KONUYU OKU
3. SORULAR VE VAHİYLE CEVAPLAR
Sorular Ve Vahiyle Cevaplar

SORULAR VE VAHİYLE CEVAPLAR

 

Peygamberimize birtakım sorular soruluyor ve bütün bu sorular diğer olaylardaki gibi hadislerle değil de az veya belli bir müddet sonra gelen ayetlerle cevaplandırılmıştır ki bu sorular ve cevaplar şunlardır:

 

1) Bakara 189 / 28 - Sana yeni doğan aylardan (hilallerden) soruyorlar? De ki: Onlar insanların yapacağı işleri ve hac için vakit ölçüleridir, iyi davranış evlere arkalarından (pencerelerinden) gelmeleriniz değildir, fakat iyi davranış takva sahibi olan kişinin davranışıdır, evlere kapılarından girin ve Allah’ tan korkun ki kurtulasınız.

 

Peygamberimize yeni doğan aylardan soruyorlar, gelen cevapta;

      a) İnsanların yapacağı işler ve hac için vakit ölçüleri olduğu,

      b) Günahlardan sakınmanın ve ilkeli olmanın gereği,

      c) Evlere pencereden veya başka bir yerden değil de kapıdan girilmesi istenirken özel hayata ve ev mahremiyetine saygı istenmektedir.

                  Bu bağlamda;

                  1) Hayatın amacı kullukken başka şeylerle oyalanmak,

                  2) Her şeyi vaktinde yapmak varken ertelemek ve ilkesizlik,

                  3) Takvayı ruhbanlıkla karıştırmak,

                  4) Tebliğle terörü karıştırmak, ifrat ve tefrite kaçmak,

                  5) Cihad adına fitne çıkarmak,

                  6) Tatlı dil varken zorbalık yapmak,

                  7) Üniversitede bilim ve keşifle uğraşılması gerekirken din ve tesettürle savaşmak da bir noktada pencereden girme çabasına benzemektedir ki istenen sonuca götürmez.

 

2) Bakara 217 / 33 - Haram ayda savaşın hükmü nedir diye sana soruyorlar? De ki: O ayda savaş yapmak büyük günahtır, fakat küfür ve inkârla insanları Allah yolundan çevirmek, Mescid-i Haram’ da tavaf ve namazdan alıkoymak, peygamberi ve ashabını Mekke’ den çıkarmak Allah katında daha büyük bir günahtır. Allah’ a ortak koşmak fitnesi Müslümanların haram ayda yaptıkları savaştan da beterdir. Ey mü’minler! Kâfirlerin gücü yetse sizi dininizden döndürünceye kadar sizinle savaşmaktan geri durmazlar. Sizden kim dinden döner de kâfir olarak ölürse bu gibilerin yaptığı iyi işler dünyada da ahirette de boşa gitmiştir ve onlar cehennem ehli olup, orada ebedi olarak kalırlar. 218) Allah’ a ve Resulüne gerçek olarak iman edenler ve vatanlarından hicret edip Allah yolunda savaşanlar (var ya), işte onlar Allah’ ın rahmetini umarlar, Allah pek çok mağfiret ve rahmet edicidir.

 

Haram ayda savaşın hükmünü soruyorlar, gelen cevapta;

      O ayda savaş yapmanın büyük günah olduğu fakat

      a) Küfür ve inkârla insanları Allah yolundan çevirmenin,

      b) Mescid-i Haram’ da tavaf ve namazdan alıkoymanın,

      c) Peygamberi, dostlarını Mekke’ den, müslümanları da yurdundan çıkarmanın Allah katında daha büyük bir günah olduğu,

      d) Hatta kâfirlerin gücü yetse müslümanları dininden döndürünceye kadar savaşacakları,

      e) Ayrıca Allah’ a ortak koşmanın haram ayda yapılan savaştan daha beter olmasından ötürü bu sayılanların görülmesi durumunda haram aylarda da savaşın yapılabileceği hatırlatılmaktadır.   

      f) Bu doğrultuda olaylara yaklaşıp iman edip gerektiğinde hicret, gerektiğinde Allah yolunda savaşanların Allah’ ın rahmetini umabilecekleri bildirilmektedir. 

 

3) Bakara 219 / 33 - Sana şarabı ve kumarı soruyorlar? De ki: Bunlarda büyük bir günah ve insanlar için bazı faydalar vardır, ikisinin de günahı faydasından daha büyüktür…

 

Şarabı ve kumarı soruyorlar, gelen cevapta;

      a) Büyük bir günahın yanında bazı faydalarının olduğu,

      b) Fakat günahının ve zararının daha fazla olduğu bildirilmektedir.

      c) İnce düşünceli insanlar bu ayet gelince derhal içki ve kumarı bırakmışlardır.

