KONUYU OKU
26. MALIN PSİKOLOJİK ETKİSİ VE BUNA KARŞI OLARAK İNFAK SINAVI
İnfak: Allah Yolunda Verme Sınavı

B) İNFAK: ALLAH YOLUNDA VERME SINAVI

 

1) Hadid 10 / 537 -  Ey mü’minler! Size ne oluyor ki Allah yolunda (mallarınızı) harcamıyorsunuz, hâlbuki göklerin ve yerin mirası Allah’ ındır. Fetihten evvel Allah yolunda harcayıp savaşanlarınız diğerleri ile bir olmaz...

 

Verin emrinden dolayı;

Her şey Allah’ ın olmasından ve gelecekteki nesillerden daha faziletli ve onlara örnek olmak için aklını iyi kullanan insanlar;

      a) İster kalpleri,

      b) İster gerekli bir yeri fethetmek amacıyla Allah için vermelidir.

 

2) Bakara 195 / 29 - Allah yolunda (cihat ve diğer hayırlar uğruna) mallarınızı harcayın ve elinizle (cimrilik veya israf yaparak) kendinizi tehlikeye atmayın. Mücahitlere maddi ve manevi ihsan ve yardımda bulunun. Çünkü Allah muhakkak iyilik ve ihsanda bulunanları sever.

 

Allah’ ın verdiğini;

      a) Allah yolunda harcamalı,

      b) İnfak etmemekle, cimrilik ve israf yapmakla kendini tehlikeye atmamalıdır.

 

3) İsra 26 / 283 - Akrabaya, yoksula ve yolcuya hakkını ver, israf ile saçıp savurma 27) Çünkü savurganlar şeytanların kardeşleridir, şeytan ise Rabbine karşı çok nankördür 28) Eğer Rabbinden istediğin bir rızkı (ihtiyacından dolayı) aramak için o akraba, yoksul ve yolda kalmışlardan yüz çevirmek mecburiyetinde kalırsan (yardım edecek durumun olmazsa) o zaman kendilerine yumuşak bir söz söyle (incitmeden izah et).

 

Müslüman;

      a) Akrabaya, yoksula, yolcuya hakkını vermeli,

      b) İsraf yaparak Rabbine karşı nankör olan şeytanlara kardeş olmamalı,

      c) Kendi ihtiyacını karşılamak için çalışırken akraba, yoksul ve yolda kalmışlara yardım edemeyecek durumda olursa onlara incitmeden tatlı dille bir çıkar yol göstermelidir.

 

4) Al- i İmran 180 / 72 - Allah’ ın kereminden kendilerine verdiklerini (infakta) cimrilik gösterenler sanmasınlar ki o kendileri için hayırlıdır, tersine bu onlar için çok fenadır. Cimrilik ettikleri şey de kıyamet gününde boyunlarına dolanacaktır. Göklerin ve yerin mirası Allah’ ındır, Allah bütün yaptıklarınızdan haberdardır.

 

Allah’ ın verdiği maldan infak etmeyenlerin o malları;

      a) Artık hayır değil bir şer olur,

      b) Üstelik kıyamet gününde de boyunlarına dolanır.

      c) Bu durumda infak edilmesi gerekeni infak etmeliyiz yoksa boynumuza dolanmak üzere bıraktığımızı unutmamalıyız.

 

5) Muhammed 38 / 509 - İşte sizler Allah yolunda harcama yapmaya davet edilen kimselersiniz, ama içinizden cimrilik edenler var, cimrilik eden kendisine cimrilik eder, Allah zengindir, fakir olan sizsiniz, eğer yüz çevirirseniz yerinize sizden başka bir toplum getirir, sonra onlar sizin gibi olmazlar.

 

Allah’ ın verdiği maldan;

      a) Cimrilik edenler aslında kendilerine karşı cimrilik etmişlerdir.

      b) Ayrıca Allah fakir değil ve ihtiyacı da yoktur,

      c) Eğer onun dininden yüz çevirirseniz yerinize sizden başka bir toplum getirir,

      d) Sonra onlar sizin gibi olmazlar.

 

6) Münafikun 10 / 554 - Sizden birine ölüm (alametleri) gelip de: “ Ey Rabbim, beni yakın bir zamana kadar geciktirsen de sadaka verip iyilerden olsam “ demezden önce size verdiğimiz  (şeylerden) Allah yolunda harcayın.

