olan maddedir. Her şey diyalektik yasalara göre maddenin çelişki, hareket, değişme ve sıçramalarıyla farklı alanları oluşturur.

 

4) Varlığı hem madde hem düşünce olarak kabul eden düalizm:

Kurucusu Descartes’dir.

Kuşku ( Düşünme ) yöntemiyle önce kendi varlığını kanıtlar. Çünkü her şeyden şüphe etse de şüphe ettiğinden şüphe etmez. Düşünüyorum, o halde varım sonucunu çıkarır. İnsanın bir zihin, bir de ruh yapısı olduğunu kabul eder. İçinde bulunan mükemmellik duygusu da Tanrının varlığına ve onun verdiğine inanarak açıklar. Dekart ayrıca iki tözden bahseder. Bunlar madde ve ruhtur. Ruhun niteliği düşünme, maddenin de yer kaplamadır, der.

 

5- Varlığı fenomen olarak kabul edenler:

Temsilcisi E. Husserl’dir.

Varlık fenomenden ibarettir. Fenomen de görünen şey veya olay demektir. O gerçek fenomeni görünmeyen, saf bir bilinç olayı olarak görür. O, zaman ve mekân dışı bir özdür ve kopya vs. değildir. Onu bilinç belirler. Örneğin bir masanın rengini ve şeklini atarsak, bilinçte kalan masanın özüdür.

 

VARLIK KONUSUNDA KUR’AN’A BAKARSAK

 

Haşr 24- O, öyle Allah ki Hâlık’dır; her şeyi yaratıp takdir edendir, Bari’dir; yoktan var edendir, Musavvir’dir; bütün varlıklara şekil verendir. Esmaül Hüsna (en güzel isimler) O’nun... Bütün göklerde ve yerde olanlar, hep O’nu tespih eder. O, Aziz’dir; her şeye galip ve her kemale sahiptir, Hâkim’dir; hikmet sahibidir...

 

Rahman 7- Göğü ise yükseltti ve ölçüyü koydu.

 

Müminun 84- (Ey Resulüm, Mekke kâfirlerine) de ki: Kimin o arz ve ondaki bütün varlıklar, biliyor musunuz? 85- Onlar diyecekler ki: Allah’ındır. Sen, de ki: O halde düşünüp Allah’ın kudretini anlamaz mısınız? 86- Yine de ki: O yedi göğün Rabbi kim? O çok büyük arşın Rabbi kim? 87- “Allah’ındır” diyecekler. De ki: O halde Allah’tan korkmaz mısınız? (Allah’tan başkasına nasıl tapınırsınız?) 88- De ki: Her şeyin mülkiyet ve hazineleri elinde olan kimdir ki daima O koruyup hükmediyor, kendisi asla korunmaya muhtaç olmuyor? Eğer biliyorsanız, cevap verin. 89- Yine “Allah’ındır” diyecekler. Onlara de ki: O halde nereden aldatılıyorsunuz (da hakkı inkâr, ediyorsunuz)?

 

Nahl 20- (Kâfirlerin) Allah’ ı bırakıp ta taptıkları (putlar) hiçbir şey yaratamazlar, çünkü onlar kendileri yaratılmışlardır.

 

Fatır 41- Doğrusu gökleri ve yeri zeval bulmaktan Allah koruyup tutuyor. Andolsun ki zeval bulurlarsa onları, O’ndan başka kimse tutamaz. Gerçekten O Halim’dir; azap için acele etmez, Gafur’dur; çok bağışlayıcıdır.

 

Enam 165- (Allah’ ın) size verdiği şeyler de imtihan etmek içindir

 

Enam 95- Allah, taneleri ve çekirdekleri çimlendirip çatlatandır. Ölüden diri çıkarır, diriden ölü çıkaran da O’dur. (Ölü yumurtadan canlı tavuk ve canlı tavuktan ölü yumurta gibi). İşte Allah! O halde siz O’ndan (ona iman etmekten) nasıl çevriliyorsunuz?

 

Hadid 20- Biliniz ki (Allah’a itaate ve ahiret kazancına sarf edilmeyen) dünya hayatı bir oyun, bir eğlence, bir süs, aranızda bir öğünme, mal ve evlâtta bir çoğalıştır (nihayet hepsi yok olur gider). Bu, bir yağmurun haline benzer ki onun bitirdiği nebat, çiftçilerin hoşuna gider. Sonra (yeşil rengi) değişir, bir de onu görürsün sararmıştır. Sonra da çerçöp olmuştur. ( İşte dünya da böyledir. Kuruyup yok olan bu nebat gibi, bekası yoktur.) İşte, hayatı bu şekilde olan kimse için ahirette şiddetli bir azap, müminler için ise Allah’tan bir mağfiret ve bir rıza vardır. (Ahireti istemeyenler için) dünya hayatı ancak bir aldanış menfaatidir.

 

Yasin 40- Ne güneşin aya yetişmesi mümkün olur, ne de gece gündüzü geçer. Hepsi (güneş, ay ve yıldızlar ayrı ayrı) bir felekte yüzerler, devirlerini tamamlarlar.

 

Enbiya 33- Geceyi, gündüzü, güneşi ve ayı yaratan O’dur. Bunların her biri kendi dairesinde dolaşmaktadır.

 

Taha 6- Bütün gökte olanlar, bütün arzdakiler, bütün bu ikisinin arasındakiler ve bütün yerin dibindekiler hep O’nundur.

 

Rahman 26- Yeryüzünde olan her canlı fanidir.

Not: Helenistik sonrası Roma’da

Stoacılar: Tanrı ile evreni bir bütün olarak görüp Panteizmi ortaya attılar.

Spinoza ve takipçileri bu fikri devam ettirdiler.

Hâlbuki mana ile madde sentez olmaz. Çünkü Allah baki, evren ise yukarıdaki ayette belirtildiği gibi fanidir. Ayrıca Panteizm aşağıdaki ayete de ters düşmektedir. Çünkü

 

Nahl 17- Hiç yaratan varlık yaratmayana benzer mi? hâlâ düşünmeyecek misiniz?

 

Mülk 2- Amelce hanginiz daha güzeldir diye sizi imtihan etmek için hem ölümü, hem hayatı icat eden O’dur. O, Aziz’dir; her şeye galiptir, Gafur’dur; çok bağışlayandır.

 

Tekasür 8- Sonra andolsun o gün (kıyamette) nimetin şükründen muhakkak sorulacaksınız.

Alınan 50 veya 100 gr. bir malın hesabı alındığı gibi verilen tüm nimetlerin ve ömrün de hesabı sorulacaktır.

 

Not: İnsan aklı varlığı merak etmiş, belli ki onun özünü asırlarca aramışlar. Keşke varlıkların ve kendilerinin niçin yaratıldıklarını araştırsalardı. Kâinatın, ilahi sanatın bir vitrini ve kendileri de bu vitrine ve sanata bakma sorumluluğu duyup iman etselerdi. Bu acıklı tarihi ve felsefi sürece bakıp Kur’an kaynaklı bir çalışmanın ne kadar gerekli olduğunu bir kez daha görmekteyiz.