 

4) Bakara 219 / 33 - …Sana neyi nafaka (infak) olarak vereceklerini soruyorlar? De ki: İhtiyaç fazlasını, Allah size ayetlerini böyle açıklıyor ki düşünesiniz.

 

Neyi infak olarak vereceklerini soruyorlar, gelen cevapta;

İhtiyaç fazlasının verilmesi bildiriliyor. 

 

Not: İsrafa ve lükse kaçmadan zorunlu ihtiyaçlar karşılanacak geri kalan da Allah yolunda infak edilecektir.

 

5) Bakara 215 / 32 - Ey Resulüm! Sana (Allah yolunda) neyi (kime) vereceklerini soruyorlar? De ki: Maldan vereceğiniz şey ana-babanın, akrabanın, yetimlerin, yoksulların ve yolcunundur, hayır olarak daha her ne yaparsanız, cenabı Allah onu bilir ve mükâfatını verir.

 

Allah yolunda maldan verilecek şeyin kime verileceğini soruyorlar, gelen cevapta;

      a) Ana-babanın,

      b) Akrabanın,

      c) Yetimlerin,

      d) Yoksulların,

      e) Yolcuların hakkı olduğu bildiriliyor.

 

Bu emirler yerine getirildikçe bağlar daha da güçlenmekte yoksa bağların koptuğu görülmektedir.

 

6) Bakara 220 / 33 - Dünya ve ahiret işlerinde (düşünesiniz de dünyanın fani, ahiretin baki olduğunu anlayarak ona göre hareket edesiniz), sana yetimleri soruyorlar? De ki: Onların işlerini düzeltmek daha hayırlıdır, onlarla birlikte yaşar (ve daha yararlı olacak şekilde onların malını kendi malınıza katar) sanız, artık onlar sizin için kardeşlerinizdir. Allah işleri bozan ile düzelteni bilir, eğer Allah dileseydi elbette sizi sıkıntı ve meşakkate sokardı. Kuşkusuz Allah güçlüdür, hikmet sahibidir.

 

Yetimlerin durumunu soruyorlar, gelen cevapta;

      a) Onların işlerini düzeltmenin daha hayırlı olduğu,

      b) Onlarla birlikte yaşanması,

      c) Onların malı ile kendi mallarını birleştirmesi ile kardeş olunacağı,

      d) Bu işteki samimiyeti de Allah’ ın bildiği,

      e) Samimiyet olmazsa Allah’ ın sıkıntı ve meşakkat vereceği hatırlatılmaktadır. 

 

7) Bakara 222 / 34 - Sana kadınların ay halini soruyorlar? De ki: O bir eziyettir, aybaşı halinde kadınlardan uzak durun (yani) temizlenmelerine kadar onlara (cinsel anlamda) yaklaşmayın, temizlendiklerinde Allah’ ın size emrettiği yerden onlara gidin, şüphesiz Allah tevbe edenleri sever, temizlenenleri de sever.

 

Kadınların ay halini soruyorlar, gelen cevapta;

      a) Bunun bir eziyet olduğu,

      b) Temizlenmelerine kadar onlara (cinsel anlamda) yaklaşılmaması,

      c) Temizlendikten sonra Allah’ ın emrettiği şekilde yaklaşılması emredilmektedir. 

 

8) Maide 4 / 106 - Kendilerine neyin helal kılındığını soruyorlar? De ki: İyi ve temiz şeyler size helal kılınmıştır, Allah’ ın size öğrettiklerini öğreterek, av hayvanı olarak yetiştirdiklerinize gelince bunların sizin için yakaladıklarından yiyin ve üzerine Allah’ ın adını anın, Allah’ tan korkun, kuşkusuz Allah’ ın hesaba çekmesi çok çabuktur.

 

Neyin helal kılındığını soruyorlar, gelen cevapta;

      a) İyi ve temiz şeylerin,

      b) Şartlandırarak eğitilmiş av hayvanların tutup getirdiklerine besmele çekilerek kesilmeleri ve yenilmeleri bildirilmektedir.

 

9) Enfal 1 / 176 - Sana ganimetleri soruyorlar? De ki: Ganimetler Allah ve Resulüne aittir, o halde gerçekten inanmış kişiler iseniz Allah’ tan korkun, aranızı düzeltin, Allah ve Resulüne itaat edin.

 

Ganimetlerin durumunu soruyorlar, gelen cevapta ve ayrıca Enfal 41 / 181 de ganimetlerin beşte biri;

 

İlmin ve İslam’ ın yayılması ve mustazafların ihtiyaçlarının giderilmesi için Allah ve Resulüne ait olduğu bildirilmektedir.

