C) BELAM
1) Araf 175 / 172 - Onlara şu adamın haberini anlat ki; biz ona ayetlerimizi (anlama nimetini) vermiştik, o ise bu ayetlerden sıyrılıp gitmiş, şeytan onun peşine takılmış, neticede azgınlardan olmuştu. 176) Dileseydik elbette onu bu ayetler sayesinde yükseltirdik fakat o dünyaya saplandı ve hevesinin peşine düştü, onun durumu tıpkı köpeğin durumuna benzer, üstüne varsan da dilini sarkıtıp solur, bıraksan da dilini sarkıtıp solur, işte ayetlerimizi yalanlayan kavmin durumu böyledir, kıssayı anlat ki belki düşünürler. 177) Ayetlerimizi (makam ve menfaat için) yalanlayan ve sadece kendisine zulmetmiş olan kavmin durumu ne kötüdür.
Belam’ a;
a) Önce Allah’ a iman ve ayetlerini anlama nimeti verilmişti,
b) Fakat daha sonra menfaat kaygısı ile;
a) Ayetlerden uzaklaşmış ve kopmuş,
b) Şeytanın peşine takılan azgınlardan biri olmuştu.
Allah özgür bıraktığı halde;
a) Dünyaya saplanan,
b) Hevesinin peşine düşen,
c) Köpeğin dilini sarkıtarak daima kemik bekleyip, kemik düşünmesi gibi bu belam olan insan da aklını nefsinin emrine kaptırıp;
a) Hep menfaat bekleme, menfaat düşünme ve sadece menfaat uğrunda koşarak koca bir ömrünü heder etmiş,
b) Böylece kendisine de zulmetmiştir.
Allah bu olayı özellikle inananlara uyarı olsun diye beyan etmektedir.
Önce inanıp daha sonra dünya makam ve menfaatine saplanarak ayetleri yalanlayanlar ve basit bir menfaate değişenler İslam’ a zarar vererek belam kategorisine girmektedir.
2) Al- i İmran 77 / 58 - Fakat Allah’ ın ahdini (kitaplardaki peygamberlere iman sözünü) ve kendi yeminlerini birkaç paraya satan kimseler (var ya), işte onların ahirette hiçbir nasibi yoktur, Allah onlara kelamıyla hitap etmeyecek ve kıyamet günü onlara merhamet nazarıyla bakmayacak ve kendilerini temize çıkarmayacaktır, onlar için çok acıklı bir azap hazırlamıştır.
Allah’ ın dinini dünya menfaati ile değişenlerin yani Belamlık yapanların ahirette nasipleri kalmamakla beraber Allah onlarla konuşmayacaktır.
3) T. Muhammediye S 104 ( Tirmizi - Nesâi ) Ka’ b İbni Mâlik (r.a)’ den Peygamber (sav) şöyle buyurdu: Kişinin mal ve şerefe olan hırsının dininde yapacağı fesat ve zarar, davarlar arasına salıverilen iki aç kurdun yaptığı fesat ve zarardan daha beterdir.
H. Ş. göre bir insanın mal ve şeref hırsını dinden daha çok ileride düşünerek çıkarlarına dinini araç etmesi;
a) İki aç kurdun bir koyun sürüsüne yaptığı zarardan
b) İslam’ a yaptığı zarar daha fazladır.
4) T. Muhammediye S 159 ( Ebû Dâvud ) Ebû Hüreyre (r.a)’ den Peygamber (sav) şöyle buyurdu: Kim Allah’ ın rızası istenilip gözetilen bir ilmi, sadece onunla dünyalık elde etmek için öğrenirse kıyamet günü cennetin kokusunu bulamaz.
H. Ş. göre Allah’ ın dinini yaymak ve Allah’ ın sevgisini kazanmak için yapılan ilmi;
a) Kim menfaatine araç edinirse
b) Cennetin kokusunu dahi duyamayacaktır.
