KUTLU
ELÇİ VE İLAHİ MESAJI
Enbiya 107-
Seni de (Ey Resulüm) ancak âlemlere rahmet olarak gönderdik.
Kurumuş ovalar için yağmur gibi tüm gönüller için
de Hz. Peygamberimiz gereklidir. Bu davada, kahrolsunlar sloganı olamaz ancak
hidayet ve barış mücadelesi olabilir.
Ankebut 48-
Sen bundan önce (Kur’an’ın nüzulünden evvel inen kitaplardan) hiç bir kitap okur
değildin ve elinle de onu yazmazdın. (Eğer okuryazar olmuş olsaydın), o vakit
müşrikler, (Kur’an’ı başkasından okuyup yazdın ve öğrendin diye) elbette
şüphelenirlerdi.
Ümmi bir insana indirilen, mucize olan Kur’an’ı
Allah’tan başkasından almadığının bir delilidir.
Tevbe 128-
Andolsun, size, içinizden bir Peygamber geldi ki zahmet çekmeniz onu incitir ve
üzer. Size çok düşkündür; müminlere çok merhametlidir, onlara hayır diler.
Her âlim, her önder, her baba bu şefkat dolu ince
ruhla donanmalıdır.
Ahzab 21-
Gerçekten Allah’ı, ahiret gününü arzulayanlar ve Allah’ı çok zikredenler için
size, Allah’ın Resulünde (takip edeceğiniz) pek güzel bir örnek vardır.
Dünya ve ahiret saadeti için her inanan bu örnek davranışlarla
özdeşim kurmalıdır.
HZ. PEYGAMBERİMİZİN ÖRNEK HAYATINDAN KESİTLER
1.
Her erkek ve kadına ilim öğrenmenin farz olduğunu
bildirmiştir,
2.
“Ya âlim, ya öğrenci, ya seven ya da yardım eden olun, sakın
beşincisi olmayın helak olursunuz” buyurmuştur. Ayrıca Kuran’dan bir ayet
öğrenip yaşamanın yüz rekât nafile ibadetten, bir konu öğrenmenin bin rekât
nafile ibadetten hayırlı olduğunu açıklamıştır, Bedir harbinde esirlerden
on çocuğa okuma yazma öğreteni serbest bıraktırmış. Suffa adında bir eğitim
merkezi açıp dört yüz ilim adamı, komutan, vali vs yetiştirmiş veda haccında 124
bin bilinçli insana sorumluluklarını ve insan haklarını belirtmiştir.
3.
Üç kere anneye, dördüncüde babaya saygı ve sevgiyi emretmiş,
bunlar ölünce arkadaşlarına da aynı sevgi, saygı ve ziyaretin sürdürülmesini
istemiştir,
4.
Komşuyu rahatsız etmenin kendisini rahatsız edeceğini,
kendisini rahatsız etmenin de Allah’ı rahatsız edeceğini, ayrıca Cebrail’in
tavsiyesine göre “nerdeyse komşunun komşuya mirasçı olacağını sandığını”
belirtmiştir.
5.
Fiziki ve ruhi temizliğe dikkat edilmesini istemiş, kendisi de
el, yüz, diş, baş ve ayak temizliğine dikkat ederek görünümünü kontrol etmeden
dışarı çıkmamıştır. Sahabesine de “parmak araları kirli, dişleri sararmış ve
ağzı kokar olduğu hallerde yanıma yaklaşmayın” buyurmuştur.
6.
“İnsanları mal ve mülkle memnun edemezsiniz. Ancak güzel ahlak
ve tatlı dille tatmin edebilirsiniz (ve değiştirebilirsiniz)” buyurmuştur.
7.
Çocuk sevgisini cennet kokusuna benzetir. Çocuğunu sevip
koklamayanın kalbinden merhametin alındığını söyleyerek, varsa yanında bulunan
meyveyi en küçük çocuklara verirdi. Enes B. Malik, “Hz. Peygamberin
yanında on yıl hizmet ettim eğitim gördüm, bana bir tokat bile vurmadı”
demiştir.
8.
Hasta ziyareti yapar, elini hastanın anlına koyar, sağlık ve
ömür dilerdi. Ayrıca kuşu ölen bir çocuğa da taziyeye gitti. Yine hasta bir
Yahudi gencin ziyaretine giderek imanla dünyadan göçmesine neden oldu.
9.
