KONUYU OKU
35. HZ. İSA GERÇEĞİ
Oryantalizm
Oryantalistler Çeşitli Uygulamalarında

C) ORYANTALİSTLER ÇEŞİTLİ UYGULAMALARINDA

 

1) İnsancıl görünümde aslında maharetli bir münafık olarak gizli ve çifte standartlı olarak çalışırlar.

 

2) Basın ve yayınla müslüman’ı her fırsatta gülünç göstermeye, birlik ve beraberliklerini engelleyerek ekonomik ve siyasette kendi yurdunda ellerini kollarını bağlamaya ve yalnızlığa itmeye çalışırlar.

 

3) Tüm insanlığa elçi olarak gönderilmiş Hz. Peygamberimizi sıradan bir insan olarak gösterirler.

 

4) Allah’ ın katında tek din İslam olmasına rağmen din, dil, ırk, renk eşitliği üzerinde durarak sözde evrensel kardeşlik oluşturmaya çalışırken buna karşı müslümanları barbar, pasaklı, kendilerini ise üstün ırk, medeni ve insancıl olarak nitelerler.

 

5) Bilim ve teknikte ulaştığı formülleri vermemek için saklarlar ama şeytanlıktan da geri durmayarak;

a) Gâvur icadı diye teknolojiyi almadılar diye müslümanları suçlar, bununla da yetinmezler,

b) Bakın işte “ İslam sizi geri bıraktı “ diyerek yeni yetişenleri de dinden soğutmaya çalışırlar.

 

6) İslam’ ın bu çağa uymadığını ve cinsellik üzerine kurulu olduğunu savunurlar.

 

7) İran’ da Pers, Mısır’ da Firavun, Türk’ lerde İslam öncesini, Ortadoğu’ da Mezopotamya uygarlığını altın çağlar olarak niteleyerek ilgiyi İslam’ a değil de önceki çağlara çekmeye çalışırlar. Ayrıca Hıristiyanlıkla medeniyeti özdeş gösterirler. Bu medeniyete özellikle Türkleri çekmelidir çünkü Türkiye Orta Asya’ nın anahtarıdır, onların İslam’ a kullandıkları yeteneklerini Hıristiyanlığa da kullandırmalıyız düşüncesindedirler.

 

8) Eski Türk’ lerde de yani Orta Asya’ da kadın çok üstün noktada iken İslam’ ın bu hakkı aldığını, kadınlar batılılaştıkça bu haklarını tekrar elde etmeye başladıklarını savunurlar. Halbuki araştırırlarsa göreceklerdir ki İslam, kızları toprağa gömülmekten, köle olarak satılmaktan, bereket ve bolluk için kurban edilmekten ve pazarlarda, vitrinlerde ve sahnelerde sermaye aracı olmaktan kurtarmıştır.

 

9) Ülkemizde ne zaman bir gelişme başlasa kendileri ve nüfuzu altındaki taraftarlarınca ekonominin rayına taş koyarlar. Yine taraftarları çıkarlarına zarar gelir diye irtica yaygaraları ile;

a) Bir yandan öz sermayeyi yeşil sermaye diye suçlayarak ulusal sanayinin doğmasını engellerler,

b) Mevcut sanayiyi ya kriz çıkararak yada rekabetle iflas ettirerek öz kaynakları barış gönüllüsü adı altında Siyonist ve Haçlı güçlerine kaydırırlar,

c) Diğer yönden dinsel turizm ve yıkılmış kilise inşaatlarıyla ve papaz eğitimleriyle  Roma’ yı diriltmeye,

d) Bunları da az bularak milletin kan ve gözyaşı ile kazandıkları toprakları uluslararası dış yatırımcılara işgal ettirirler.

 

10) Kriz ve afet dönemlerinde insancıllığa bürünürler ve

a) Ekonomik yardım kuruluşları,

b) Arabulucular ve Birleşmiş Milletler,

c) Kültür ataşeleri (mevcut yönetimi zaman zaman dolduruşa getirerek müslümanların üzerine gönderir),

d) Sanatçı,

e) Yazar ve fikir adamları ile sözde insani yardımda bulunma adına, eğitime ve sağlığa katkılarıyla ülkelerin iç işlerine karışırlar.

