KONUYU OKU
38. ÖLÜMÜN PSİKOLOJİK YÖNÜ
Ölümün Psikolojik Yönü
Mahşer Sahneleri

MAHŞER SAHNELERİ

 

Bu konuda Allah’ ın El-Muid isminden faydalanmalıdır.

1) Zuhruf 11 / 489 - O Allah ki; gökten bir ölçü ile yağmur indirmektedir. İşte biz onunla ölü bir beldeye hayat vermekteyiz. Siz de (ölmüşken kabirlerinizden) böyle çıkarılacaksınız.

 

2) Kamer 7 / 528 - Gözleri zelil ve hakir olarak, yayılmış, çekirgeler gibi kabirlerden çıkacaklar... 8) O davet ediciye boyunlarını uzatıp koşarak, kâfirler; bu çetin bir gündür derler.

 

Kıyamet gününde insanlar;

      a) Gözleri korku içinde zelil bir şekilde kabirlerinden çıkacaklar ve birbirlerinin üzerine düşerek yığılan çekirgeler gibi olacaklar,

      b) Kendilerine yapılan çağrıya doğru boyunlarını uzatarak süratle koşacaklar,

      c) Kâfirler ise bu çok çetin ve şiddetli bir gündür diyeceklerdir.

 

Not: Bu sahne sık sık düşünülmeli, ibadet, ilim ve infakla yaşam anlam kazanmalıdır.

 

3) Rahman 35 / 531 - (Kabirlerinizden çıktığınız zaman) üstünüze saf ateşten bir alevle, bir duman salıverilir ve onlar (sizi mahşere sevk ederler), onları (ateş dumanını) engelleyip kurtulamazsınız.

 

Kabirlerinden çıkanlar engelleyemeyecekleri saf ateşten bir alev ve dumanla mahşere doğru sevk edileceklerdir.

 

4) Kaf 21 / 518 - (O gün) herkes yanında bir sürücü ve bir de şahitle gelir. 22) Bu günden gaflette idin, şimdi senden (gaflet) perdeni açtık, artık bugün gözün keskindir.

 

O gün herkesin yanında bir sevk edici ve bir de şahitlik edecek melek bulunacak ve

a) Senden bütün perdeleri kaldırdık,

b) Bütün gerçekleri görebileceksin,

c) Artık gözün keskindir denecektir.

 

5) Kıyamet 22 / 577 - Yüzler vardır ki o gün ışıl ışıl parlayacaktır 23) Rablerine bakacaklardır (onun Rab sıfatını göreceklerdir) 24) Yüzler de vardır ki o gün buruşacaktır 25) Kendilerinin bel kemiklerini kıran bir felakete uğratılacağını sezecekler.

 

O gün inkârcılar kendilerinin bel kemiklerini kıran bir felakete uğratılacağını sezecekler,

 

6) Taha 108 / 318 - ... (O gün) öyle ki Rahman’ ın azametinden sesler kısılmıştır, artık bir hışırtıdan başka hiçbir şey işitemezsin.

 

O gün öyle acı bir gün ki;

a) Rahman’ ın büyüklüğünden korkup sesler kısılacaktır,

b) Artık korkudan kaynaklanan bir hışırtıdan başka hiçbir şey işitilmeyecektir.

 

7) İsra 14 / 282 - Kitabını oku, bugün sana hesap sorucu olarak kendi nefsin yeter.

 

8) Kehf 49 / 298 - ... Eyvah bize, bu deftere ne olmuş, (günahlarımızdan) küçük-büyük bırakmayıp hepsini toplamış...

 

9) Mürselat 35 / 580 - Bu gün dilleri tutulacağı gündür (inkârcıların) 36) Kendilerine izin verilmez ki özür dilesinler.

 

10) Naziat 34 - 35 / 583 - Fakat o büyük felaket (kıyamet) geldiği vakit o gün insan (iyi veya kötü olarak) ne yaptığını anlayacaktır.

 

11) Fecr 23 / 593 - O gün cehennem getirilir, insan yaptıklarını birer birer hatırlar, fakat hatırlamanın ne faydası var? 24) (İşte o zaman insan): Keşke bu hayatım için bir şeyler yapıp gönderseydim, der.