Ölüm alametleri gelince;

      a) Herkes biraz geciktirsen de sadaka versem diyecektir.

      b) O an fırsat da verilmeyeceği için infakta acele edilmelidir.

 

7) Bakara 254 / 41 - Ey iman edenler! Ne alışveriş, ne dostluk, ne de şefaatin olmadığı bir gün gelmeden önce size rızık olarak verdiğimiz şeylerden Allah yolunda harcayın, inkâr edenler elbette zalimlerdir.

 

İnananlar alışverişin, dostluğun ve şefaatin olmadığı bir gün gelmeden önce; 

      a) Allah’ ın verdiği rızıktan Allah yolunda harcamalıdır.

      b) Bu emri kabul etmeyenler gibi inandığı halde vermeyenler de zulmetmiş olurlar.

 

8) Nisa 38 / 84 - Allah’ a ve ahiret gününe iman etmedikleri halde mallarını insanlara gösteriş için harcayanları da Allah sevmez...

 

Her kim olursa olsun mallarını hem Allah sevsin, hem de insanlar övsün diye harcayanları Allah rızası yanına insanların takdirini de eklemelerinden yani ihlâsı bozmalarından dolayı Allah o kimseleri sevmemektedir.

 

9) Al- i İmran 134 / 66 - (O takva sahipleri ki) bollukta da, darlıkta da Allah için harcarlar, öfkelerini yutarlar ve insanları affederler. Allah da güzel davranışta bulunanları sever.

 

Cenneti hak edenlerin özellikleri;

      a) Bahane aramadan bollukta da, darlıkta da vermeleri,

      b) Kızdıkları zaman öfkelerine hâkim olmaları,

      c) Kızdıkları insanları affetmeleridir. 

      d) Allah’ ta böyle güzel davranışta bulunanları sevmektedir.

 

10) Bakara 265 / 44 - Allah’ ın rızasını kazanmak ve ruhlarındaki cömertliği kuvvetlendirmek için mallarını hayra sarf edenlerin durumu, bir tepede kurulmuş güzel bir bahçeye benzer ki üzerine bol yağmur yağmışta iki kat ürün vermiştir, bol yağmur yağmasa bile çişinti düşer (de yine ürün verir), Allah yaptıklarınızı görmektedir.

 

Allah’ ın sevgisini kazanacak cömertlerin durumu;

      a) Yağmurda iki kat ürün veren,

      b) Çişinti de olsa ürün veren güzel bir bahçeye benzer.

 

11) Teğabün 17 / 556 - Eğer Allah’ ın emrine uygun olarak ihlâs ile harcarsanız, Allah onu size kat kat (mükâfatı ile) artırıp verir, hem de günahlarınızı bağışlar, Allah şekürdür (azıcık iyiliğe çok sevap verir), halimdir (azabı vermekte acele etmez).

 

Kim ihlâs ile harcarsa;

      a) Hem Allah ona dünyada ve ahirette kat kat mükâfatını verir,

      b) Hem günahını bağışlar,

      c) Hem de az iyiliğine çok sevap verdiği gibi azap vermede de acele etmez.

 

12) Bakara 261 / 43 - Allah yolunda mallarını harcayanların örneği, yedi başak bitiren bir tane gibidir ki her başakta yüz tane vardır, Allah dilediğine kat kat fazlasını verir, Allah’ ın lütfü geniştir, O her şeyi bilir.

 

Allah; yolunda mallarını harcayanlara lütfü geniş olduğundan miktarını kendi bildiği 1’ e 700 kat mükâfat vermektedir. Bu oranı hiç kimse veremez. Bu bakımdan infak etmek isteyenler karzı haseni (karşılığını kuldan değil de Allah’ tan almak üzere borç vermeyi) tercih etmelidirler. 

 

13) Bakara 267 / 44 - Ey iman edenler! Kazandıklarınızın iyilerinden ve rızık olarak yerden size çıkardıklarımızdan hayra harcayın, size verilse gözünüzü yummadan almayacağınız kötü malı hayır diye vermeye kalkışmayın. Biliniz ki Allah müstağnidir (ihtiyacı yoktur), hamd’ e  (övgüye) layıktır 268) Şeytan sizi fakirlikle korkutur ve size cimriliği telkin eder, Allah (ise) size katından bir mağfiret ve lütuf vaat eder, Allah’ ın kudreti geniştir ve her şeyi bilir.

