KONUYU OKU
15. İLME TEŞVİK
Sanat Ve Estetik

E) SANAT VE ESTETİK

 

1) İçte kaynayan duyguları şiir, yazı, mimari, resim veya musiki ile en güzel ve çok yönlü bir şekilde ifade etme sanatıdır. Bu konuda başarı için Allah’ın El-Bedi isminden faydalanmalıdır.

 

2) Batı’ da insanlar Rönesans’ tan önce iklim şartlarına göre giyinirken Rönesans’la birlikte sanat ve estetik bilinci gelişmiştir. Hâlbuki İslam’ da sanat ve estetik ilk insanın yaratılışı ile beraberdir.            

Çünkü;

 

1) Tin 4 / 596 - Biz insanı en güzel bir biçimde yarattık.

 

2) Araf 31 / 153 - Ey Âdemoğulları! Her namazınızda süslü elbiselerinizi giyin…

 

3) Sanatı ifade etmek için bir hikmet ve derinlik gerekmektedir. Çünkü yoksul, kültürsüz ve mutsuz bir insanın estetik konusunda vereceği bir şey yoktur.

 

4) Estetiğe ulaşmak için bedenin zincirleri olan kötü arzuları kırıp aşmak gerekir ki o zaman ilahi sanatın güzellikleri görülsün. Yoksa müstehcenlik ve benzeri negatif sanat ilahi sınırı çiğnerse bir nevi saldırı olduğu için sanat değil bir anarşi olur.

 

5) Sanat;

      a) Hayatın bir parçasıdır.

      b) Çok sesli ve güçlü bir ifadedir.

      c) Bir hikmeti, bir güzelliği yansıttığı müddetçe değer taşır.

      d) Sanatçı sanatını iman, hayat ve tabiatla yoğurursa bir anlam kazanır.

 

6) Sanatta;

      a) Hayal, sezi, coşku ve ilahi aşk şarttır.

      b) Ahenk, huzur, incelik ve nezaket vardır.

      c) Her şeydeki güzelliği fark etme ve paylaşma vardır.

      d) Aslında evren, kendisindeki taklit edilemeyen ilahi sanatı, mühürü yansıtmakla insan da bu sanatı görmekle sorumludur. 

 

7) Sanatın iç derinliği ile orantı kurup hazzı yaşamak için:

      a) Dinlenmek için suya ve manzaraya ibretle bakmak,

      b) Kuşların ötüşünü ve suların çağlamasını dinlemek,

      c) Rüzgârın esmesi ile zikrini hissetmek ve coşmak,

      d) Nesneye baktığımız zaman onda ilahi sanatın ışımasını görmek bir farklılıktır.

 

8) Sanatla müstehcenliği ayırmak gerekir. Müstehcenlik zorbalık, namazda eskileri seçip giymek bir monotonluk ise en güzelini giymek te bir sanattır. Çünkü sanat: Nimetin görüntülerini hem iç hem dış dünyanın (tabiatın), hem de toplumun gerçekleri yansıtılır.

 

9) Ekonomik ve kültürel bakımdan bazı merhaleler aşılmadan temizlik, sanat ve estetik bilincine ulaşılamaz. Çünkü estetik bilinci olmayan kişi dağları, ovaları, ırmakları güzel göremez.

 

10) Hep ağlayan ve yakınan, aç ve açıkta kalan insandan ne sanat ne de estetik bekleyemeyiz. Çünkü estetik bir gelişmişliğin işaretidir. Örneğin insan önce ihtiyacına göre ev ve elbise alır ama belli bir merhaleden sonra estetik aramaya başlar. O zaman evini ışığa ve rüzgâra göre ayarlayarak güzel bir yere yapar, temiz ve düzenli tutar, çevre ile ahengi düşünür, kardeşliğe, komşuluğa göre ayarlar fakat gelişmemiş insan ise bu estetiği düşünemez.

 

11) Estetik bilinci gelişen insan elbisesinden, seccadesinden tutun Kur’an rahlesine hatta varsa hayvanının semerine kadar sanat ruhuna dikkat eder.

      a) Sosyal hayata bile estetik bir ruhla yaklaşır,

      b) Allah’ ın güzel ve güzelliği sevdiğini bilir,

      c) Her şeyde bir orantı arar ve keşfeder,

      d) Fakirleri düşünüp özdeşim kurar,

      e) Sadakayı gizli verir,

      f) Yüzdeki secde nurunu görür,

      g) Fakiri simasından tanır ve merhametle yaklaşır,

      h) Kullandığı yola çöp atmadığı gibi varsa çöp veya taşı yoldan kaldırır,

      ı) Allah’ ın insanı güzel, semayı da direksiz yarattığını görür,

      i) Hz. Peygamberimizin;

                  a) Ayna olmasa da suya bakıp saç ve elbisesini düzelterek sokağa çıkmasını,

                  b) Oğlu İbrahim’ in mezarını eli ile düzeltmesini,

                  c) Cahil ve pasaklıdan yüz çevirmesini,

                  d) Dış ülkelere gönderdiği elçileri güzel giyinen, güzel konuşanlardan seçmesindeki inceliği düşünür,

      j) Böylece İslam’ ın estetiğe verdiği önemi anlar ve sanatın sanat için değil Allah için yapılması gerektiğini bilir. Çünkü sanat bilinci, iyi ve güzel bir kulluğu gerektirir.

