KONUYU OKU
34. İSRAİL OĞULLARINDAN BERİ YAHUDİLERDE GÖRÜLEN SOSYAL VE PSİKOLOJİK YÖNLER
Yahudilik Zihniyetinin Arka Planı

YAHUDİLİK ZİHNİYETİNİN ARKA PLANI

 

Yahudiler; yalnız İshak oğulları olarak bilinse de yapay olarak Yahudiler sadece İsrail oğullarından değil Yahudileşme temayülü olan dünyanın her milletinden olabilir.

 

Örneğin; bazı peygamberleri ve bazı ayetleri kabul, bazılarını da reddederek keyif ve zevklerine göre inanmak ve yaşamak bir Yahudileşme temayülüdür.

 

1) Yahudi, Bakara 83. ayetinde belirtildiği gibi Allah’a söz verip sonra sözlerinden döndükleri için bu isimle anılmışlardır.

 

2) Ama tarih boyunca hahamları ve öncüleri yüzünden istikrarsız bir hayat yaşayıp çoğunlukla peygamberlerle savaşmışlar fakat pek azı iman etmiş veya edecektir.

 

3) Dünya tutkuları ve hâkimiyet istekleri tahrif edilmiş Tevrat yorumları ile hurafe idealleri için gizli işlere itilmişlerdir. Bu nedenle Mısır‘ dan, Roma’ dan ve İspanya’ dan kovulmuşlar, Nazi yönetimince de katliama tabi tutulduklarını iddia etmektedirler.

 

4) Bu tarihi olayları şeytan ve nefislerinin koalisyonu ile üstünlük, hâkimiyet ve intikam duygularını kamçılayarak protokollerine göre,

a) Önce İsrail Devletini kurmalı,

b) Sonra da Hz. İbrahim’ in dolaştığı yerler olan Nil’ den Fırat’ a kadar olan bölgeyi vaat edilen topraklar olarak saymalı ve buraları ele geçirmeli,

c) Sonra da dünya hâkimiyeti ideali gerçekleştirmelidir.

d) Bu hedeflerin gerçekleşmesine engel gördükleri herkesi de düşman ilan etmişlerdir.

 

5) Bu idealleri için uluslar arası düzeyde;

a) İlluminati,

b) Bilderberg,

c) Rotary,

d) Lions,

e) Yükseliş ve benzeri birçok dernekler kurmuşlardır.

 

6) Bu dernekler aracılığıyla özellikle İngiltere ve Amerika’dan başlayıp Uzak Doğu’ ya kadar birçok ülkeyi nüfuzları alanına almayı başarmışlardır. Bu ülkelerde halkın değil bu dernek ve lobilerin isteği ön plana geçmiştir.

 

7) İsrail’ in çevresindeki ülkeler tarihi kin ve diyalog kopukluğu nedeniyle İsrail’ i tanımamışlar ve zaman zaman sınır çatışmaları ve savaşlar yapmışlardır. Bu durum da İsrail’ e güç katmış ve bazı İslam ülkeleri malubiyet nedeniyle sessizliğe ve moral bozukluğuna uğramışlardır. Bu bölgekedeki Müslümanların bir kısmının yurtlarından çıkarılmaları ve katliama uğramaları nedeniyle kan davasına dönüşmüş ve diyalog da zorlaşmıştır. Hâlbuki gerilim ve katliamı azaltmak için uluslar arası düzeyde liderler; siyasal diyalogu sürdürseler belki, bu kadar gerilim ve katliam olmayabilir. İsrail hariç, herkese el uzatabilirim gibi yaklaşımlar ortamı germekten başka bir işe yaramamaktadır.

 

8) Aslında Yahudiler kendilerinin doğru yolda olduklarını zannederek çocuklarına bile güya sevdikleri peygamberlerin adlarını adetleri gereği değiştirerek;

a) İbrahim adına Abraham,

b) Musa’ nın adına Moşe,

c) Yusuf’ un adına Josef veya “Yasef,

d) Süleyman’ ın adına Salamon,

e) Davut adına Davit adını koyarlar.

f) Ayrıca Üzeyir ve İshak adını da verirler.

 

9) Ağlama duvarında Hz. Süleyman gibi zengin olamadıklarına ağlarlar. Keşke Hz. Süleyman’ ın zenginliğine rağmen dünyaya meyletmemesini ve günahlardan sakınıp zühd ve takva yaşamını örnek alamayışlarına ağlasalardı.

 

10) Bu sevgilerine rağmen tahrif edilen Tevrat’ a uymalarından ve siyasallaştırılmış bir Yahudilikten dolayı birisinin İslam’ a girmesinden rahatsız olurlar. Bu nedenle hidayetten mahrum kalmakta ve aksine şeytan yolunda akıntıya doğru kürek çekmektedirler ama davaları için bâtıl da olsa samimi çalıştıkları için masonluk ve rotary kulüpleri ile de idealleri yolunda bir hayli yol almışlardır.

 

11) Yahudiliğin iç yüzünden en çok bahseden, Kur’an’ ın baş tarafında yer alan ve en uzun olan sure Bakara’ dır. Bu surenin en başta yer almasının bir nedeni de Allah bilir ama Yahudileri bilmeden ve onların oyunlarına karşı tedbir almadan güvenli olarak yaşanamayacağına ve İslam’ a hizmet edilemeyeceğine bir işaret vardır.

 

Sonuç olarak

Yahudileri övmek veya kötülemek için değil objektif olarak değerlendirmek için irdelemekteyiz. Gönül isterdi ki, keşke tarih boyunca her şeye rağmen Hz. Peygamberimiz gibi diyalog ve tebliği sürdürebilseydik ortam; bozguncu ve savaş katliamlarını körükleyici üç beş hahama kalmazdı. Hz. Peygamberimizin ziyareti ile iman eden Yahudi genci gibi belki vicdanlıları çıkıp iman edebilirdi. Böylece enerjilerini bu karanlık işlere vereceklerine yaratılış gayelerini bilerek Allah’ ın rızasını kazanmaya verip de kurtulabilirlerdi. Bu yaklaşım da İslam’ daki insancıllığı göstermek için yeterlidir.