KONUYU OKU
41. ÇOCUK EĞİTİMİ
Çocuk Ve Yetişkin Eğitiminde Sevginin Yeri

C) ÇOCUK VE YETİŞKİN EĞİTİMİNDE SEVGİNİN YERİ

 

Bu konuda Allah'ın El-Vahhab ve El-Vedüd isimlerinden faydalanmalıdır.

1) Sevgi;

a) Her konu gibi sevgi de eğitim gerektiren bir alandır. 

İnsan için adeta bir su, bir hava, bir ekmek, bir ilaç, bir gölge, bir para, bir elbise, bir ışık gibi ihtiyaçtır.

b) Bilgi ve bilinç arttıkça sevgi de artar.

c) Sevgi iş birliğini, iş birliği de sevgiyi besler. Çünkü sevgi mıknatıs gibi çekicidir.

d) Koşulsuz seven bir annenin sevgisi gibi olmalıdır.

e) İnsana santral gibi enerji ve pınar gibi iç zenginliği sağlar.

f) İnsanı hem maddeten hem de manen kuvvetlendirir ve hastalara birer şifa sebebi iken üzüntü ise adeta bir salyangoz gibi kemiricidir.

g) Sevgi insanı değiştiren bir güçtür, çünkü demir ısınarak, insan severek değişebilir. Sevgisiz bir eğitim ve öğretimde değişme ve gelişme olmaz. Hatta bu sevgi gücü hiçbir mağlubiyeti kabul etmeyen kahramanları bile kendine köle eder.

h) Dengeli oldukça sevgiyi arttırır, ölçüsüz oldukça usandırır.

ı) Genellikle disiplinli ve üretken insanlarda sevgi bilinci daha fazladır.

i) Sevginin rolü anne babanın karşılık beklemeden vermesi gibi vermektir.

j) Sevgi barışı, barış da sevgiyi besler. Çünkü sevgi nice kalpleri açan altın bir anahtardır.

k) Sevgi hep inşa eder, nefret ise deprem gibi yıkıcıdır.

l) Sevgi daima hedefe, nefret ise kavgaya götürür.

m) Olur olmaz bahanelerle sevgi bombalanmamalıdır.

n) Sevgiyi bir çocuk, bir filiz, bir kelebek, bir kuş vs. gibi korumalıdır çünkü sevgi örselenmeye gelmez ayrıca sevgi iki ruhun karşılıklı olarak birbirini anlaması ve yoğrulmasıdır.

o) Sevgi öyle bir şey ki köre gördürüyor, sağıra işittiriyor, bir anda insanı değiştiriyor, zalimi bile koruyucu yapmaya ve inkâr edeni bir anda secde yapmaya koşturabiliyor.

ö) Bir çocuğun anneye, bir çölün suya ihtiyacı kadar, insanların da sevgiye ihtiyacı vardır. Çocuğu, tek bir acı hatıra bırakmadan hep bu sevgi hatıraları ile büyütmeli.

p) En güçlü insan kasları gelişmiş olan değil her isteğini sevgi ile yaptırabilendir.

r) Sevilen ağaç çok meyve veriyor, sevilen inek çok süt veriyor, sevilen insan da başarılı ve mutlu oluyor. Deve bile sahibini sevince çöllere katlanıyor yoksa yüzüne tükürüyor.

s) Sevgiyi para ve servet kazanır gibi kazanmak için fedakârlık gerekir.

ş) Dayak terbiyeliyi terbiyesiz, terbiyesizi arsız yaparken sevgi her hastaya ilaç, haylaza öğüt, yolcuya ışık ve enerji olabilir.

t) Sevgide mantık vardır. Bu mantıklı sevgi iyilikleri görür ve özümler, zikzak çizmeden kararlı hüküm verir ve bu tavır ölünceye kadar devam eder. Aşkta ise mantık yoktur çünkü bir gün gülse de diğer gün incitebilir.

u) Ünlü ressam Dalukrau: "Biz romantik olduktan sonra dağlar daha güzel göründü demiştir. Sevgi de böyledir. Kim insanları severse onları daha güzel görür.

ü) Sevgi tohum gibi çimlenen, büyüyen, meyve veren bir ağaca benzer ki bunun için sevgi korunmalıdır.

v) Hadislerden anladığımıza göre kalp bile kendine iyilik yapanı ve Allah için seveni seviyor, iman bile mü'minlerin birbirlerini sevmesiyle tamamlanıyor.

y) Çünkü sevgi dayatmacı değil uzlaşmacı bir eğitim gerektirmektedir.

 

2) Sevme;

a) Bir sanattır.

b) Sevme için ilgi, derinlik, sağlıklı düşünme, sezgi ve duyarlılık gerekir.

c) Sevme vermek, gerekirse ölmektir.

d) Güzel görenler ve güzel hissedenler sever ve sevgi paylaşıldıkça çoğalır.

e) Sevme tavrını hem davranışla hem de sözle korkmadan haykırmalıdır. Çünkü sevgi varlığını göstermeye sevgisizlikte yok olmaya doğru bir yolcuktur.