 

12) Estetik bilinci olan bir müslüman toplumda daha etkin olacağından;

      a) Şişman ve kısa boylu ise zarif görünmek için çizgili, uzun boylu ise kareli elbiseyi tercih etmeli,

      b) Kısa boylu ise saçını fazla uzatmamakla, uzun boylu ise saçını biraz uzun bırakmakla gözü tırmalamayan bir görüntüye girmelidir.

      c) Ayrıca güzel giyinmenin değil hakkı kabule yaklaşmamanın bir gurur olduğunu bilmeli,

      d) Peygamberimizi örnek alarak bedenen karın ve göğüs hizasını dengede tutan, zarif ve aktif bir kişi olmaya çalışmalıdır. Aksine şişman ve hantal bir yapıya girmemelidir.

 

13) Toplumda hikmetli bir sanatın yansımaları ise;

      a) Karşılaşınca birbirlerine selam vermek,

      b) Her abdest almada dişleri temizlemek ve Cuma namazına duş yaparak gitmek,

      c) Ezanı güzel sesliye okutmak,

      d) El ve dille kimseye zarar vermemek,

      e) Sakin bir aile hayatı yaşamak,

      f) Haramdan gözü alıkoymak ama eşinin yüzüne sevgi ve şefkatle bakmak,

      g) Evi gazinoya değil de bir mescide, bir okula dönüştürmek,

      h) Müstehcen bir müziğin ruhun mikrobu, zikrin de ruhun gıdası olduğunu görmek,

      ı) Genellikle bataklıklardan değil yıldızların güzelliğinden bahsetmek,

      i) Her şeyde olduğu gibi özellikle mimari de inancını güzelce taşa işlemek,

      j) Tüccarsa hayırlı işler, hasta ise şifa, evlenmiş ise mutluluk, öğrenci ise başarı dilemek,

      k) Kaybolmuş bir malın sahibini aramak, bulunca teslim etmek.

 

14) Heykeltıraşçılığa ve cinselliğe takılıp kalan sözde bir sanat eserine harika derken ilahi güzellikleri görememek ise nankörlük ve negatif bir sanat anlayışıdır.

 

15) Cahili ve emperyalist sanat aslında hayayı eritme aracıdır. Çünkü inananlar için müstehcenliğin ve emperyalizmin olduğu ve insan haklarının çiğnendiği yerde estetik yoktur.

 

16) Eğitim ve öğretim kurumlarındaki açılış ve kapanış günlerindeki eğlence ve çay partileri ve geziler bir namus erozyonu oluşturmakta, toplumsal bunalımlara veya intiharlara zemin hazırlamaktadır.

 

17) Dünya güzel ama kalp dar ise her yer ona dar olur veya dar gelir ama kalp güzel ve güzel bakıyorsa her şey güzel görülür.

 

18) Bir yerde para var ama vahyi bilgi yoksa veya bilgi bakımından fakirlerse orada israf, konfor ve gösteriş vardır ama bilgi ve iman varsa orada sadelik ve güzellik vardır.

 

19) Güzel yaratıldığı için çirkin insan yok kendini güzel gösteremeyen insan vardır. Bu bakımdan insan israfa düşmeden kendini ve eşyalarını bakımlı tutması gerektiği gibi ahlakını da güzelleştirmelidir.

 

20) Güzellik ve güzel şeyler insanı şımartmamalı aksine şükrünü ve nezaketini arttırmalıdır. Ayrıca temizliğe dikkat ederek kirli ve kaba bir görüntüye de girmemelidir. Çünkü İsrail oğullarından birçok insanın temizliğe dikkat etmemeleri nedeniyle eşlerinin ahlaksızlığa kaydığını unutmamalıdır.

 

Sonuç olarak estetik bilinci gelişince her şey daha güzel görülür. Örneğin masmavi gök ve deniz, pırıl pırıl doğan ay ve güneş, gece göğü donatan yıldızlar, yemyeşil ovalar ve ormanlar, rengârenk çiçekler, kelebekler, kuşlar ve balıklar ilahi sanatın bir yansımasıdır. Bu berrak renkler ne kadar güzel görünüyorsa Allah’ın boyası ile boyanan ihlâslı bir müslüman da o kadar güzel görünür.

İlim, İman, ibadet ve dostluklar insanı güzelleştiren manevi boyalardır. Buna karşı inkar, uyuşturucu, stres ve fuhuş ise güzelliği kemiren kurtçuklardır.

 

Sanata Merhum N. Fazıl Kısakürek’ in ifadesi ile yaklaşırsak;

Anladım işi,

Sanat Allah’ ı aramakmış,

Marifet bu,

Gerisi çelik çomak oynamakmış.