 

Kıyamet günü;

a) Kitabını oku, sana hesap sorucu olarak kendi nefsin yeter, 

b) O kişi de eyvah bize, bu deftere ne olmuş, günahlarımızdan küçük-büyük bırakmayıp hepsini toplamış derler,

c) Kâfirlerin dilleri tutulur ve izin verilmez ki özür dilesinler,

d) İnsan o gün iyi veya kötü olarak ne yaptığını anlayacaktır,

e) İnkârcılar yaptıklarını birer birer hatırlar ve “ Keşke bu hayatım için bir şeyler yapıp gönderseydim. “ der.

f) Bu sahne sık sık göz önüne getirilip iyi hazırlanmalıdır.

 

12) Hakka 18 / 566 - (Ey insanlar!) O gün (hesap için) huzura alınırsınız da size ait hiçbir sır gizli kalmaz 19) İşte o vakit kitabı sağ eline verilmiş olan kimse der ki: Gelin kitabımı okuyun.

 

Yine o gün;

a) İnsanlar huzura alınır ve hiçbir sır gizli kalmaz,

b) Kitabı sağ eline verilmiş olan kimse sevincinden der ki: “ Gelin kitabımı okuyun ”.

 

13) Hakka 25 / 566 - Kitabı sol eline verilmiş olan ise der ki: Keşke kitabım bana verilmeseydi 26) Hesabımın da ne olduğunu bilmeseydim. 27) Ne olurdu ölüm kati (olaydı) da bir daha dirilmeseydim 28) Malım bana fayda vermedi 29) Bütün saltanatım (varım, yoğum) benden ayrılıp mahvoldu.

 

Yine o gün kitabı sol eline verilenler ise

a) Keşke kitabım bana verilmeseydi,

b) Hesabımın da ne olduğunu bilmeseydim,

c) Ne olurdu ölüm kati (işimi bitirmiş) olaydı da bir daha dirilmeseydim,

d) Malım ve tüm varlığım bana fayda vermedi, üstelik de mahvoldu diye kelime ile ifade edilemeyecek derecede üzülür ama boşuna üzülür.

 

14) Mü’min 16 / 467 - … Allah şöyle buyurur: Bugün mülk (ve hükümranlık) kimindir? (hiç kimse cevap veremez, yine Allah c.c buyurur;) Kahhar (her şeye galip olan, eşsiz ve) tek      Allah’ ındır.

 

O gün Allah;

a)  Bugün mülk ve söz sahibi kim diye sorar?

b) Fakat O’ nun azameti karşısında cevap verecek hiç kimse olmamasından ötürü sadece kendisi cevap verir.

c) Her şeye galip olan, eşsiz ve tek Allah’ ındır buyurur.

 

Not: Gaflete düşmemek için bu hitap anını görür gibi yaşamalıdır. 

 

15) Abese 34 / 585 - Ki o gün, kişinin kaçacağı gündür: Kardeşinden 35) Anasından, babasından 36) Eşinden ve oğullarından. 37) İşte o gün, bunlardan her birinin kendine yetecek kadar işi (ve derdi) vardır.

Not: O günkü iş ve dertten maksat; herkesin nefsini düşünmesinden ve amel defterini incelemesinden ötürü başkasına bakamaz ve onunla ilgilenemez.

 

16) Kıyamet 10 / 576 - O gün insan kaçacak yer neresi diyecektir 11) Hayır, hayır, (kaçıp) sığınacak yer yoktur 12) O gün varıp durulacak yer sadece Rabbinin huzurudur.

 

O gün endişe ve azap içindeki insan;

a) Kaçacak yer neresi der?

b) Ona: “ Kaçıp sığınacak yer yoktur, sığınacak yer sadece Rabbinin huzurudur. “ denir.

 

17) Furkan 12 / 360 - Öyle ki bu ateş onları uzak bir yerden gördüğü vakit onlar bunun galeyan ve homurdanışını işitirler. 13) Elleri boyunların bağlı olarak o ateşin dar bir yerine atıldıkları vakit orada: Ey helak! Neredesin, yetiş diye bağırırlar. 14) Onlara denir ki: Bugün yalnız bir helake bağırmayın, birçok helake çağrın (çünkü size türlü türlü azap vardır).