 

11) Üniversitelerde okuma ve araştırmadan önce ilgiyi cinselliğe, uyuşturucuya, bitmez tükenmez eğlenceye çekerek gençlerin enerjilerini heder ederken manevi değerlere karşı ilgisizlik oluştururlar. Ayrıca;

a) Kültürel anlaşmalar,

b) Misafir eğitimciler,

c) Yabancı okullar,

d) Talebe takasları,

e) Güzellik yarışmaları,

f) Karşı cinsle beraber gezi programları,

g) Eğlence partileri ile kaynaşırlar,

h) Hıristiyan ve Yahudi emeklilerinin gelip yerleşmeleri,

ı) Kıyılarda hayâyı yok eden turizm patlaması,

i) Edebiyat, sanat, ilmi araştırmalar, sanayi ve teknolojiler Batı’ sız olamaz intibaını yerleştirerek, kendilerine hayran ve bağımlı bir nesil oluşturmaya çalışırlar. Aslında bu bir Batılılaşma değil oryantalistleşmedir.

 

12) Uygulamalarında;

a) Fakir İslam ülkelerinde bakım yurtları açıp suç işleyen çocuklara haçı öptürüp affetmeleri,

b) Fakir bölgelere gıda ve ilaçla birlikte İncil dağıtmaları,

c) Müslümanların mezarlıklarının etraflarını çevirip dedelerimiz Hıristiyan’mış desinler diye kapılarına haç takmaları,

 

Not: 11 ve 12. maddelerde görüldüğü gibi hem tavandan hem de tabandan hareketle taraftar devşirdikleri görülür.

 

13) Bazı basın-yayınlarında;

a) 11 ay gizli ve açık İslam düşmanlığı ve müstehcen yayın yaparlar,

b) 1 aylık Ramazan ayında rant sağlamak için nerede ise İslam’ cı basın görünümü verirler.

 

14) Müslüman olmamalarına ve İslam’ ı beğenmemelerine rağmen;

a) Biz de müslümanız diyerek her fırsatta Ezan, Miras, Çok Evlilik, Kadın Hakları, Tesettür, anadilde ve karma ibadet ve dinde reform isteklerini açık oturumlarla istismar ederek gündeme getirirler,

b) Gerçeği savunanların çağa ters düştüklerini ifade etmeye çalışarak toplumu kaosa itmeye çalışırlar.

 

15) Halkı üretmeden çok, tüketmeye yani modernizme ve kendi teknolojilerine bağımlı hale getirmek için sanayi sonrası oluşan post modernizme iterler ki çok renkli, çok sesli, belirsizlikler yumağı olan bu hayat ve modernizm Batı’ nın ekmek kapılarından birisidir.

 

16) Zaman zaman ;

a) İslam oldukça dünya barışı olmaz intibaını yayarlar ve buna karşı ekonomik, siyasi, kültürel birlik ve tedbir oluştururlar,

b) Yenidünya düzeni adı altında müslümanları kontrol altında tutmaya çalışırlar,

c) Kendileri silah gelirlerini kan akıtmaya endekslemelerine rağmen İslam ülkelerindeki savunma amaçlı cihat fikrini bile bir terör ve vahşet olarak gösterirler,

d) İslam önderlerine veya âlimlerine bir kulp takarak onlara halkı güldürerek, iftiralar atarak ve şaibelerle saf dışı ederler,

e) Müslümanları da ancak misyonerlerin medenileştirebileceğini savunurlar.

 

17) Yerli iş birlikçileri ile birçok hayali tehlikeyi örnek göstererek;

a) Halkı korkutur,

b) İşsizliğe iter,

c) Pasaklılığı ve sefaleti artırır,

d) Hazır ki varlıklarını sattırmaya iter,

e) Diğer yönden İslam’ i vakıflara şüphe uyandırırken yabancı vakıflara yer aldırmak suretiyle kanla canla alınan toprakları yabancı güçlere peşkeş çektirirler.