 

10) İsra 85 / 289 - Sana ruhu soruyorlar? De ki: Ruh (Cebrail) Rabbimin emrindedir, size ondan ancak az bir bilgi verilmiştir.

 

Ruhu ( Cebrail’ i ) soruyorlar, gelen cevapta;

      a) Cebrail ve hem de canlıların ruhunun Allah’ ın emrinde olduğu,

      b) Ve bu konu hakkında az bir bilgi verildiği bildiriliyor.

 

11) Kehf 83 / 301 - Sana Zulkarneyn hakkında soru soruyorlar? De ki: Onunla ilgili size bir haber söyleyeceğim 84) Gerçek şu ki biz onu yeryüzünde güçlü kıldık, ona (ulaşmak istediği) her şey için bir yol verdik.

 

Zulkarneyn hakkında soru soruyorlar, gelen cevapta;

      a) Yeryüzünde güçlü kılındığı,

      b) Ulaşmak istediği her şey için de imkân verildiği bildiriliyor.

 

12) Taha 105 / 318 - Sana (o gün - kıyamette) dağlar ne olacak diye soruyorlar? De ki: Rabbim onları ufalayıp savuracak 106) Onları boş, dümdüz bir yer halinde bırakacaktır 107) Onlarda ne bir iniş ne de bir yokuş görebileceksin.

 

Kıyamet esnasında dağların durumunu soruyorlar, gelen cevapta;

      a) Ufalanıp savrulacakları, 

      b) Her yerin dümdüz olacağı, 

      c) İniş ve çıkışın görülmeyeceği bildiriliyor.

 

13) Naziat 42 / 583 - Sana o saati (kıyameti) soruyorlar? Ne zaman gelip çatacak diye? 43) Onunla ilgili bilgi vermekten yana sende ne var ki? 44) En sonunda o (ve onunla ilgili bilgi) Rabbine aittir.

 

14) Ahzab 63 / 426 - İnsanlar sana (yine) kıyameti soruyorlar? De ki: Onun ilmi ancak Allah katındadır. Ne bilirsin belki de kıyamet yakında olacaktır.

 

15) Araf 187 / 173 - Sana (ısrarla) kıyameti soruyorlar? Ne zaman gelip çatacak diye? De ki: Onu bilmek ancak Rabbimin katındadır, onu tam vaktinde ancak Allah ortaya çıkaracaktır, o göklere ve yere ağır gelmiştir (o kıyamet öyle büyük bir meseledir ki, göklerde ve yerde ona tahammül edecek hiç kimse yoktur), o size ancak ansızın gelir, sanki sen onu biliyormuşsun gibi sana soruyorlar? De ki: Onu bilmek ancak Allah’ a aittir, fakat insanların çoğu bilmezler. 188) De ki: Allah’ ın dilemesi dışında ben kendim için yarardan ve zarardan (hiçbir şeye) malik değilim. Eğer gaybi bilseydim muhakkak hayırdan yaptıklarımı arttırırdım ve bana bir kötülük dokunmazdı. Ben iman eden bir topluluk için bir uyarıcı ve bir müjde vericiden başkası değilim.

 

Üç ayrı zamanda kıyamet saatini soruyorlar, gelen cevaplarda;

      a) Onunla ilgili bilginin yalnız Allah katında olduğu,

      b) Ansızın geleceği bildiriliyor. 

c) Bir de Hz. Peygamberimize Allah bildirmedikçe gaybı bilmediği, Allah dilemedikçe fayda ve zarara muktedir olmadığı bildirilmektedir.

 

PEYGAMBERİMİZE SORULAN SORULAR NELERDİR? SORUSUNA

BU AYETLER IŞIĞINDA CEVAPLAR

 

1) Yeni doğan ayların durumu,

2) Haram ayda savaşın hükmü,

3) Şarap ve kumarın hükmü,

4) Neyin infak olarak verileceği,

5) Maldan verilecek şeyin kimlere verileceği,

6) Yetimlerin durumu,

7) Kadınların ay hali,

8) Neyin helal kılındığı,

9) Ganimetlerin durumu,

10) Ruhun ( Cebrail’ i ) durumu,

11) Zulkarneyn’ in durumu,

12) Kıyamet anında dağların durumu,

13) 3 kere kıyametin saati sorulmuştur.

 

Bütün bu sorulara karşı;

      a) Ümmi bir peygamberin vahiy gelmeden cevap verememesi,

      b) Gaybı Allah’ ın bildirdiği kadar bilmesi,

      c) Ancak sorulan soruları “ De ki “ diye başlayarak Allah tarafından gönderilen vahyi bilgiyle cevaplandırılabilmesi,

      d) Derin düşünenler için Kur’an ve peygamberin bir kez daha hak olduğunu göstermektedir.