 

3) Seven insanların özellikleri;

a) Önce Rabbini sever ve mutlu olur ve bu sevgi ile yaratılanları sever,

b) Kendini sevimli kılar, çünkü başarılı, cömert, fedakâr ve hayırseverdir,

c) Gerekli insanları arar veya tatlı su gibi kendisi de aranır,

d) Çevresini kaynaştırır ve mutlu etmeye çalışır,

e) İnsanları önceden beri kullandığı biraz eski ayakkabı ve elbise gibi rahat ettirir,

f) Hoş olmayan bir olayda suçu önce kendinde arar, kimseyi zan altında bırakmaz,

g) Bilgisi arttıkça mütevazılığı da artar, nezaketi ile çevresindeki insanları kendine dost etmese de hiç olmazsa düşman etmez.

h) İlişkilerinde hatadan kaçınır, karşısındakini değersiz ve tedirgin etmez,

ı) Özü sözü bir olup, sohbetinden de zevk duyulur,

i) Sevgi rayından ayrılmaz,

j) Sürpriz iyiliklerle daima kalplere sevinç katar,

k) Her aç ile açlık, her dertli ile dert çeken,

l) Her üşüyenle adeta üşüyen yüksek ruhlu bir insandır,

 

4) Sevmeyen insanların bazı özellikleri;

a) Karamsar, kararsız ve mutsuzdur,

b) Güzel göremez, güzel düşünemez çünkü komplekslidir,

c) İnsanların kusurunu arar ve varsa sevgisi bile menfaate endekslidir,

d) Olaylara yarı sağır gibi yaklaşır ve şaşı bakar,

e) En kalabalık ortamda bile yalnızlık çeker,

f) Çevresince sevilmediğini zannettiği için yorgun, hırçın, saldırgan, mutsuz ve küstahtır,

g) Kimseyi aramaz, kendisi de aranmaz ve kimseye de faydası yoktur,

h) Bu insanlar tıpkı bulaşıcı hastalıklar gibi mutsuzluk dağıtırlar,

ı) Sahte sevgilerin de ağrı kesiciler gibi etkisi geçicidir,

i) Hayatın bir kanunu gibi insanda empatik bir yapı vardır. Örneğin ilk görüşte bazı istisnalar hariç kim kimi sevmişse, araştırın o da onu sevmiştir, kim de kimden nefret ediyorsa araştırın onun da onu sevmediğini görebilirsiniz,

j) Bir türlü değişmeyen cahil ve sevgisiz insanlar cahil ve sevgisiz bir insan yetiştireceğinden dolayı ona hiçbir çocuğu aslında teslim etmemelidir.

 

            5) Sevginin önündeki bir başka engeller de her söz ve davranışı kanun gibi zorlayan karizmatik yaklaşımlar ve genellikle işleri başarısızlıkla sonuçlandıran şartlı sevgidir.

 

            6) Sadakatsizlik ve çözülme sevgi eksikliğinden kaynaklanır. Bu nedenle;

a) Eşler birbirine sadık olmalıdır, çünkü sadakati ispat; kalbe giden yollardan biridir.

b) Sadakat bozulursa sevgi yara alır,

c) Sevgi azalınca merhamet de azalır ki bu da bir deprem demektir,

d) Merhamet azalınca da çocuklar sokağa düşerler.

 

            7) Sevgi ve uygarlık daima barışa katkı yapar ki;

a) İslam' daki infak veya veren el olma ideali bir merhamet ve gözyaşını durdurma medeniyeti oluşturmuştur.

b) Kurban eti dağıtmada, zekât ve sadaka vermede hep sevginin bir izi vardır.

c) Zekât vermek sevmekle orantılıdır,

d) Zekât yoksa toplumda sevgi de yoktur artık burada kargaşa ve bunalımlar var demektir.

 

            8) Sevgi de yansımalar;

a) Nimetler verdiği için Allah' ı,        

b) Elçi ve yol gösterici olduğu için peygamberi,

c)  Kol ve kanat geren dostları,

d) Hizmet eden mazlumları,

e) Bakılmaya muhtaç hastaları,

f) Şefkate muhtaç çocukları sevmek bir görevdir.

 

            9) Sevgi paylaşımı yaparken;

a) Şirke düşmeden yapılmalıdır.

b) Allah' ın, peygamberin, insanların, dostların, eşin ve çocukların sevgileri birbirine karıştırmamalıdır.

c) Anne-baba ile eş ve çocukların sevgisi çatışırsa aile bunalımları başlar. Ancak     Allah' ın ve mü'minlerin düşmanları sevilirse bunalım daha da artar.

d) Denge kurulmazsa insanlar aynı evde yaşasalar da birbirlerinden çok uzaktırlar.

Sonuç olarak şartsız sevgi ile yaklaşım bir gelişmişliğin işaretidir. Sevgi çocuğa güven verir, sevilen çocukta sorumluluk gelişir, azmi artar, kimliği gelişir, mutluluğu artar, gerekeni yapar, ciddiyet kazanır, suçu karşıda aramaz, iletişimi kesmez, yardımlaşma ve destek görür, görgü ve nezaket kazanır vs. Demek ki, sevgi; saygıyı doğuruyor, sevgi ve merhamet görmeyen genellikle saygısızlıkla tepki gösteriyor.

Çocuklar ülkelerin çiçekleri ve gelecekleridir. Bu bakımdan sevenler dağları bile aşarken sevmeyenler ise düz yolda şaşarlar. Bu nedenle sevgiye bağ ve bahçe gibi bakmalı ve korumalıdır. Ayrıca sevgiyi kemirecek zararlı varlıkların yuva yapmasına da fırsat vermemelidir.

Stres bir çöl ise sevgi bu çölde su ve gölgedir, örneğin kuşları seversen ötüşleri, ağaçları seversen gölgeleri, suları seversen şırıltıları sizlere manevi bir musiki olurlar. Çünkü sevgi insanda bir iç zenginliği oluşturur ki bunun da insan sağlığına enerji sağlayarak erken yıpranmayı ve yaşlanmayı engelleyeceği unutulmamalıdır. Ayrıca bir ekmek bir çocuğu bir kere doyursa da sevgi ve takdir belki bir ömür boyu besler. Çünkü duygusal yaklaşımlar beynin sağ tarafını etkilediği için uzun sürelidir.