 

Müslümanlar;

      a) Kazandıklarının iyilerinden ve yenilerinden vermeli,

      b) Kendine verilse almayacağı kadar kötü malı hayır diye kimseye vermeye kalkmamalı, çünkü;

                  a) Allah muhtaç değildir,

                  b) Sınav için emretmektedir.

                  c) Bu nedenle şeytanın fakirlikle korkutmasına aldananlar genellikle cimriliği tercih ederken, bu korkutmayı aşanlar ise infaka devam ederler.

 

Not: İmanı kuvvetli insan malın en iyisini verirken imanı zayıf insan malın kötüsünü ve ucuzunu vermekle kar ettiğini zanneder.

 

14) Al- i İmran 92 / 61 - Sevdiğiniz şeylerden sadaka vermedikçe iyiye (cennete) eremezsiniz. Allah yolunda her ne harcarsanız, Allah onu hakkıyla bilendir.

 

Cennete gitmek için;

      a) Yemediği gıdaları, artık kullanmadığı eşyaları vermemeli,

      b) Aksine iyi ve güzel gıdaları ve sevdiği, yeni eşyaları vermelidir.

 

15) Hadid 18 / 538- Allah ve peygamberini tasdik eden erkeklerle kadınlar ve gönül hoşluğu ile Allah yolunda (mal) harcayanlar (var ya) onların mükâfatları kat kat artırılır, hem onlara çok hoş bir mükâfat (cennet) de var. 19) Allah ve peygamberine iman edenler, işte bunlar Rableri katında (imanları hususunda) tıpkı çok sadık olanlarla (Allah yolunda can veren) şehitler gibidirler, onların hem sevapları vardır hem de (sırat üzerinde) nurları (vardır), küfre varıp da ayetlerimizi inkâr edenlere gelince, işte onlar hep cehennemliktir.

 

Allah yolunda gönül hoşluğu ile sürekli mal harcayanlar;

      a) Hem çok sadık olanlarla şehitler gibidir,

      b) Hem mükâfatları kat kat artırılır,

      c) Hem de onlara çok hoş bir mükâfat olarak cennet vardır.  

 

Not: İnfakın insanı sadıklar ve şehitler seviyesine çıkardığını gören bir insanın infak etmemesi düşünülemez.

 

16) Bakara 273 / 45 - Sadakalar; (cihat aşkıyla nefislerini) Allah yoluna adadıklarından dolayı yeryüzünde kazanç için dolaşamayan fakirler içindir. Bilmeyen bir kimse utangaçlıklarından (ve onurluluklarından) dolayı onları zengin sanır. Sen onları alametlerinden tanırsın, onlar insanlardan (yüzsüzlük ederek) ısrarla bir şey istemezler, hayır olarak ne harcarsanız kuşkusuz Allah onu çok iyi bilir.

 

Sadakaları;

      a) Allah yoluna kendini adamış, para kazanmaya fırsat bulamayan hizmet ehline daha iyi hizmet etsin diye o istemeden öncelikle vermelidir,

      b) Çünkü muhtaç da olsalar onurlu olmalarından ötürü istemezler ve onları gören de zengin sanır,

      c) Bu özellikleri düşünmeli ve bu insanları hallerinden tanıyarak vermelidir.

 

17) Bakara 264 / 43 - Ey iman edenler! Sadakalarınızı insanlara gösteriş için malını harcayan Allah’ a ve ahiret gününe inanmayan kimse gibi başa kalkmak ve eziyet etmek suretiyle boşa çıkarmayın, çünkü onun bu gösterişinin hali üzerinde bir toprak bulunan bir kayanın haline benzer ki, ona şiddetli bir yağmur isabet edince üzerindeki toprağı temizleyip kendisini katı bir taş halinde bırakır, onlar (gösteriş için amel edenler ve verenler) yaptıkları şeyden hiçbir sevap kazanamazlar, Allah kâfirler topluluğuna hidayet etmez.

 

Verilen hayrı;

      a) Başa kakarak ve rencide ederek boşa çıkarmamalı,

      b) Yağmurun kayanın üzerindeki toprağı götürmesi gibi bu tür hareketlerde sevabı götürmektedir. 