 

18) Pavluscu Hıristiyanlıkla Hümanizmi sentez yaparken İsa’ dan koptuklarını bilmeden;

a) Hıristiyan’ı insancıl,

b) Müslüman’ı ise;

                  a) Kaba ve cahil,

                  b) Aklı düşük,

                  c) Daima yardıma muhtaç biri olarak görürler.

c) Ancak unutulmamalı ki özellikle Afrika’ da güzel yerleri satın alarak hasta ve yoksulları göstermelik yardım ve ilaçlarla destekler göründüler, güya kültür ve dostluk havariliği yaptılar ama sonunda onların incilerini, altınlarını aldılar ve onlara İncillerini verdiler ve bunun sonunda Afrika’ da açlık, susuzluk ve AİDS dramı yaşanmaya başlandı.

 

19) Toplumda sürekli;

a) İçki, kumar, uyuşturucu ve fuhşu yaygınlaştırırlar,

b) Başıboşluğu, anarşi ve intiharı tahrik ederler,

c) İyileri Hıristiyanlaştırmaya, kötüleri ise sürüleştirmeye çalışırlar,

d) Cemaatsiz, ahlaksız, ne olduğu belirsiz bir insan tipini yaygınlaştırırlar.

e) İnançlı kızların mutlu yuva kurmalarını engellemek için onları feminizme iterler.

 

20) Misyonerlerin bazıları namaz da kıldırır fakat “ Âmâ geldi diye yüzünü ekşitti “ ayeti ile başlayan Abese suresini okuyarak güya peygamberi gözden düşürmeye çalışır. Hâlbuki bu uyarı onun peygamber oluşunun bir ispatıdır ama onlar bunun farkında değildirler.

 

21) İbadetlerden;

a) Namaz, oruç, zekât konularını başka işlerle oyalayarak unutturmaya çalışırlar,

b) Haccı ve umreyi de Arap sömürüsü olarak gösterirler,

c) Buna karşı daha pahalı olan Avrupa, Amerika, Uzak Doğu turizmini teşvik ederler.

 

22) Bu bağlamda bazı papazların vasiyetlerinde; Anadolu’ daki müslümanları Orta Asya’ ya, İslam’ ı da Arabistan’ a geri gönderilmesini istedikleri görülür.

 

23) Batı bir haçlı ruhuyla her yönden İslam’ a karşı tedbir almakta iken, bizde de oryantalizmden etkilenerek yetişen aydınlar atalarının ve dedelerinin müslüman olmalarına rağmen kendi konumlarını bilmeden genellikle İslam’ a soğuk bakmakta veya batılılar gibi İslam’ ı tehlike olarak görmektedirler. Böylece birçok İslam ülkesinde batılılaşma adına bilim ve teknik değil de İslam düşmanlığı yayılmış, Türk, Arap, Kürt arasına bir soğukluk ve ayrılık tohumu ekilmiştir.

 

24) Görünüşleriyle, yaklaşımlarıyla;

a) Batı; üstün teknolojiye sahip, muhafazakâr ihtiyar bir Hıristiyan’ı,

b) Yeni oryantalizm merkezi olan Amerika ise kapitalist ve çok çıkarcı genç bir Hıristiyan görüntüsü vermekte ve 21. yy.’ ın Haçlı karargâhını sürdürmektedir. 

 

25) Batı da özellikle İskandinav ülkeleri maddi varlıklarına ve üstün teknolojilerine rağmen intihar ve sapık hareketlerden kurtulup mutlu olamamıştır ki batılılaşma sürecine girenler mutlu olabilsinler.

 

26) İslam ülkeleri genellikle fakir, Hıristiyan ülkeleri ise zengin ön yargısını yayarak, Hıristiyan ülkeleri İslam ülkelerine yardım ettiğine göre Hıristiyanlık doğru İslam ise yanlış yoldadır derler. İslam ülkelerinin yardım almaları acı bir olay ama bu İslam’ ın değil bilakis kendilerini geliştirmeyen müslümanların ve sömüren ve geri bırakan Hıristiyanların ortak bir suçudur. Hâlbuki Allah adalet ve rahman sıfatı gereği her çalışana hakkını vermektedir.