BELAM’ IN ARKA PLANI
1) Belam;
a) Müfessirlerin çoğuna göre İsrail oğullarından Bel’ am bin Baura’ dır.
b) Önceleri,
a) Hz. Musa’ nın dinini kabul etmiş,
b) İyi ve duası kabul olunan,
c) Sürekli ibadetle meşgul olan bir mü’min olarak bilinirdi.
c) Ancak Hz. Musa’ nın kendilerini yenilgiye uğratmasından korkan haylazlaşmış ve azmış kavminin Hz. Musa’ ya beddua et ısrarına karşın;
a) Önceleri o bir peygamberdir, olmaz demesine rağmen
b) Sonraları hediye yağmuruna tutularak Hz. Musa hakkında beddua ettirilmiştir,
c) Aldığı hediyelerle değişmiş ve Hz. Musa’ yı yenebilmeleri için Musa’ nın düşmanlarına akıl bile vermiş ve hileler öğretmiştir.
d) Hz. Musa’nın düşmanlarının Hz. Musa’ ya karşı galip gelmesi için zemin hazırlamıştır.
e) İlmine ve şöhretine rağmen ömrünü bundan sonra,
a) İslam’ a hizmete değil,
b) Menfaat düşünerek kendini Firavuna hizmete adamıştır.
d) Sonuç olarak Allah onun bedduasını;
a) Kendisine ve kavmine çevirmiş,
b) Sahip olduğu manevi mertebe ve meziyetlerden mahrum bırakmıştır.
2) Bel’ am;
a) Kibir,
b) Şöhret
c) Dünyevi arzuları sebebiyle sapıklığa düşenlerin ve şeytanlaşanların bir örneği olarak takdim edilmiştir.
3) Bazı müfessirlere göre Bel’ am Ümeyye bin Ebi’s-Salt veya Numan bin Seyfi er Rahib olduğu iddia edilirse de önemli olan bu kişinin temsil ettiği kiralık ve ihanet örneği mantıki bir yapıdır.
4) Âlimler Allah’ ı anarak mü’minleri aktifliğe iterken, belamlar da Allah’ ı anarak ve ihanette bulunarak hep müslümanları uyutmaya çalışmışlardır.
Acı iki örnek verirsek;
Napolyon’ un verdiği altınlarla hutbelerinde Napolyon’ un Mısır işgalini fetih sayan belamlar,
Komünizmin en güçlü olduğu dönemlerde sarıklı, cübbeli ve hanımları tesettürlü Rus öğrenciler Ezher Üniversitesinde okuyarak ve İslam ülkelerinde sempati kazanarak müslümanların kafalarını hep Arap sosyalizmi ile karıştırmışlardır.
Bu iki olay yıllarca süren kardeş kavgalarına ve âlim katliamına sebep olmuştur.
5) Dünya haritasına bakarsak;
a) Birçok adacıkların veya ülkelerin batılı güçlerin sömürgeleri olduğunu görürüz.
b) Bazı İslam ülkelerinde Firavun, Karun ve Belam’ dan oluşan şeytan üçgeninin egemen olduğunu görürüz. Örneğin;
a) Karun gibi bir yanda sınır tanımadan kazanan yerli ve yabancı sömürücüler veya hortumcular,
b) Firavun gibi sömürücülerin menfaatlerine göre yasa koyan işbirlikçi yöneticiler,
c) Belam gibi, Firavun ve Karun’a güç katmak için: İslam’ın cihat ve hizmet ruhunu unutturarak Allah’ın ayetlerini az bir dünya menfaati ile değişen halkı oyalayan ve uyuşturan, şirin görünen riyakâr ve sahte hocalar.
6) Âlimlerin yetiştirilmesine ve İslam’ ın yayılmasına harcanması gereken imkânları engellerler. Üstelik düşmanlarına bile akıl vererek düşmanın yapacağı zararın daha fazlasını inananlara karşı yaparlar yani zalim avcıya yaralı kuşu getiren zavallı canlının rolünü oynarlar.
7) Belamlığa karşı dik durmak için onurlu bir duruş sergilemelidir. Bu nedenle;
a) Bir lokma ekmek için onursuzluğu,
b) Bir anlık zevk için hayâsızlığı,
c) Geçici bir makam için faniler önünde eğilmeyi reddetmelidir.
Sonuç olarak Tüm İslam öncüleri belamı iyi öğrenip belamlaşmaktan, İslam’ ı menfaatlerine kullanmaktan Allah’ a sığınmalıdırlar. Bunun içinde aşağıdaki ayete dikkat etmeliyiz:
Maide 44 / 114 - ... İnsanlardan korkmayın benden korkun, ayetlerimi az bir bedel (dünya menfaati karşılığında) satmayın...
Unutulmamalıdır ki
Allah’ tan korkmayan
her an her şeyden korkabilir
ve
menfaati için
her an eğilebilir
ama
Allah’ tan korkan ise
hiçbir şeyden korkmaz
ve
Allah’ ın ayetlerini
hiçbir şeye değişmez.