 

O gün ateş onları gördüğü vakit galeyan ve homurdanışını artıracak;

a) O kâfirler de bunu işitecekler, 

b) Elleri boyunlarına bağlı olarak o ateşin dar bir yerine atıldıkları vakit:“ Ey helak, ey yok oluş neredesin, yetiş. “ diye bağırırlar,

c) Onlara “ Bir kere değil birçok defa bağırsanız da, helak olmayı isteseniz de boşunadır “ denilecektir.

 

18) Enam 27 / 129 - Ateş karşısında durdurulup da şöyle şöyle dedikleri zaman bir görsen: Ah ne olurdu, biz dünyaya geri çevrilsek de Rabbimizin ayetlerini inkâr etmesek, mü’minlerden olsak.

 

İnkâr edenler ateşin karşısında durduklarında;

a) Ah ne olurdu biz dünyaya geri çevrilsek de,

b) Rabbimizin ayetlerini inkâr etmesek, mü’minlerden olsak diyeceklerdir,

c) Bu haberi duyan herkes bu manzarayı görüyor gibi hissetmeli ve tedbir almalıdır.

 

19) Mü’minun 101 / 347 - ... Bugün ne nesep (akraba)  yardımlaşması vardır ne de birbirinin halinden sorabilirler.

 

O gün hiçbir aile ve akraba yardımlaşması ve birbirlerinin halini sorması mümkün değildir. 

 

20) Al- i İmran 91 / 60 - Küfre dalmış ve kâfir olarak ölüp gitmiş kimseler (var ya), bunların her biri kendini kurtarmak için dünya dolusu altın verecek olsa bile asla hiçbirinden kabul olunmaz, bunların hakkı acıklı bir azaptır ve kendilerine yardım edeceklerden de kimse yoktur.

 

Kâfirlerden her biri kendini kurtarmak için dünyada çok az bir parayı bile kıyamazken o gün mahşerde hesap anında;

a) Dünya dolusu altın verecek olsa bile asla kabul olunmayacak,

b) Kendilerine yardım edecek kimse de bulamayacaktır.

 

21) Fatır 37 / 437 - Onlar cehennemde: Rabbimiz! Bizi buradan çıkar, (önce) yaptığımızın yerine iyi işler yapalım diye feryat ederler, (Allah cevaben buyurur): Size düşünecek kimsenin düşüneceği kadar ömür vermedik mi? Size uyarıcı da gelmedi mi? (niçin uyanmadınız?) Şimdi tadın (azabı), zalimlerin yardımcısı yoktur.

 

O gün inkârcılar: “ Bizi cehennemden çıkarın. “ diye feryat ederler, onlara cevap olarak Allah;

a) Size düşünecek kimsenin düşüneceği kadar ömür vermedik mi?

b) Size uyarıcı da gelmedi mi? Buyuracaktır.

c) Öyle ise şimdi yakınmayın, tadın azabı denilecek.

 

22) Yunus 45 / 213 - Allah’ ın onları (dünya ve kabirde) sanki gündüzün bir saatinden başka bir müddet kalmamışlar gibi toplayacağı günü hatırla…

 

İnsanlar o gün azabı görünce dünyada ve kabirde bir saatten fazla kalmamış gibi olurlar.  

 

23) Araf 46 / 155 - (O gün) iki taraf arasında bir sur vardır, A’ râf’ da bunlardan her birini işaretleri ile tanıyan adamlar bulunur, bunlar henüz cennete girmemiş fakat bunu bekleyen kişiler olarak cennet halkına selam diye seslenirler 47) (A’ râf ehli) gözleri cehennemlikler tarafına çevrildiği zaman da: Ey Rabbimiz! Bizi zalimler topluluğu ile beraber yapma derler 48) Yine A’ râf ehli (kafirlerin başlarından kara) simalarıyla tanıdıkları Birtakım adamlara seslenerek çokluğunuz da, büyüklük taslamanız da size hiçbir yarar sağlamadı diyeceklerdir.

 

A’raf ehli;

a) Cennet halkına uzaktan bakar ve onlara “ Selam size “ diye seslenirler,

b) Cehennem tarafına bakar ve “ Ey Rabbimiz! Bizi zalimler topluluğu ile beraber yapma “ derler,

c) Kâfirlerin elebaşlarına da dönerek: “ Çokluğunuz, büyüklük taslamanız da size hiçbir yarar sağlamadı. “ derler.