 

Basın-yayın propagandaları ile Batı’ nın hep zengin tarafı gösterilmekte, varoşlardaki cinayetler, kan satarak geçinenler, günlüğünü birkaç meyveye çalışanlar, uyuşturucu alıp en kalabalık caddede gün boyu baygın yatanlar ise hiç gösterilmemektedir. Fakirlik yalnızca İslam ülkelerinde değil ayrıca fakir bırakılan Afrika ve Güney Amerika’ nın da ezici bir çoğunlukla Hıristiyan olduğu unutulmamalıdır.  

 

Sonuç olarak;

 

1) Bir batılı oryantalist fert olarak çok kibar ve medeni biri olabilir ama amaçları bakımından dünyada birçok insanın katledilmesine ve devşirdikleri insanların da ahiretlerini kaybetmelerine sebep olmuşlar ve olmaktadırlar.

 

2) Eski oryantalizm 20. yy.’ ın başında Osmanlı’ yı bitirdiği gibi, yeni oryantalizm de 21. yy.’ ın başında Afganistan ve Irak’ ı bozmuş, yıkmış ve bu gidişle dünya müslümanları uyanmazsa daha nicelerini bozmaya devam edecektir.

 

3) İslam ülkeleri gizli veya açık olarak Batının adeta çiftlikleri oldular. Bu da yetmedi beyin göçünü sağladılar. İslam ülkelerinde camilerden daha çok misyoner merkezi evler oluşturdular. İslam’ a uygun olmayan gayri meşru işlerde ve mesleklerde çalışanları kendilerine çektiler. Sonuç olarak da kendinden ve dininden kaçan bir nesil oluşturdular.

 

4) Yeni oryantalizmin görüntüsüne iyice bakarsak kendi köksüzlüklerine bakmadan bir takım Haçlı senaryolarıyla İslam ülkelerini karıştırıp, sindirip kendi insanlarının da İslam’ a olan ilgilerinin engellenmesi gayreti ile İslam’ ın önünü kesme çabası içinde olduklarını görürüz. Aşağıdaki ayette:

 

İbrahim 26 / 258 - Kötü bir sözün (inkârın) misali ise gövdesi yer seviyesinden koparılmış yerinde duramayan kötü bir ağacın durumu gibidir.  Diye buyrulmaktadır.

 

Kökünden koparılan bir ağaç çürüyerek nasıl çevreyi kirletiyorsa küfürde bulunduğu çevreyi öyle kirletir. Bu bakımdan oryantalistlerin en büyük başarısı kökünden kopardığı topluma örnek verirsek;

a) Bir zamanlar hazinesi altınla dolu olan Osmanlı’ yı içten çürüterek yıktılar ve nesillerini borçlu hale getirdiler,

b) Yetinmediler geçmişle, İslam’ la, komşularıyla ve komşularını da bunlara düşman yaptılar,

c) Zaman zaman provokasyonlar yaparak halkı sürekli diken üzerinde tutulan ve sahildeki kabuklar gibi sallanır hale getirdiler.

d) Büyük şehirlerde kahrolsun İslam diye bağıran figüran bir kitle oluşturdular.

6) Kur’an’ a baktığımızda kâfirlerin bozduktan sonra düzeltmeyeceklerini Allah cc. şöyle açıklamaktadır:

 

Şuara 152 / 372 - Onlar o kimselerdir ki yeryüzünü fesada verirler de düzeltmezler.

Kuzey Afrika, Filistin, Afganistan, Irak, Çeçenistan, Bosna ve Uzak Doğu’ daki zulümler buna örnek olarak yetmektedir. 

 

Ayrıca Bakara 217 / 33 - … Ey mü’minler! Kâfirlerin gücü yetse sizi dininizden döndürünceye kadar sizinle savaşmaktan geri durmazlar…

Ayetiyle de düşmanın ne kadar sinsi bir ideale sahip oldukları da görülmektedir.