 

18) Kalem 17 / 564 - Biz bahçe sahiplerine bela verdiğimiz gibi bunlara da bela verdik. Hani o bahçe sahipleri sabah olunca (fakirler yanlarına gelmeden) o bahçeyi devşireceklerini yemin etmişlerdi 18) (“İnşallah “ diyerek, yeminlerinde) istisna da etmiyorlardı. 19) Onlar uyurken, Rablerinden gelen dolaşıcı bir bela o bahçeyi sardı da 20) Bahçe, siyah kül gibi oluverdi. 21) Sabahleyin birbirlerine seslendiler: 22) “ Haydi, devşirecekseniz erkenden ürününüze gidin “ diye 23) Derken, fısıldaşarak gittiler 24) “ Sakın bugün araya herhangi bir yoksul girip yanınıza sokulmasın “ diye (fısıldaşıyorlardı) 25) Yoksula vermemeye güçleri yetecekmiş gibi erkenden gittiler! 26) Bahçeyi (o halde yanık) görünce; “ biz, dediler, kesinlikle yolumuzu şaşırmışız “ 27) “ Hayır, doğrusu biz mahrum bırakılmışız “ 28) (Yaşça ya da rey bakımından) ortancaları; “ ben size demedim mi? Allah’ ı tespih etmeli değil miydiniz? “ dedi 29) “ Rabbimizi tespih ederiz, biz gerçekten zulmetmişiz ” dediler. 30) Sonra birbirlerini kınamaya başladılar. 31) “ Yazıklar olsun bize, dediler, biz gerçekten azgın kişilermişiz “ 32) “ Umarız Rabbimiz, bunun yerine bize bundan daha hayırlısını verir, elbette biz Rabbimize rağbet ediyoruz “ 33) Dünya azabı işte böyledir, ahiret azabı ise daha büyüktür, keşke bilselerdi.       

 

Yemen’ de Savran denilen yerde cömert bir müslüman vardı. Vefat edince çocukları;

      a) Kalan mirasla gururlandılar, hayır yerine cimrilik yaptılar,

      b) Allah’ ta musibet göndererek bahçelerini yakarak onları mallarından mahrum etti.

      c) Onlar;

                  a) Önce yanlış geldiklerini düşündüler,

                  b) Sonra birbirlerini suçladılar,

                  c) Sonra hatalarını anlayarak biz zalim ve azgın kişilermişiz dediler,

                  d) Sonra Allah’ ın bundan daha iyisini vereceğini ümit ederek Allah’ a döndüler.

      d) Gurur ve cimrilik gibi yaklaşımlarda bulunanlara tevbe etmezlerse bunun gibi bela gelebileceği ve ahirette de daha büyük azap verileceği bildirilmektedir.

 

19) Fatır 29 / 436 - Gerçekten Allah’ ın kitabını (devamlı) okuyanlar, namazı gereği üzere kılanlar, kendilerine rızık olarak verdiğimiz şeylerden gizli veya açık olarak harcayanlar asla ziyan etmeyecek bir ticaret (sevap) umabilirler.

 

20) R. Salihin C 1- S 366- No 297 ( Buhari – Müslim ) Ebu Hureyre (r.a)’ den Peygamber (sav) şöyle buyurdu: Kulların sabahladığı her gün (yeryüzüne) iki melek iner ve şöyle der: Ey Allah’ ım, İnfakta bulunanlara (harcadıklarının yerine fazlasını) ver, diğeri de şöyle der: Ey Allah’ ım (esirgeyip) vermeyenin (malını) mahvet (yok et).

 

H. Ş. göre iki meleğin çağrısında olduğu gibi;

      a) İnfakta bulunana Allah fazlasını verir,

      b) Vermeyenden de bereketini çekip alır ve ona malının hayrını göstermez. 

 

21) R. Salihin C 2 - S 162 - No 694 ( Buhari – Müslim ) Ebu Hureyre (r.a)’ den Peygamber (sav) efendimiz şöyle buyurdu: Kelime-i Tayyibe (güzel ve tatlı söz) sadakadır.   

 

H. Ş. göre sadaka;

      a) Yalnız mal ile yapılmaz,

      b) Günah veya haramdan uzak her ilmi faaliyetler, güzel ve tatlı sözler veya iyi hareketler de birer sadakadır.                    