İşçi çalıştıranların teri kurumadan haklarının verilmesini,
işçinin hakkını vermeyenlerin hasmı olduğunu ve işçiye yediğinden yedirip
giydiğinden giydirmelerini, yetmiş kere kusur yapsa da bağışlamalarını tavsiye
etmiştir. Özür dileyeni affetmeyenlerin Kevser Havuz’una gelmemelerini
istemiştir.
10.
İnsanlara karşı daima tebessüm eder, tebessüm edilmesini
isterdi. Sert, katı ve zorluk çıkaran, geçinilmeyen insanlarda hayır olmadığını
belirtirdi. Kendisi de ırk ve renk ayrımı yapmaz üstünlüğün yalnız takvada
olduğunu söylerdi. Peygamberlikten önce de insan mal ve canlarını koruyan Hilful
Fudul denen cemiyette bulunmuştur. Peygamberlik döneminde de “bu cemiyet devam
etseydi ayrılmazdım” demiştir. Ayrıca Mekke’yi fetih etmeden gönülleri fetih
ederek savaşsız fetih etmiş, yolda yavrulu köpeklere zarar gelmesin diye nöbetçi
koymuştur. 300 kız çocuğu toprağa canlı olarak gömülmekten kurtarmıştır.
11.
Eşi ve kızı Fatma’ya bir arkadaş gibi davranır. Onlarla fikir
alışverişi yapar. Ev işlerine yardımcı olur. Ayrıca Hz. Ayşe ile de iki defa
koşu yarışı yapmıştır. Her geldiğinde Hz. Fatma’nın alnından öper, yakınlık
gösterirdi. Hz. Fatma’ya “Kızım eşine karşı çok temiz ol, gözüne sürme çek, o
konuşurken gözünü ondan ayırma, o sana baktığında huzur duysun, onun sırrını ve
kusurunu kimseye söyleme” derdi. “Eşiyle şakalaşanlardan Allah’ın razı olacağını
ve rızkının artacağını” belirtirdi.
12.
“Sizin en iyiniz ailesi ile iyi geçinendir. Ben en iyi
geçinenizim, en kötünüz de ailesini dövendir. Ben dövenden davacı olacağım”
derdi.
13.
“İman etmedikçe cennete giremezsiniz, birbirinizi sevmedikçe
de iman etmiş sayılmazsınız. Öyleyse selamı ve sevgiyi yayın” buyurmuştur.
14.
“Biriniz, bir kardeşini Allah için seviyorsa sevdiğini ona
söylesin, o da kendisini sevecektir” buyurmuştur.
15.
Müslümanın müslümandaki haklarına önem vererek
karşılaştıklarında selamlaşmalarını, birbirlerinin davetlerine gitmelerini,
hasta olunca ziyaret etmelerini, nasihat isteyince vermelerini, hapşırınca hemen
hamt ve birbirlerine dua etmelerini, ölünce birbirlerinin cenazesinde
bulunmalarını emrederdi. Yapılan davete sebepsiz gitmemenin günah olduğunu
söyler ve söylediklerinin hepsini önce kendisi yerine getirirdi.
16.
Çarşı Pazar dolaşır; hal hatır sorar, varsa sorunlarını
gidermeye yardımcı olur. Bazen de çevresiyle şakalaşır ve tatlı bir şekilde
ayrılırdı.
17.
“Büyüklere hürmet etmeyen, küçüklere şefkat göstermeyen hakkı
ile bizden olamaz” buyurmuştur.
18.
Ölülerin aleyhinde konuşulmasını istemezdi. “Aleyhte konuşmak
onlara ulaşmaz ama arkadakileri yaralar” derdi.
19.
Savaşta bile kadınlara, çocuklara, ihtiyarlara, hayvanlara
zarar verilmemesini emrederdi.
20.
Allah için birbirini sevenlere kıyamet gününde herkesin
imreneceğini söylerdi.
21.
Vakti gelenlere evlenmesini, evli olanların basit sebeplerle
boşanmamasını yoksa arşın titreyeceğini söylerdi.
22.
Dünya hayatını; sıcak bir günde bir ağıcın altında gölgelenip
sonra yola devam etmeye benzetirdi.
23.
En akıllı ve en zeki insanın kim olduğu sorusuna “ölümü çok
hatırlayan ve ahiret için en iyi hazırlanandır” buyurmuştur.
24.
“Ne kadar yaşarsan yaşa bir gün öleceksin, ne kadar seversen sev
bir gün ayrılacaksın, ne yaparsan yap bir gün sorulacak” buyururdu.