 

İNFAK OLAYINA NASIL BAKMALIYIZ? SORUSUNA BU AYETLER VE HADİSLER IŞIĞINDA CEVAPLAR

 

1) Allah’ ın verdiğini yine onun yolunda harcamalıyız, bu şekilde yapmamak bir çelişkidir,

2) İnfak etme konusunda cimrilik yapmak kendini tehlikeye atmaktır,

3) İnfak dengeli yapılmalıdır çünkü hem israf ile saçıp savurma hem de cimrilik yapmak şeytana dost olmaktır,

4) İnfak etme durumu olmadığı zamanlarda da en azından tatlı dil ve güler yüz gösterilmelidir,

5) Cimrilik nedeniyle infak edilmeyen mallar mahşerde sahibinin boynuna dolanacaktır,

6) Cimrilik edilip infak edilmez ve de Allah’ tan yüz çevrilirse Allah vereceği şerefi alarak bu şerefe layık olan başka bir topluluğa verir,

7) Her an ölüm gelebileceği için infak etmede acele edilmelidir,

8) Allah gösteriş için harcayanları sevmez,

9) Takva insanlar bollukta da darlıkta da infak ederler,

10) Cömertler güzel ve bol bol ürün veren bir bahçeye benzerler,

11) İhlâsla harcanırsa hem kat kat arttırır hem de varsa kusurlarını affeder,

12) Cömertlere Allah 1’ e 700 vermektedir,

13) Kötü mal hayır amaçlı verilemez,

14) Sevilen ve beğenilen şeylerden verildiği oranda cennete ulaşabilir,

15) İmanla beraber gönül hoşluğu ile Allah yolunda verenler sadıklar ve şehitler gibidir,

16) İnfakta öncelik kendini Allah yoluna adayanlara ve insanlardan yüzsüzlükle bir şey istemeyenlere verilmelidir,

17) İnfakı başa kalkarak ve eziyet ederek boşa çıkarmamalıdır, çünkü böyle yapmak bir yağmurun kayanın yüzündeki toprakları götürmesine benzer,

18) Malla hem övünülmemeli hem de cimrilik yapılmamalıdır. Çünkü böyle bir tavır eski ümmetlerde olduğu gibi malın telef olmasına sebep olabilir,

19) Kur’an’ ı okuyup, namazını kılıp sürekli infak edenlerin cenneti umabilirler,

20) Her sabah iki melek Allah’ a “ infak edene fazlasını ver, infak etmeyenin de malını yok et “ diye çağrıda bulunur.

 

İNFAK

 

1) Allah’ın verdiğini yine Allah için vererek, Allah’a olan sevginin bir ispatı ve emanetin memnuniyetle gerçek sahibine iadesidir. Bunu anlamak için Allah’ın Zülcelalı Vel İkram ve El-Kerim isimlerinden faydalanmalıdır. Bu payı alabilen infak ederken kendine bu imkânı veren Allah’a hamd eder.

 

2) İnfak; şeytanın cimrilik tavsiyesine ve nefsin cimriliğine karşı imanın bir zaferidir.

 

3) Kuş iki kanatla uçtuğu gibi insan da ilim, varlık ve infakla yücelir.

 

4) İnfak, insanın eksik kalan maddi yönünü tamamlamadır. Bu tamamlanmazsa veya yokluğuyla kişilik gelişimi engellenir ve isyana hatta küfre bile yaklaştırabilir. İnfak yapma fakiri bu tehlikeden, mal sahibini de hesaptan koruyan ve sevaba çeviren Allah’ın bir lütfüdür.

 

5) İnfak insanın kendine önem vermesi ve kendisini mahrum etmemesi, ebedi mutluluğu için yapılan bir yatırımdır.

 

6) İnfak eden aslında kendisi için vermiştir, vermeyen de kendini mahrum etmiştir.

 

7) Allah rızasının dışında verilenler bir avcının kuşları avlamak için attığı yeme benzediği için infakla bir ilişkisi yoktur.

 

8) Sarmaşık gibi başkasına yük olarak yaşamak isteyenler hem kendilerini hem de yük oldukları kimseleri zayıflatırlar. Kendini bilen bunu kendine yakıştırmaz.

 

DİKKAT: İnfak ederken inanan insanlar akıllarını kullanarak;

Nisa 5 / 76 ya göre verileni yerinde kullanamayan sefihlere değil de,

Bakara 273 / 45 göre kendini hizmete adamış, kimseden bir şey istemeyen dava erlerini bulmaları ve önceliği onlara vermeleri istenmektedir.